Güncelleme Tarihi:
2020, dünyayı saran salgın endişesinin kıskacında kara bir yıl olarak tarihe geçti. Bu gözle görülmeyen tehdide rağmen Türk turizmi, ‘izole’ tatili geliştirerek kriz ortamında bile başarıya imza attı. Pandemiyle birlikte gelen seyahat kısıtlamalarına ve uluslararası yaptırımlara rağmen, Güvenli Turizm Sertifikasyon Sistemi’yle dünyada önemli bir rekabet gücü yakalayan sektör, şimdi bu avantajı geliştirmenin peşinde...
HEDEF 20 MİLYON...
Pandemi gölgesinde geçen 2020’de ortaya çıkan tabloyu değerlendiren ve 2021 öngörülerini anlatan Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TTGA) Üyesi Erkan Yağcı, bu yıl son dakika satışlarının turizm hareketinde etkili olmasını bekliyor. Bu sezonun belirleyici unsurlarının güven ve kalite olacağını söyleyen Yağcı, turizmde bu yıl nihai hedef olarak ise 20 milyon turist öngörüyor.
Yeni bir sezona daha pandemi şartlarında girerken turizm sektörünün salgın kaynaklı kısıtlamalarla geçirdiği 2020 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
2021’de turizminin ana gündem maddeleri arasında, seyahat kısıtlamalarının kaldırılması, aşının yaygınlaşması ve salgının kontrol altına alınması var. Geçen yıl dünya turizminde yaklaşık yüzde 72’lik bir daralma oldu. 2019’da dünyada 1.5 milyar insan seyahat etmişti. Bu rakam 400 milyona düştü. Seyahat eden her 10 kişiden 7’si seyahate çıkmadı. 2019’da 1.5 trilyon dolara ulaşan dünya turizm geliri de 2020’de 400 milyon dolara kadar düştü. Turizmde 30 yıl önceye döndük. 1 milyar kişi seyahat etmedi, 1 trilyon dolar civarında da gelir kaybı yaşandı. Ama biz pandemi gölgesinde turizmi başlatarak dünyaya bu şartlarda turizm yapılabileceği mesajını verdik. Sorunun ciddiyetinin ilk günden itibaren farkındaydık. Çabamızın karşılığını olabilecek en üst düzeyde aldığımız için mutluyuz.
Salgınla birlikte hızla uygulamaya alınan Güvenli Turizm Sertifikasyon Sistemi sektöre nasıl bir mesafe aldırdı?
Antalya, salgının patlak verdiği mart ayından itibaren geliştirdiğimiz güvenli turizm sertifikasyon sistemiyle dünya turizminde öne çıktı. Pandemi gölgesinde turizmi güvenli koşullarda başlatmak, bizi yıl sonunda rakiplerimizin önüne geçirdi. Birçok ülke bizim sistemimizi örnek aldı. Dünyada uygulanan sistemlerle kıyasladığımızda bizim sertifikasyon sistemimiz son derece detaylı ve çok fazla kriterin olduğu bir çalışma. Turizm tarihinin en ağır krizini yaşıyoruz. Buna rağmen dünyada turizm hareketinin başladığı, sezonda 700’e yakın otelin açıldığı lider şehirlerden biri Antalya oldu. Biz çok kriz atlattık, ama yaşadığımız süreç kriz ötesi bir durum. Daha önce işletmelerimizin tamamen kapandığı bir döneme şahit olmamıştık. Şok etkisini 2 ay içinde atlattık ve 15 Haziran’dan itibaren adım adım tesislerimizi açtık. Sektör belki de ilk defa bu kadar birlik ve beraberlik içinde bu zorlu süreçle mücadele etti. İyi bir programla sektörü ayakta tuttuk.
Ağır koşullara rağmen sektör yöneticilerinin iyi bir sınav verdiği görülüyor. Bu tablo rakamlara nasıl yansıdı?
