Rektör Özkan: “Akdeniz bilimde çığır açacak”

Güncelleme Tarihi:

Rektör Özkan: “Akdeniz bilimde çığır açacak”
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2024 07:20

ARAŞTIRMA üniversitesi olma çalışmaları kapsamında Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi oluşturan Akdeniz Üniversitesi, Türkiye’deki üniversiteler arasında tarihin en büyük proje çağrısını başlattı. 4 kritik alanda proje çağrısı yapan Akdeniz Üniversitesi, biyogüvenlik, rejeneratif tıp, biyoteknolojik moleküller ve sağlıkta teknolojik ekipmanlar alanında yürütülecek bilimsel çalışmalar için toplamda 115 milyon TL’lik bütçe ayırdı. Hürriyet Editör Masası’na konuk olan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, hem araştırma çalışmalarının detayları hem de üniversitenin geleceği açısından atılan tüm adımları detayları ile paylaştı.

Haberin Devamı

*4 kritik alanda yapılan proje çağrısı ile başlayalım. Proje neyi amaçlıyor?

Araştırma üniversitesi olma yolunda attığımız bu adım gerçekten çok önemli. Belirlediğimiz başlıklarda yapılacak çalışmalar farklı üniversiteler aracılığıyla da yürütülebilir. Tek şartımız yazılan projenin içinde üniversitemizden de isimlerin bulunması.

*Türkiye’de ilk kez bu kapsamda bir çalışma yapılıyor sanırım.

Evet. Yazılan projeleri bilimsel bir heyet değerlendirip kaynak aktarılacak proje tespit edilecek. Biz Türkiye açısından çok önemli başlıklar belirledik. Bunlardan birisi de biyogüvenlik. Bu başlık altında hazırlanacak projelerle kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı yeni çözümler geliştireceğiz.

*Dikkati çeken başlıklardan biri de biyogüvenlik. Bu alanda ne tür çalışmalar yapılacak?

Haberin Devamı

Pandemi gibi küresel krizler biyolojik tehlikelerin ne kadar ciddi olduğunu ortaya koydu. Artık savaşların kuralları yok. Tehditlere karşı daha hızlı, daha etkili ve daha güçlü koruma sağlamak zorundayız. Projelerimiz halk sağlığını korumak, biyoterörizm ve geleceğimizi güvence altına almak için hazırlanacak. Projede tehdit ajanlarının hızlı teşhisi, radyolojik, nükleer, biyolojik, kimyasal ajanlara karşı korunma, hayvan, insan, bitki patojenlerinin temel biyolojisi ve tedavi ürünlerinin geliştirilmesi odak noktamız olacak.

*Bu projede yenilikçi tedavi yöntemleri de desteklenecek mi?

Elbette. Üniversitemiz, yaptığı rahim, yüz, kol nakli gibi doku nakilleriyle ön plana çıkıyor. Dünyada bu üç alanda birden çalışan tek merkez olduğumuz için Akdeniz Üniversitesi olarak yurt dışındaki fuarlarda çok ilgi görüyoruz. Dünya artık tıp alanında farklı bir noktaya doğru gidiyor. Rejeneratif tıp alanında yapılan araştırmalar, doku hasarını yenilemek için gen tedavi ürünleri, hücre, doku ve organ parçalarının geliştirilmesini hedefliyor. Kemikten deriye, kalpten beyine kadar tüm organları hedefleyen yenilikçi tedavi yöntemleri konuşuluyor.

*Bu alanda yapılacak çalışmalardaki asıl hedef ne olacak?

Biz de geleceğin sağlık hizmetlerini inşa etmek için bu alanda da projelere destek verme kararı aldık. Projenin odak noktasında organ ve doku hasarını iyileştirmeyi amaçlayan kişiye özel ürünler, kemik, kıkırdak, deri, kalp-damar, beyin-sinir, pankreas, karaciğer gibi dokuları hedefleyen yenilikçi tedavi yöntemleri, biyomalzemelerin, hücre ve doku mühendisliği ürünlerinin preklinik araştırmaları olacak.

Haberin Devamı

*Araştırma demişken; yerli ilaç çalışmaları ne aşamada?

Bu konuda yoğun bir çalışma içindeyiz. En yakın zamanda hayvan deneyleri başlayacak. Tabii bu alan belli bir zaman alıyor ve ciddi bir bütçe gerekiyor. O bütçeyi de temin edebilirsek daha iyi bir noktaya geleceğiz. Bu konuda yolumuz çok açık.

