Güncelleme Tarihi:
Süleyman EKİN / ANTALYA, (DHA) - ANTALYA'da 2009 yılında 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın götürüldüğü evde uyuşturucu verilip tecavüz edildikten sonra ölümü ile ilgili 3 sanıktan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar ağırlaştırılmış ömür boyu ve 21'er yıl, Emine Karpi'nin ise 28 yıl hapse mahkum edilmesine ilişkin karara savcı itiraz etti. Savcı, delil yetersizliğinden sanıkların ayrı ayrı beraatını talep etti.
Antalya'da 31 Ağustos 2009 günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, Facebook'tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Osman Küçük, Sezgi Kırıt'ı iş arkadaşı Ali Karpi'nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, 3 kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı. Aynı gece yaşamını yitiren Sezgi Kırıt'ın cesedi, delil bırakmamak için yıkandıktan sonra üzerindeki giysiler çıkartılarak, Isparta yolunda bir araziye bırakıldı.
Sezgi Kırıt'ın cesedi, 2 Eylül 2009 günü Isparta'nın Gönen İlçesi'nde boş arazide çıplak halde bulundu. Kimliği saptanamayan ceset, iddiaya göre Adli Tıp'ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca 'kimsesizler mezarlığı'na gömüldü.
40 GÜN SONRA MEZARDAN ÇIKARILDI
Ailesi, sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince, mezar açılıp ceset çıkarıldı. İncelemede cesedin Sezgi Kırıt'a ait olduğu anlaşılınca, soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili Osman Küçük, Ali Karpi, kızkardeşi Emine Karpi ile Emine'nin oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar gözaltına alındı. İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, Kırıt'ın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Adli Tıp otopsi raporunda da tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı.
KRİMİNAL BÜRO 'TECAVÜZ' DEDİ
Şüphelilerden Ali Karpi 1 Kasım 2014 tarihinde vefat etti. Ulusal Kriminal Büro'nun Sezgi Kırıt'ın ölümüyle ilgili verdiği raporda, olayın 'zorlamalı ölüm ve tecavüz' olduğu belirtilmesi üzerine Osman Küçük, Mehmet Mutlu Kurtlar ve Emine Karpi tutuklandı.
Olaydan 7 yıl sonra Osman Küçük ve Mehmet Mutlu Kurtlar hakkında 'mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, Emine Karpi hakkında ise bu suçlara yardımcı olduğu iddiasıyla 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Davanın geçen 28 Nisan'da 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında, tutuklu sanıklardan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar ağırlaştırılmış ömür boyu ve 21'er yıl, Emine Karpi'nin ise 28 yıl hapse mahkum edilmesine karar verildi.
SAVCIDAN KARARA İTİRAZ
Davanın savcısı Sezer Binay, Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara itiraz etti. Savcı Binay mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde, sanıkların üzerlerine atılı 'ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı' suçundan cezalandırılmalarına ilişkin yeterli delil elde edilmediğinden, bu suçtan açılan kamu davasından CMK'nun 223/2-e madesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiğini kaydetti.
EVDEN KAÇMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞ
Savcı Sezer Binay Sezgi Kırıt'ın Mayıs 2007, Mart 2009 ve 20 Ağustos 2009 tarihinde evden kaçtığını, evden kaçmayı alışkanlık haline getirdiğini, bir yandan da uyuşturucu madde kullanımına başladığını belirtti. Mağdure Sezgi Kırıt'ın, ailesinin tüm engelleme çabalarına rağmen 31 Ağustos 2009 tarihinde yine evden kaçarak sanıklar Osman Küçük, Emine Karpi ve Mehmet Mutlu ile buluştuğunu kaydeden Sezer Binay, Sezgi Kırıt'ın cinsel amaçlı alıkonulması eylemi sırasında cebir tehdit veya hileye maruz kaldığına dair sanıkların cezalandırılmaları için yeterli delil elde edilemediğini savundu.
AVUKATTAN TEPKİ: SAVCI SANIK VEKİLİ GİBİ
Savcı Sezer Binay'ın itiraz dilekçesine tepki gösteren Sezgi Kırıt ailesinin avukatı Sibel Önder ise Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na cevap dilekçesi sundu. Avukat Sibel Önder dilekçesinde, savcı Sezer Binay'ın dilekçesindeki cümlelerle savunma sınırını aştığını belirtti. Savcı Sezer Binay'ın dilekçesinde, Sezgi Kırıt'ın uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve evden kaçmayı alışkanlık haline getirdiğini beyan ettiğine değinen Sibel Önder, dilekçesinde şunları kaydetti:
"Sayın savcının maktul hakkında sarf ettiği cümleleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla dilekçe içeriğinde kısaca şu anlaşılmaktadır: 'Bir kişi uyuşturucu bağımlısı ise veya evden kaçmayı alışkanlık haline getirmiş ise hunharca katledilmesini reva görmektedir.' Sayın Savcı, dilekçesinde, sanıkların ikrarına rağmen Sezgi Kırıt'ın çırılçıplak bir vaziyette boş bir araziye atılması hususunda değerlendirme yapmamıştır. Sezgi Kırıt'ın vücudundaki parçalanmaları, yaraları, yırtıkları değerlendirmeye almamıştır. Küçük yaştaki kızlarımızın ırzına geçen, işkence eden ve sonra o körpe bedenleri boş araziye sırf fantezi olsun diye çıplak şekilde atan kişilere emsal bir karar verilmiştir. Sayın savcının sanık vekili gibi kaleme aldığı dilekçesini, hiçbir resmi belge ve delile dayanmayan haksız, mesnetsiz ve hukuk dışı olması sebebiyle kabul etmiyoruz. Sanıklar hakkında verilen kararın onanması yönünde gereğinin yapılmasını saygıyla arz ve talep ediyoruz."
Sezgi Kırıt'ın ablası muhasebeci 32 yaşındaki Sevgi Kırıt da cumhuriyet savcısının itiraz kararına tepki göstererek, Savcı Binay'ın sanık avukatı gibi davrandığını iddia etti.
FOTOĞRAFLI