Pandemi sürecinde ekonomik ve sosyal boyutuyla sektörün önemi daha net anlaşıldı. Türkiye 2020’yi 16.5 milyona yakın yabancı turist ve 11 milyar civarında gelirle kapattı. Antalya’da yaklaşık 3.5 milyon turist ağırladık. Her yıl benzer turist rakamlarına ulaştığımız Mayorka’ya gelenin 3 katı kadar turisti biz Antalya’ya getirdik. Bunu hem kamunun, hem de özel sektörün ortak başarısı olarak görüyorum.
Turizm ve bağlantılı sektörler başta olmak üzere herkes için zor bir yılı geride bıraktık. Şimdi sular çekildiğinde işletmelerde son durum nasıl?
Kamu tarafından sektöre bazı destekler verildi. Bu destek uygulamalarıyla işletmeler ayakta tutuldu. Fakat sektöre en büyük destek, sezonda işi başlatmak oldu. Önümüzdeki yıllarda da sektörün ayakta kalabilmesi için hem devlet desteklerinin bir süre daha devam etmesi, hem de sektörün ihtiyaçları doğrultusunda sürece yön verilmesi gerekiyor.
Her sene yılın ilk aylarında biz rezervasyonları konuşuyor oluyorduk. Yılın nasıl şekilleneceğine dair bir öngörü bu dönemde oluşuyordu. 2021 verileri nasıl?
Bu senenin en önemli trendi güvenli turizm. Ocak ve şubat aylarında önceki yıllardaki rezervasyon yoğunluğu olmadı. Fakat yaz sezonu yaklaştıkça insanların rezervasyon taleplerinin ve tatil seçeneklerine ilginin artacağını düşünüyoruz. Bu sene erken rezervasyon yerine ağırlıklı olarak son dakika satışlarıyla şekillenecek bir pazar yapısının oluşacağını söyleyebiliriz.
Yeni sezonda turizm dünyasını hangi trendler bekliyor? Ziyaretçiler nasıl bir seyahat ve konaklama ortamıyla karşılaşacak?
2021’in seyahat trendlerinde güvenlik algısı çok önemli. Biz de güvenli turizmle, alabileceğimiz her türlü önlemi alarak huzur içinde bir tatil imkanı mesajı vereceğiz. Antalya bu yıl en avantajlı şehirlerden biri olacak. Ülkeler arası koordinasyon da son derece önemli hale geldi. Uluslararası seyahat protokollerinin oluşması gerekiyor. Dünya turizm hareketi her yıl yüzde 3 ile 5 arasında büyüyordu. Pandemi nedeniyle seyahat edemeyen kesimde büyük bir beklenti oluştu. İç turizm birinci pazarımız olacak. Ayrıca ülkeler arasında yakın destinasyonlar önem kazanacak. İnsanlar 10 saat uçacakları yerlere değil, üç saat uzaklıktaki bölgelere gidecek. Bu noktada da Antalya tercih edilecek bir destinasyon.
Salgın kontrol altına alındıktan sonrasını nasıl görüyorsunuz? Sizce salgından sonra insanların seyahat alışkanlıkları nasıl şekillenecek?
Güvenli turizm önlemlerinin olumlu etkilerini bu yıl daha yoğun olarak göreceğiz. Güvenli turizm sistemi bu yıl 30 oda üzerindeki tüm otellerde uygulanacak. İptal politikaları da bu yıl önem kazanacak. Tüm rezervasyonlarda tüketicilere iptal hakkı veriliyor. Seyahat kısıtlamaları kalktığında bir anda rezervasyonlar yoğunlaşacak. Dünyada şu anda ‘staycations’ denen yeni bir trend var. İnsanlar gittiği yerde uzun bir süre kalıp hem işini, hem tatilini yapıyor. Uzaktan çalışma imkanlarının artması nedeniyle oluşan bu eğilim önümüzdeki yıllarda Antalya için bir fırsat olacaktır. Online toplantı ve evden çalışma alışkanlıklarının tatilde çalışma modelini getirdiğini göreceğiz. Bu tatil modelini seçenlerin taleplerini karşılayabilecek altyapıya sahibiz. 2021 yılına hazırız. Bu sezonun belirleyicisi güven algısı ve kalite olacak.
