Güncelleme Tarihi:
NEREDEYSE 1 ay olacak kuzeyimizdeki savaş başlayalı. Görüşmeler, zirveler, tehditler, yaptırımlar, yalvarışlarla birlikte bütün zalimliği ile devam ediyor insanlığın bu ‘utanç savaşı’. ’96 saatte biter ’deniyordu, bugünlere geldik. Milyonlarca insan ben bu satırları yazarken, siz bu satırları okurken elinde bir çanta ile hayatını kurtarmak için bir yerlere kaçıyor. Gidenler geri gelebilecek mi ? Gelirse ne bulacak? Savaş insanoğlunun en kötü, en zalim, en gaddar icadı.
Hele bu savaş, sadece savaş halindeki ülkelerin insanlarını değil, siyasi ve ekonomik olarak İskandinavya’dan Afrika’ya, Çin’den Amerika’ya bütün dünyayı ilgilendiriyor. Ve korkarım dünya üzerinde yarattığı hasar Kovid 19’dan daha yüksek ve kalıcı olacak. Günlerdir Antalya’nın da gündeminde de bu savaş konuşuluyor. Zira son yıllarda bu şehrin turizmini sırtlayan iki ülke birbiri ile savaş halinde. Bunun Antalya’ya yansıması ve olası sonuçlarını kestirmeye çalışıyor turizmciler.
Önce bu ülkelerin Antalya turizmine katkısını, ardından bu ülkelerdeki güncel durumu ve olası sonuçlarını turizmcilerin gözünden değerlendirelim. Antalya sevilen, tercih edilen, dünya sırlamasında ilk 10 da yer alan önemli bir turizm şehri. Turizm, şehrin gelir kaynağı. 60 ülkeden turiste tatil imkânı sunan bu şehrin dış dünyadaki dalgalanmalardan etkilenmemesi imkânsız. Aynen bu şavaşta olduğu gibi. Zira Ukraynalılarla Rusların en yoğun olarak birarada tatil yaptığı şehir Antalya. Antalya turizminin uzun zamandır değişmeyen beşlisi turizmin belkemiğini oluşturuyor: Rusya, Ukrayna, Almanya, İngiltere ve Polonya. İsterseniz bu beşlinin son 5 yıldaki yoğunluğuna resmi sayılardan oluşturduğum tablo yardımı ile bir göz atalım:
KIRILGAN (FRAGİLE) BEŞLİ
Turizm sepetimizin içinde özenle korumamız gereken bu beş yumurta var. Şu an beşi de birbirleri ile ihtilaf halinde. Turizmcilerin son günlerde en çok konuştuğu işte bu 5 ülkenin durumu, kendi aralarındaki süreç ve Türkiye ile olan ilişkileri… Zira 2022 yılının turizmini bu gelişmeler belirleyecek. Konuşulanları tek tek ele alıp özetleyelim:
UKRAYNA: Ülke, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. 10 milyon kişi evini terk etti, 3 milyon kişi yurt dışına geçti ve hala geçiyor. Ülke ekonomisi çok ağır yaralar aldı. Bu savaş Ukrayna’yı 20 yıl geri götürdü. Bugün savaş bitse tekrar normalleşebilmek en az birkaç yıl sürecek. Şu an tek derdi kendisinin ve yakınlarının hayatta kalması olan insanların gündeminde turizm yok. Havalimanları bombalanmış, şehirleri tarumar olmuş, Ukrayna bu sendromu kolay kolay atlatamayacak. Bu şartlarda bu ülkeden herhangi bir yere turist gideceğini beklemek doğru olmaz. Ancak çok kısıtlı sayıda yaşadığı buhrandan kaçıp biraz hava değişimi isteyen ve bütçesi buna uygun olan küçük bir kesim, bulabildiği uçuş imkânları ile Türkiye dahil kendilerine kucak açacak olan Batı ülkelerine gidebilirler. Her ne kadar Türkiye’nin izlediği stratejiyi takdir etse de Ukrayna’nın gözü Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde.
RUSYA: Savaşın nereye evrileceği bilinmiyor. Ancak gözünü iyiden iyiye karartmış Rusya’nın savaşı diğer ülkelere taşıyarak Orta Asya’dan, Balkanlara kadar bir kargaşa çıkarması küçük bir ihtimalde olsa mümkün. Savaşın ne zaman ve nerede biteceği kadar, yaptırımların ne kadar genişleyeceği ve süreceği de önemli. Bütün yaşananlara rağmen barış sürecine geçilirse, yaz sıcakları ile birlikte gidecek pek alternatifi olmayan Rusların, -az sayıda da olsa- Antalya’ya gelmeleri mümkün. Ekonomisi bozulan ve yaptırımlarla hareketi kısıtlanan Rusların bu yıl yurt dışı tatili zayıf olacaktır. Rusya, bu şartlarda diplomatik bağı olan nadir ülkelerden Türkiye’yi önemsiyor, ancak Nato üyesi Türkiye’nin her adımını ve Ukrayna politikasını dikkatle takip ediyor.
