Güncelleme Tarihi:
Hasan DEMİRBAŞ-Namık Kemal KILINÇ/ANTALYA, (DHA) - TÜRKİYE'de her yıl 2 olimpiyat stadı dolusu insanın, yaklaşık 100 bin kişinin kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybettiği belirtildi. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof.Dr. Mahmut Şahin, "Türkiye'de 3.5 milyon kalp hastası var. Her yıl yüzde 4 artış ile 210 bin olgu bu rakama ekleniyor" dedi.
Türk Kardiyoloji Derneği'nin bu yıl 33'üncüsünü düzenlediği Türk Kardiyoloji Kongresi, Antalya'nın turizm bölgesi Belek'teki Titanic Otel'de başladı. Kongrenin tanıtımına yönelik basın toplantısında kardiyoloji uzmanları bilgi verdi. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, Türkiye'de kalp damar hastalıklarının nüfusun çoğunluğunu ciddi derecede etkilediğini, ölüme yol açan en yaygın durumun kalp ve damar hastalıkları olduğunu söyledi.
TÜRKİYE'DE 3.5 MİLYON KALP HASTASI
Türkiye'nin orta yaş nüfusunun kalp damar hastalıkları bakımından riske sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mahmut Şahin, kadınlarda hareketsizliğin, erkeklerde ise sigaranın kalp ve damar hastalıkları riskini artırdığına dikkati çekti. Prof.Dr. Şahin, şöyle konuştu:
"Avrupa ülkelerine göre, 10 yaş daha erken bir dönem kalp ve damar hastalıklarına yakalanıyoruz. Erkekler 45, kadınlar ise hemen menopoz sonrası 50 yaş sonrası yoğun kalp krizi ile karşılaşıyor. Türkiye'de 3.5 milyon kalp hastası var. Her yıl yüzde 4 artış ile 210 bin olgu bu rakama ekleniyor. 1 yıl içinde kriz geçirenlerden 100 binini kaybediyoruz ki rakam 2 olimpiyat stadı dolusu insan demek."
Genç yaştaki kalp krizlerinin birincil nedeninin sigara olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mahmut Şahin, tüm kalp hastalıklarının yüzde 20'sinden sigaranın sorumlu olduğunu söyledi.
"BİTKİSEL ÜRÜNLER TEHLİKELİ OLABİLİR"
Prof.Dr. Mustafa Kemal Erol ise kalp hastalıklarında kullanılan bitkisel ürünlerin tehlikeli olabileceğini dikkati çekti. Son yıllarda insanların ilaçları bırakarak bu bitkisel ilaçlara yöneldiğini dile getiren Prof.Dr. Erol, "Kullanılan bitkisel ilaçlar, hastalıkların ilerlemesi, daha zor bir duruma girilmesiyle sonuçlanabilmektedir. Bazen de hastanın kullandığı ilaçla kontrolsüz etkileşim zehirlenmelere ve yan etkilere yol açmakta ve bu birilerini zengin etmek dışında başka bir işe yaramamaktadır" dedi.
OBEZİTE RİTMİ BOZUYOR
Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Adnan Abacı da normal kilolu insanların giderek azaldığını söyledi. Son yıllarda obezitenin kalp ritmi bozukluğuna neden olduğuna dikkati çeken Prof.Dr. Abacı, "Obezlerde, vücudun diğer bölgeleri gibi kalp de yağlanıyor. Kalp çevresinde biriken yağ kalp ritmini bozuyor. Bu da kalp yetmezliğine neden oluyor. Bunların yanında, çok ciddi ve çok korkulan inmeye neden oluyor. Dolayısıyla inmeden korunmak için de obeziteden kaçınmak gerekir" diye konuştu.
AÇIK KALP AMELİYATLARININ ALTERNATİFLERİ
Derneğin yönetim kurulu üyesi Prof.Dr. Ömer Göktekin de bazı durumlarda açık kalp ameliyatının riskli olduğunu kaydetti. Risk grubundakilere genel anestezi yapılmadan aort kapak değişimi yapılabildiğini anlatan Prof. Dr. Ömer Göktekin, "Ameliyatsız kapak değişimi yeni sayılabilecek bir uygulamadır. Bu yöntem Türkiye'de henüz uygulanmamaktadır" dedi.
"1 SİGARA İÇEN İLE 2 PAKET SİGARA İÇEN ARASINDA FARK YOK"
Derneğin genel sekreteri Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, kalp hastalığından korunmak için mutlaka sigara kullanımının bırakılması gerektiğine vurgu yaptı. Prof.Dr. Sinan Aydoğdu, şöyle konuştu:
"Günde 1- 4 arasında sigara içen bireydeki kalp hastalığı riskinin günde 2 paket içen bireyle benzer olduğu görülmüştür. Tek bir sigarada bile risk ve kalp üzerindeki olumsuz etki oldukça yüksektir. Sigarayı azaltınca riskin daha az olacağı yanlıştır. Dolayısıyla hedef sigarayı azaltmak değil, hiç sigara içilmemesi olmalıdır. Günde aynı sayıda sigara içen 2 bireyden 50 yaşından sonra sigarayı bırakan birinde daha erken yaşlarda bırakana kıyasla risk yüzde 42 oranında daha fazladır."
PROTEİN TOZUNUN İÇİNDE KİMYASAL MADDELER ÇIKIYOR
Son yıllarda sıkça yaşanan protein tozunu kullandıktan sonra yaşanan sporcu ölümleri konusundaki soruyu, derneğin gelecek başkanı Prof.Dr. Kemal Erol yanıtladı. Kas yapmak için kullanılan protein tozuna kontrolsüz şekilde farklı maddeler konulduğunu ve bu maddelerin ritim bozukluğuna neden olduğunu aktaran Prof.Dr. Erol, "Kesinlikle önermiyoruz. Kontrol eksikliği var. İnternet üzerinden çok fazla satılıyor. Spor salonlarına gidildiğinde bunlar çok kısa sürede fit bir vücut sağlayabiliyor. Geçici bir şişme yaratıyor. Bunların içinde kısa süreli etkili olsun diye kaçak, hormon dediğimiz maddeler konuluyor. Hatta bazılarının içinde tedavülden kalkmış, kullanılması yasak ürünler yer alıyor. Protein olarak et tüketimini artırın tavsiyesinde bulunuyoruz. Çoğunun içinden kimyasal maddeler çıkıyor" dedi.
FOTOĞRAFLI