Güncelleme Tarihi:
İNGİLİZ caz müzisyeni ve yazar Gilad Atzmon, son dönemde İstanbul ve Antalya’da verdiği konserlerle hayranlarını sevindirdi. Bugüne kadar 12 albüme imza atan ve Exile (Sürgün) albümüyle müzik otoritelerinden büyük övgü alan Atzmon, saksafonun yanı sıra, klarnet ve farklı üflemeli enstrümanlarla eşsiz bir performans sergilediği konserleriyle müzikseverleri büyülüyor. Ian Dury, Robbie Williams, Sinead O’Connor and Paul McCartney gibi müzik ikonlarıyla albüm çalışmaları yapan ünlü sanatçı Atzmon’la, Antalya izlenimlerini, caz hayranlarının merakla beklediği albümünü ve hayata dair hislerini konuştuk.
SAVAŞLARA MÜZİKAL BİR YORUM
Dünya çapında yankı uyandıran başarılı albümünüz Exile’ın ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?
Sürgün yaşayan çok sayıda insanın yaşadıklarını görerek Exile’ı yaptım. Bu albümün Türkiye’de de çok meşhur olduğunu biliyorum. İnsanların sokakta beni durdurup söyledikleri şeyler harika. Bu toprakların insanlarının dünyada yaşanan zorluklara duyarlılık geliştirme ve empati kurma kabiliyeti çok yüksek. O yüzden galiba aynı dili konuşuyoruz. Exile albümümü yaparken dünyada çıkan savaşları ve beraberinde yaşanan dramı derinden hissettim ve duygularımın müzikal bir yorumunu sundum.
Tartışma programlarına konu olan ve üniversitelerde incelenen ‘Being in Time’da nelere dikkat çektiniz?
Being in Time’da yeni çağın politik iklimini anlamaya ve tarif etmeye çalıştım. Güç dengeleri değiştikçe ülkelerin değişen kimliklerini evrensel bir nbakışla tanımlamak istedim. Bu arada Being in Time, birkaç ay içinde Türkçe olarak da basılacak.