Rektör Özkan: “Akdeniz bilimde çığır açacak”

*Bilimsel çalışmalar için ne kadar bütçe ayırıyorsunuz?

Türkiye’de bilime ciddi bütçe ayıran üniversitelerden biriyiz. 2020 Ağustos ayında ciromuz 19 milyon TL’ydi. Şu anda ise 215 milyon TL. Biz bu cironun yüzde 5’ini bilime ayırıyoruz. Çünkü bilim parayla oluyor. Parayı da akıllıca harcamak gerekiyor. Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.

Haberin Devamı

*Bir dönem Akdeniz Üniversitesi Hastanesi sürekli borç haberleriyle gündeme geldi. Hatta “Hastane borç batağında” şeklinde haberler de yaptık. Şu anda nasıl bir tablo var?

Biz hastaneyi 700 milyon TL borçla teslim aldık. Ve pandemi gibi zor bir zamanda göreve geldik. Fakat ilişkiler çok kıymetli. İnsan ilişkileri de öyle, kurum ilişkileri de. Biz gerekli makamlara, gerekli temasları yaptık. Cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlarımız devreye girdi. Tabii sadece ilişkiler değil biz de ciddi bir tasarruf politikası uyguladık. Elektrik, su giderlerini minimum düzeye çektik. Ben evdeki dolabımda ne eksik bilmem ama hastane mutfağında marul var mı bilirim. Ekmeği bile nereden ucuza alırız diye kafa yorarak bu işi başardık. Elbette sadece tasarruf yapmadık. Personelimizi motive etmek için de ciddi bir sistem kurduk. Atılan bu adımların karşılığını da fazlasıyla aldık, alıyoruz.

Haberin Devamı

*Tasarruf deyince güneş enerjisi projenizi hatırladım. Proje ne aşamada?

Antalya’nın Korkuteli ilçesine 30 Megavat kapasiteli güneş enerji santrali için çalışmalarımız sürüyor. Bu projeyle üniversitemizin elektrik tüketiminin yüzde 70'ini güneş enerjisiyle karşılamayı hedefliyoruz. Aslında bu konuda ihale sürecini de gerçekleştirdik ama istediğimiz sonucu alamadık. Bu konudaki ısrarımız devam ediyor.

*Biraz da Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’ni konuşalım istiyorum. Bu merkez özellikle erken tanı açısından çok önemli sanırım.

Türkiye’de ilk kez genetik ve patoloji sonuçları bu merkezde bir arada sunuluyor. Ve biz bunu çok düşük ücretlerle yapıyoruz. Merkezimizde SMA başta olmak üzere genetik temelli hastalıkların tanısının konulması, doğru tedavinin belirlenmesi için gerekli olan genetik araştırmaların ve analizlerin yapılması sağlanıyor.

Haberin Devamı

*Sağlık turizmine çok önem verdiğinizi biliyorum. Özellikle Diş Hekimliği Fakültesi’nin bu konuda fazlasıyla iyi işler yaptığını da şahidim. Akdeniz, sağlık turizmi konusunda öncü olabilir mi?

Şunu net olarak söyleyebilirim; üniversitemiz Türkiye genelinden olduğu kadar yurtdışından da yoğun talep görüyor. Bu ilgiyle sağlık turizmi kapsamında elde ettiğimiz geliri geçen yıla oranla iki katına çıkardık. Dediğiniz gibi Diş Hekimliği Fakültemizde sunduğumuz hizmetler yoğun biçimde ilgi görüyor. Antalya konum olarak da sağlık turizmi için elverişli bir kent. Yeterli bir havalimanımız, muhteşem otellerimiz var. Fakat bu alanda yeni bir yönetmeliğe ihtiyacımız var. Sistem bu haliyle elimizi kolumuzu bağlıyor. Özellikle faturalandırma konusunda sıkıntılarımız var. Biz bu eksikliği ilgili makamlara ilettik, çözüm bekliyoruz.

*Sizin bir de kampüs içinde otel projeniz var sanırım.

Evet. Türkiye’nin ve dünyanın farklı şehirlerinden gelen hasta ve hasta yakınlarının konaklama ihtiyacına yönelik özel bir çalışma yapıyoruz. Burayı Turizm Fakültesi öğrencilerimiz işletecek. Gelir beklentimiz yok ama ücretsiz de olmayacak.