ALMANYA: Türkiye ve Antalya’nın en önemli pazarlarından biri olan Almanya gelişlerinde birkaç yıldır önemli bir değişim söz konusu: Almanya’dan gelen uçakların içindeki turistlerin en az yarısı Alman değil. Almanya’daki Türk vatandaşlarının yanı sıra Almanya’ya gelmiş, yerleşmiş orada yaşayan İran’dan, Bosna’ya, Suriye’den, Fas’a birçok başka ülke vatandaşlarının önemli bir tercihi haline geldi Türkiye. Neden bunun altını çiziyorum. Çünkü bu kesim savaş ve siyasi gelişmelere Almanlara göre daha farklı yaklaşıyor ve tatilini yapmaktan pek vazgeçmiyor. Son yıllarda Alman vatandaşlarının ana tercihi ise Kanarya Adaları, Mayorka, Faro, Girit oldu. 2021 İstatistiklerine göre (FUR Reiseanalyse) Almanya turizm pazarında Türkiye, İspanya ve İtalya’dan sonra 3,4 milyon turist 3. sırada gözükmekle birlikte demografik olarak böyle bir gerçek var. Özellikle yaz döneminde çocuklu ailelerin Antalya’yı tercih etmesini beklemekle birlikte, Almanların yüzünü bu yıl biraz batıya çevirecekleri öngörülüyor. Almanya Rusya ile ipleri koparmadı. Ancak AB üyesi olarak, Rusya karşıtı bir politika izliyor. Bunula birlikte Türkiye’nin son dönemlerdeki arabulucu çabalarını önemsiyor. Bu yıl Almanya’dan gelen turist sayısı geçtiğimiz iki yılın üzerinde seyreder ve büyük bir olasılıkla 2019 sayılarına yaklaşabilir.
POLONYA: Savaşan ülkeler kadar savaştan etkilendi’ desek pek yalan olmaz. Ülkeye 2 milyon Ukrayna vatandaşı geldi ve gelmeye devam ediyor. Ülke haliyle ekonomik ve psikolojik baskı altında. Buna rağmen turizmciler Polonya’nın geçen seneki yüzde 5’lik pazar payını artırabileceğini ve ilk üç içinde yer alacağını öngörüyorlar. Geçen hafta Kundu’da bir oteli arayan Polonyalı bir grup ‘otelinizde Rus turist olmayacağını teyid ederseniz, geleceğiz!‘ şeklinde bir talepte bulunmuş. Polonya bu savaşın mutlak ve keskin taraflarından biri. Rusya’nın yüzünden kendi düzenlerinin bozulduğunu düşünüyorlar. Bu dengeyi sağlamak bu sene çok önemli olacak. İnşallah otelleri ‘Rus oteli’ ‘Polonya oteli’ ‘Avrupalı oteli’ diye ayırmak zorunda kalmayız.
İNGİLTERE: İlk verilere göre İngilizler Antalya kontenjanlarını doldurmak üzereler. Savaşın -Rusya karşıtı- tarafı olmakla birlikte korona sürecinin ağır izlerini güzel bir tatille atlatabileceklerini çok iyi biliyorlar. Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi güvenli bulmadığı için yaz boyunca kapılarını kapatan ve Antalya gelişlerinde sonuncu olan İngiltere bu yıl ilk önce bize kapılarını açan ülke oldu. Bu senenin sürprizi olarak Antalya’ya 1 milyon İngiliz turist gelirse şaşırmayalım. Bu yıl kırılgan beşlinin biri hariç diğerleri Antalya turizminin gidişatını belirleyecek. Bugünlerde sayısal tahminde bulunmak falcılıktan öte bir şey olmaz. Dibimizde turizmimizin en önemli iki ülkesinin savaş halinde olduğu bu yıl, 2021 sayılarına ulaşmak büyük başarı olur.
Gördüğünüz gibi gözler üzerimizde. Özellikle Antalya zirvesinden sonra sorumluluğumuz daha da arttı. İki ülkenin dış işleri bakanlarından sonra başkanlarını da Antalya’da buluşturmak uzak bir hayal değil. Eğer bunu başarırsak hem insanlığa, hem ülke turizmine en değerli hediyeyi vermiş oluruz. Çok kolay değil, bunca mermi arasından yara almadan geçebilmek. Ama çabamız bile değerli.