Prof.dr. Demir, AÜ Rektör Adaylığını Açıkladı
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2016 13:32
PROF.DR. İBRAHİM DEMİR AÜ REKTÖRLÜĞÜNE ADAYLIĞINI AÇIKLADI.
Prof. Dr. İbrahim Demir, ‘Üniversitemiz İçin Yarınlarımız İçin’ sloganı ile Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne adaylığını açıkladı.
Prof.Dr. Demir, üniversitelerin birinci amacının nitelikli eğitim öğretim hizmeti yanı sıra nitelikli etki değeri katma değeri yüksek olan bilimsel araştırmalar yaparak,ürettiklerini toplum yaranına sunmak olduğunu kaydetti.
“SÜRECİN HEP İÇİNDEYDİM”
Akdeniz Üniversitesi’nin rektörlük seçimleri ile 2004 yılından bu yana ilgili olduğunu dile getiren Demir, “ 2004 ve 2008 seçimlerinde başka bir ekibin üyesiyken, 2010 yılındaki rektör yardımcılığından istifa ederek, 2012 yılında aday oldum. O seçimde niteliksel olarak seçimin galibi olmakla birlikte niceliksel olarak da ikinci sıradaydım. Ama YÖK bizi birinci sıraya taşıyarak, döneminde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e onanmak üzere sundu. Gül, eski rektörle devam etme irade ortaya koydu. Bizde bunda da ‘Hayır var’ diyerek, kimseye darılmadık, küsmedik. Sevdamızı gerçekleştirmek için çalışmaya devam ettik” dedi.
“ŞEFFAF YÖNETİM”
Akdeniz Üniversitesi’nin sevdalısı olduğunun altını çizen Prof. Demir, “ Bu kadar seçim sürecinde yer almanın nedenleri, katılımcı bir üniversite yönetimi hayal ediyorum. Bugüne kadar katılımcı yönetimi göremediğim için bu uğurda çalışmalarımız devam ediyor. 1200’e yakın akademisyen arkadaşımız var. Hepsinden ayrı ayrı yararlanılması gerektiğine inanan bir kişiyim. Kararların alt kurullarda olgunlaştırılarak yukarıya doğru çıkmasını ve her beyinden faydalanılması gerektiğine inanıyorum. Şeffaf bir üniversite yönetimi hayal ediyorum. Hangi karar alınıyorsa şeffaf olsun. Bu kararın arkasında bir kaygı düşünmesin. Yönetim kadrolarının liyakat esasına göre dağıtılmasını hedefliyoruz. Adalet duygusunu içselleştiren yöneticiler göreve gelecek. Adalet olmazsa olmazımız olacak. Alınan tüm kararlarda kurum kimliği öncelikli olmak üzere, her kararda adaletli olacağız” şeklinde konuştu.
“ADALETLİ ATAMA”
Akademisyenler kendi alanları ile ilgili her türlü araştırma, çalışma ve elde ettikleri bilimsel bilgileri hiçbir etki altında kalmadan toplumun yararına rahatça sunabileceklerini kaydeden Prof. Demir, “ Şuana kadar adaletle ilgili ciddi sıkıntılarımız var üniversitede. Akademisyen için hak ettiği kadroyu almak önemlidir. Akademisyen hak ettiği ünvanı alamama nedeni bilimsel yeterliliği değil de, sadece üst yönetime karar verici mekanizmalara yakınlığı ile ilgili engellerden dolayı alamıyorsa burada adalet yoktur. Akademik personelin özlük hakları bakımından ciddi sıkıntılar var. İdari personel arasında ciddi verimlilik düşmesi söz konusudur. Verimlilik ve üretkenlik esasına göre idari kadro verilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“PRPOJELERİ
AÜ’nün araştırma alanında 30’uncu sıralara düştüğünü aktaran Prof. Demir, “ Nitelikli araştırma geliştirme merkezleri kuracağız. Uluslar arası kongre merkezi, yeni bilgi belge merkezi, Üni,büs projesi, konut sorunu, 7-24 çağrı merkezi, yeni sosyal tesis alanı oluşturulacak” dedi.