2020, dünya turizm pazarlarında Türkiye’nin etkinliği bakımından nasıl bir yıldı? Diğer turizm destinasyonlarıyla kıyasladığımızda iyi bir yıldı diyebilir miyiz?
Rusya ve Almanya olmak üzere iki temel pazarımız gücünü korudu. Ukrayna pazarı, hem 2016’da yaşanan uçak krizinde, hem de salgın kaynaklı bu krizde hacmini artırdı. İngiltere de Antalya’nın üçüncü kaynak pazarı olma yolunda giderek genişliyor. İngiltere ve Ukrayna’nın 1 milyon ve üzeri bandına çıkacağını tahmin ediyoruz. Bunların yanında Polonya, Hollanda, Balkan ülkeleri gibi gelişmekte olan pazarlarımızda da hacmimizi artırmak için çalışıyoruz. Bu pazarların tamamında yerli tur operatörlerimizin olması, bizim önemli bir gücümüz. Bu yıl Rus pazarını ve Almanya’nın sadık misafir kitlesini koruyacağımızı tahmin ediyorum. Yurtdışında yaşayan 7 milyona yakın vatandaşımızın tatillerini Antalya’da geçirmeleri de büyük katkı sağlayacaktır. Dünya krizi 4 senede atlatacaksa bizim 2 yılda atlatmamız, bir adım önde olmamız bakımından önemli olacak. 2021’de 2019 turist sayılarına ulaşamasak da, geçen sene yaptığımızın 2.5-3 katına çıkmamız gerekiyor.
TURİZMCİ ÖNCELİKLİ OLMALI
Geçen hafta turizmciler adına Ankara’ya bir dizi talep ilettiniz. Öncelikli beklentileriniz neler?
Sektörün tüm sorunlarını çözmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşme halindeyiz. Turizmde nakit akışını sağlamak için kredi ve sektörel desteğe ihtiyaç devam ediyor. Tur operatörlerinden tedarikçilere sektörü oluşturan zincirin her halkası tahsilatlarını mutlaka zamanında yapmalı ki nakit döngüsü bir an önce normale dönsün. Kısa çalışma ödeneğinin sürdürülmesi ve hayat eski seyrine dönene kadar sektörün desteklenmesi çok önemli. Ayrıca turizm çalışanlarının öncelikli gruplar arasında yer alması talebimizi de Ankara’ya ilettik.
AŞI TEK KOŞUL OLMASIN
Aşı uygulamalarıyla birlikte seyahatlerde ‘aşı pasaportu’ zorunluluğu da gündeme geldi. Aşı pasaportu turizme ne getirir, ne götürür?
Aşı insanların güvenliği için çok önemli bir umut kaynağı oldu. Ancak aşının ülkeden ülkeye geçiş için tek koşul olması şu aşamada yanlış olur. Biz seyahatlerde aşı kriteriyle beraber testli seyahat imkanının da devam etmesini istiyoruz. İnsanlar PCR testlerini yaptırıp uçuş yapabilmeliler.
‘PATARA YILI’ DEVAM ETSİN
Antalya’nın büyük bir emek harcayarak hazırlandığı ‘Patara Yılı’nın pandeminin gölgesinde kaldığını söyleyen Yağcı, “2020 yılı için belirlenen ‘Patara Yılı’ temasının bu yıl da devam etmesini istiyoruz. Salgın nedeniyle yapamadığımız tanıtım çalışmalarını bu yıl gerçekleştirmek istiyoruz. Patara’nın hakkının Patara’ya verilmesi için bu yıl da aynı temayla yola devam etmemiz lazım” dedi.