*Biraz da Prof. Dr. Ömer Özkan’dan konuşalım istiyorum. Yakın zamanda kendisi TÜBİTAK Hizmet Ödülü de aldı. Bu tür başarıların Akdeniz’in marka değerine katkısı oluyor mu?

Bu ödülü daha önce Ordinaryüs Prof. Dr. Tevfik Sağlam, Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Prof. Dr. Nusret Fişek, Prof. Dr. Hulusi Behçet gibi ülkemizin yüz akı bilim insanları aldı. Ancak Ömer Özkan hocamız, son 17 yılda hayattayken bu ödülü alan ilk bilim insanı oldu. Bunlar motivasyon açısından çok önemli şeyler. Çünkü bizim önceliğimiz bilim. Üniversitemizin tanınırlığı, güvenilirliği işte bu başarılarla artıyor. Fakat bazen bilim insanlarının motivasyonunu düşüren zihniyetlerle de karşılaşabiliyorsunuz.

*Siz de karşılaştınız mı?

Elbette. Biz dünyanın ilk rahim naklini yapmaya karar verdiğimizde  bazı meslektaşlarımız bize aynen şöyle dedi: “Bunu önce biz yapmayalım. Garanti olsun, önce başkası yapsın sonra biz yaparız.” Böyle bir bakış açısı olabilir mi? Bilimde kim ilk yapıyorsa o kazanıyor. Biz bu tür şeylere kulak asmadık ve başardık. Elbette rahim naklinin daha fazla sahiplenilmesini isterdim.

*Organ nakli deyince elbette bağış konusu gündeme geliyor. Toplumda bu konudaki olumsuz bakış açısını nasıl aşacağız?

Bu konudaki ön yargıları kırmanın en etkili ve basit yolunun diziler olduğunu düşünüyorum. Buradan senaristlere, yapımcılara çağrı yapıyorum; lütfen bu konuda hassas olun. Çünkü bu konuyu kamu spotları ile çözemiyoruz. Bağışın kıymetini maalesef hasta olduğumuzda anlıyoruz. Daha acısı kadavradan organ alan hasta bile organ bağışına yanaşmıyor. Maalesef bu noktadayız. Hala beyin ölümünü topluma anlatamadık mesela. Beyin ölümü komayla karıştırılıyor. Tek bir hasta yok ki beyin ölümü sonrası geri dönüşü olsun. Maalesef bazı hekimler bile bunu tam anlamıyla bilmiyor. Organlarımız toprak altında çürüyeceğine birilerine hayat olsun.

Rektör Özkan: “Akdeniz bilimde çığır açacak”

Nakiller konusunda çığır açan ekipte yer alan bir hekim olarak yapay organ konusundaki gündemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açıkçası yapay organ konusunda işin çok başındayız. Muhtemelen bizim neslimiz marketten gidip yapay organ satın alma dönemini göremeyecek.  Çünkü o kasları, damarları üretmek çok zor bir iş. Üretseniz bile bir araya getirip doğru çalışmasını sağlamak çok zor. Biz de bu konular üzerinde çalışıyoruz.

*Akdeniz Üniversitesi Hastanesi denilince aklımıza otopark sorunu geliyordu. Sanırım bu sorun yeni otoparkla ortadan kalkacak.

Bu konu hepimizin başını ağrıtıyordu. Otoparkımız yakın zamanda faaliyete geçecek. Aslında biz bu otoparkı yer altına yapmak istedik ama hem zaman hem de maliyet açısından uygun olmadı. Otopark 4 katlı, bin 700 araç kapasiteli. İçinde araç şarj istasyonları da var.  

*Yerel seçim gündemi içinde sizin de adınız büyükşehir adayı olarak uzunca süre konuşuldu. Siz bu tartışmayı nasıl karşıladınız?

Topluma hizmet etmeyi amaçlayan makamlara yakıştırılmanın kötü bir tarafı yok. Ben bundan gurur duyarım. Ama şu anda zaten çok önemli bir görev yapıyorum. O yüzden böyle bir tartışma oldu sanırım. Şu andaki tek düşüncem teslim aldığım bayrağı en üst seviyeye çıkarıp teslim etmek.

*Rektörlük görevinde ikinci dönemi düşünüyor musunuz?

Başlatılan projelerin sonuçlandırılması için ikinci dönemin hedeflenmesini doğru buluyorum. Benim için de ikinci dönem olursa iyi olur. Çünkü ben daha uluslararası bir üniversite hayal ediyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!