Prof. Dr. Demir, üniversitenin Antalya halkıyla tek etkileşim olduğu yer olan hastaneden katlı otopark ile park sorununu çözeceklerini kaydetti.
Yörük Kültürü Araştırma ve Yaşatma Enstitüsünü üniversite bünyesine kazandırmayı amaçladıklarını belirten Prof. Dr. Demir, Yörük kültürünün kaybolmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
“BİLDİRİYE KATILMIYORUM”
Akademisyenler Bildirisi’ne AÜ’den 8 imza var, siz rektör olsanız nasıl davranırdınız,Siz neden imza atmadınız? Sorusuna Prof. Dr. Demir,“ O belgenin içeriğine hiçbir şekilde katılmıyorum, tasvip ettiğim bir belgede değil. İmza atan arkadaşların hangi maksatla imza attılar kendilerinden öğrenmek lazım. Bir akademisyen olarak içinde yer alan düşüncelerin akademik özgürlükle eşleştirilemeyeceğini düşünüyorum. O akademik özgürlük değil. Ülkenin mefaatleri doğrultusunda akademisyenler proje üretmelidir. Ülke sorunları ile konuşurken tüm taraflarla birlikte bilimsel bakış ortaya koymalısınız. Tek tarafı ile koyarsanız bu bir akademik bakış değildi. O nedenle bu belgenin içeriğine katılmıyorum” cevabını verdi.
“SİYASİ DÜŞÜNCE YOK”
Tanıtımınızda kullanılan renklerin siyasi içeriği var mı? Sorusuna Prof.Dr. Demir, “ Bu hazırlık üniversitenin ne kadar önemli olduğunu, yönetmemin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak adına yapıldı. 2004 bu yana üniversite yönetimi ile ilgileniyorum ciddi ve emek harcanması gereken bir iştir. Buradaki renkler herhangi bir siyasi partinin renkleri değildir. AÜ’nün eski renkleridir. AK, kelimesi üniversitenin AK’ıdır. Başarılı bir rektör olabilmeniz için siyasilerle sağlıklı ve etkili bir iletişim kurmanız gerekir. Antalya’nın her siyasi aktörleriyle görüşüyorum. Herkesin katkısını bekliyorum ve talep ediyorum. Herhangi bir ayrımcılık ilkelerimiz arasında yok” cevabını verdi.
“ESKİ LOGO”
Prof.Dr. Demir, tanıtım afişlerinde AÜ’nün eski logosunu kullandığını belirterek, “Logonun bir felsefesi vardır. Eski logo kurum kültürünü yansıtıyor. Geçmişimize değerlerimize sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Bu renkler Antalya’nın renklerine daha uygun. Yeni logodan çok daha anlamlıdır” dedi.
“ÖMER ÖZKAN’A DESTEK”
AÜ Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan’ın başarılı operasyonlarından gurur duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Demir, onun yeniden ilkleri yaşatması için gereken desteği vereceklerini aktardı.
“AÜ EYLEMLERLE ANILMAYACAK”
Prof. Dr. Demir, AÜ’nün bundan sonra eylemlerle değil bilimsel üretimlerle anılacağının altını çizerek,“Eyleme ortam oluşturacak ortamlar oluşturmayacağız. Katılımcı, liyakatlı, adaletli, şeffaf bir yönetim ortaya koyarsak bunlara uyarsak, herkes huzurlu ve mutlu olacaktır. Katılımcı yönetimi uygulayacağız. Tam tersi yaparsanız tabi ki eylemler olur.Üniversite hastaneden ibaret değil. Üniversitenin her türlü imkanı vatandaşa açılmalıdır” dedi.
“PARALEL YAPI SÜRECİ”
Prof.Dr. Demir, paralel yapı süreci ile ilgili ise şu bilgileri verdi: “
Cumhurbaşkanımız bu konuda kararlı. Şimdi AÜ’de paralel yapı ile ilgili bugüne kadar atılmış herhangi bir adım yok. Geldiğimiz zaman adım atılacak mı evet atılacak. Bende paralel devlet yapılanması konusunda karşıt çalışmalar ne gerekiyorsa ülkenin milli politikası neyse o konuda adımlar atacağım.”
