IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2015 13:07
ANTALYA’NIN İŞ DÜNYASINA YÖN VEREN İŞ ADAMLARININ EKONOMİK VE TOPLUMSAL KONULARDA PROJE ÜRETTİKLERİ TOPLANTIYA KATILAN SUBAŞI, SEÇİM SÜRECİNİ, SEÇİM YARIŞINDAKİ SİYASİ PARTİLERİN DURUMUNU, BU SÜREÇTE KENDİSİNİN NEREDE BULUNDUĞUNU DEĞERLENDİRDİ VE NİÇİN BU YARIŞA GİRDİĞİNİ ANLATTI.
Salı Grubu’nun konuğu olan Hasan Subaşı içinde bulunduğumuz siyasi süreci iş adamlarına değerlendirdi.
İş adamları tarafından kent ve ülke sorunlarının görüşüldüğü, gündeme dair tespitlerin yapıldığı Salı Grubu toplantıları her hafta düzenli olarak gerçekleştirilirken bu hafta Eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Bağımsız Milletvekili adayı Hasan Subaşı’nı ağırladı. Antalya’nın iş dünyasına yön veren iş adamlarının ekonomik ve toplumsal konularda proje ürettikleri toplantıya katılan Subaşı,
seçim sürecini, seçim yarışındaki siyasi partilerin durumunu, bu süreçte kendisinin nerede bulunduğunu değerlendirdi ve niçin bu yarışa girdiğini anlattı.
SİYASETTEN UZAKTA HUZURLUYDUM
Muharrem
Koç’un başkanlığını yaptığı Salı Grubu kahvaltısında Subaşı, siyasi tecrübelerine dayanarak içinde bulunduğumuz seçim süreci üzerine tespitlerde bulundu. Subaşı konuşmasına başlarken herhangi bir siyasi parti ile sorununun olmadığını kaydetti ve seçime bağımsız girme sebebini siyasi partilerde bulunan sistem ve düzen sorununa bağladı. Subaşı, “Parlamenter demokrasi dünyada çok yaygın, bizim de bu konuda yol kat etmemiz gerekiyordu. Ancak ülkemizde devleti işleten bu sistem siyasettir ve siyasette gideremediğimiz bir arıza söz konusu. Siyasetin motoru olan siyasi partileri bir türlü işlevsel hale getiremiyoruz. 1999’dan sonra ailem ve doğa ile ilgilenmek istedim huzurluydum ve o dönem siyasi düzenimiz adına umutlanmıştım. Hatta bu dönem içinde siyasi partilerden aldığım teklifleri de reddettim. Ancak son yıllarda siyasi partilerin içinde bulunduğu durumun kötüye gittiğini görmek beni rahatsız etti. Yeniden siyaset arenasına dönmemin temel sebebi budur” dedi.
SİYASETİN ARIZASI MERKEZİLEŞME
Subaşı, siyasetin ve siyasetçinin gerçekleri belliyken Türkiye’de siyasi arenada dümenin bu kadar kırılabileceğini düşünmediğini belirtti . Subaşı:“Neden huzurluydum, bir CHP vardı. Bir sosyal demokrat partiye çevrilmek çok zor olmasa gerek. Türkiye’de baktığımız zaman işçi sınıfının, sendikanın, doğu ve güneydoğunun oyunu almadan sosyal demokratım diyebilmek doğru olmaz. Öbür tarafta AK Parti’ye baktığımız zaman, ötekileştirdiğimiz kesim rejime dahil olmuştu. Birilerini sistemin dışına çıkararak rejimi ve dolayısıyla toplumu da sağlıklı hale getirmek mümkün değildir. Ötekileştirdiğimiz muhafazakar kesimin sisteme dahil olması, bunun yanı sıra CHP’de bir hareketlilik olması demokrasi adına olumlu işlerdi. Fakat son yıllarda siyasetin teknik yönü bir kenara bırakıldı ve siyasette nefret diliyle bir çatışma hakim olmaya başladı. Bu çatışma partilerdeki egemenlerin, iktidarlarını sağlamlaştırmak için olduğunu görmekteyiz. Toplumdan uzaklaşıp kendilerine bağımlı bir siyaset yaratma çabası yer almaktadır. Bu da bir bakıma merkezileşme sayılmaktadır. Mevcut partilerimiz de bu merkezileştirmenin getirdiği sıkıntıları yaşamaktadır” sözlerine yer verdi
EVREN İLE BİR MESELEM YOK
Bağımsız Milletvekili Adayı Hasan Subaşı, “Türkiye 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan demokratikleşme sürecine adeta gözlerini kapattığını ifade etti. Subaşı, hala da askeri idarelerin önündeki anayasayla idare edilmeye çalışıldığını sözlerine ekledi ve “Kenan Evren’e her türlü cezayı vermeye çalıştık ama hala aynı anayasayı baş tacı yapıyoruz. Bitmez tükenmez çelişkilerimiz var. 7 Haziran’dan sonra siyaset kartları yeniden dağıtılacaktır. Bu gemi bu şekilde yüzmeye devam etmez. Türkiye su alan bir gemiyle yüzmeye devam edemez” dedi.Subaşı, konuşmasının ardından soru cevap kısmında Salı Grubu üyelerinin sorularını yanıtladı. Kenan Evren’in vefatının ardından apoletlerinin sökülmesi yargıda devam ederken devlet töreni yapılıp yapılmama tartışmaları hakkındaki soruya “Kenan Evren ülke şartlarının getirdiği sebepten dolayı gelmiştir. Ancak ben hiçbir zaman darbelere kılıf aramadım. Her darbeye karşı çıkanlardanım. Çocuklarımıza darbe yapmış kişilerin ismini övücü bir şekilde anmamamız gerekiyor. Evren’e karşı hiçbir meselem yoktur. Ama yapılan darbelerin övücü sembolleri ülkemizde yer almamalıdır” diye konuştu.
Ayrıca Salı Grubunun bu haftaki kahvaltısına, Uzm. Dr. Müberra Kılıç, Antalya SGK büyük işveren şefi İlker Kurt, Antalya SGK denetmen Ümit Küçükoğlu, Odeo Bank Grup Müdürü Zafer Kaçar, Av. Nafiz Özgür Kifaioğlu, Antalya Gazetesi Ali Orhan, Anadolu Lara Hastanesi Fizik Tedavi uzmanı Ceren Cem Bacanlı, Remax’dan Ömer Küçükaslan ve Zeyid Ali Şanlı konuk olarak katıldılar.