Prof.Dr. Demir, üniversitelerin birinci amacının nitelikli eğitim öğretim hizmeti yanı sıra nitelikli etki değeri katma değeri yüksek olan bilimsel araştırmalar yaparak,ürettiklerini toplum yaranına sunmak olduğunu kaydetti.
“SÜRECİN HEP İÇİNDEYDİM”
Akdeniz Üniversitesi’nin rektörlük seçimleri ile 2004 yılından bu yana ilgili olduğunu dile getiren Demir, “ 2004 ve 2008 seçimlerinde başka bir ekibin üyesiyken, 2010 yılındaki rektör yardımcılığından istifa ederek, 2012 yılında aday oldum. O seçimde niteliksel olarak seçimin galibi olmakla birlikte niceliksel olarak da ikinci sıradaydım. Ama YÖK bizi birinci sıraya taşıyarak, döneminde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e onanmak üzere sundu. Gül, eski rektörle devam etme irade ortaya koydu. Bizde bunda da ‘Hayır var’ diyerek, kimseye darılmadık, küsmedik. Sevdamızı gerçekleştirmek için çalışmaya devam ettik” dedi.
“ŞEFFAF YÖNETİM”
Akdeniz Üniversitesi’nin sevdalısı olduğunun altını çizen Prof. Demir, “ Bu kadar seçim sürecinde yer almanın nedenleri, katılımcı bir üniversite yönetimi hayal ediyorum. Bugüne kadar katılımcı yönetimi göremediğim için bu uğurda çalışmalarımız devam ediyor. 1200’e yakın akademisyen arkadaşımız var. Hepsinden ayrı ayrı yararlanılması gerektiğine inanan bir kişiyim. Kararların alt kurullarda olgunlaştırılarak yukarıya doğru çıkmasını ve her beyinden faydalanılması gerektiğine inanıyorum. Şeffaf bir üniversite yönetimi hayal ediyorum. Hangi karar alınıyorsa şeffaf olsun. Bu kararın arkasında bir kaygı düşünmesin. Yönetim kadrolarının liyakat esasına göre dağıtılmasını hedefliyoruz. Adalet duygusunu içselleştiren yöneticiler göreve gelecek. Adalet olmazsa olmazımız olacak. Alınan tüm kararlarda kurum kimliği öncelikli olmak üzere, her kararda adaletli olacağız” şeklinde konuştu.
“ADALETLİ ATAMA”
Akademisyenler kendi alanları ile ilgili her türlü araştırma, çalışma ve elde ettikleri bilimsel bilgileri hiçbir etki altında kalmadan toplumun yararına rahatça sunabileceklerini kaydeden Prof. Demir, “ Şuana kadar adaletle ilgili ciddi sıkıntılarımız var üniversitede. Akademisyen için hak ettiği kadroyu almak önemlidir. Akademisyen hak ettiği ünvanı alamama nedeni bilimsel yeterliliği değil de, sadece üst yönetime karar verici mekanizmalara yakınlığı ile ilgili engellerden dolayı alamıyorsa burada adalet yoktur. Akademik personelin özlük hakları bakımından ciddi sıkıntılar var. İdari personel arasında ciddi verimlilik düşmesi söz konusudur. Verimlilik ve üretkenlik esasına göre idari kadro verilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“PRPOJELERİ
AÜ’nün araştırma alanında 30’uncu sıralara düştüğünü aktaran Prof. Demir, “ Nitelikli araştırma geliştirme merkezleri kuracağız. Uluslar arası kongre merkezi, yeni bilgi belge merkezi, Üni,büs projesi, konut sorunu, 7-24 çağrı merkezi, yeni sosyal tesis alanı oluşturulacak” dedi.
Prof. Dr. Demir, üniversitenin Antalya halkıyla tek etkileşim olduğu yer olan hastaneden katlı otopark ile park sorununu çözeceklerini kaydetti.
Yörük Kültürü Araştırma ve Yaşatma Enstitüsünü üniversite bünyesine kazandırmayı amaçladıklarını belirten Prof. Dr. Demir, Yörük kültürünün kaybolmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
“BİLDİRİYE KATILMIYORUM”
Akademisyenler Bildirisi’ne AÜ’den 8 imza var, siz rektör olsanız nasıl davranırdınız,Siz neden imza atmadınız? Sorusuna Prof. Dr. Demir,“ O belgenin içeriğine hiçbir şekilde katılmıyorum, tasvip ettiğim bir belgede değil. İmza atan arkadaşların hangi maksatla imza attılar kendilerinden öğrenmek lazım. Bir akademisyen olarak içinde yer alan düşüncelerin akademik özgürlükle eşleştirilemeyeceğini düşünüyorum. O akademik özgürlük değil. Ülkenin mefaatleri doğrultusunda akademisyenler proje üretmelidir. Ülke sorunları ile konuşurken tüm taraflarla birlikte bilimsel bakış ortaya koymalısınız. Tek tarafı ile koyarsanız bu bir akademik bakış değildi. O nedenle bu belgenin içeriğine katılmıyorum” cevabını verdi.
“SİYASİ DÜŞÜNCE YOK”
Tanıtımınızda kullanılan renklerin siyasi içeriği var mı? Sorusuna Prof.Dr. Demir, “ Bu hazırlık üniversitenin ne kadar önemli olduğunu, yönetmemin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak adına yapıldı. 2004 bu yana üniversite yönetimi ile ilgileniyorum ciddi ve emek harcanması gereken bir iştir. Buradaki renkler herhangi bir siyasi partinin renkleri değildir. AÜ’nün eski renkleridir. AK, kelimesi üniversitenin AK’ıdır. Başarılı bir rektör olabilmeniz için siyasilerle sağlıklı ve etkili bir iletişim kurmanız gerekir. Antalya’nın her siyasi aktörleriyle görüşüyorum. Herkesin katkısını bekliyorum ve talep ediyorum. Herhangi bir ayrımcılık ilkelerimiz arasında yok” cevabını verdi.
“ESKİ LOGO”
Prof.Dr. Demir, tanıtım afişlerinde AÜ’nün eski logosunu kullandığını belirterek, “Logonun bir felsefesi vardır. Eski logo kurum kültürünü yansıtıyor. Geçmişimize değerlerimize sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Bu renkler Antalya’nın renklerine daha uygun. Yeni logodan çok daha anlamlıdır” dedi.
“ÖMER ÖZKAN’A DESTEK”
AÜ Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan’ın başarılı operasyonlarından gurur duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Demir, onun yeniden ilkleri yaşatması için gereken desteği vereceklerini aktardı.
“AÜ EYLEMLERLE ANILMAYACAK”
Prof. Dr. Demir, AÜ’nün bundan sonra eylemlerle değil bilimsel üretimlerle anılacağının altını çizerek,“Eyleme ortam oluşturacak ortamlar oluşturmayacağız. Katılımcı, liyakatlı, adaletli, şeffaf bir yönetim ortaya koyarsak bunlara uyarsak, herkes huzurlu ve mutlu olacaktır. Katılımcı yönetimi uygulayacağız. Tam tersi yaparsanız tabi ki eylemler olur.Üniversite hastaneden ibaret değil. Üniversitenin her türlü imkanı vatandaşa açılmalıdır” dedi.
“PARALEL YAPI SÜRECİ”
Prof.Dr. Demir, paralel yapı süreci ile ilgili ise şu bilgileri verdi: “
Cumhurbaşkanımız bu konuda kararlı. Şimdi AÜ’de paralel yapı ile ilgili bugüne kadar atılmış herhangi bir adım yok. Geldiğimiz zaman adım atılacak mı evet atılacak. Bende paralel devlet yapılanması konusunda karşıt çalışmalar ne gerekiyorsa ülkenin milli politikası neyse o konuda adımlar atacağım.”