Güncelleme Tarihi:
Anadolu onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, medeniyetlerin buluşması noktası haline gelmiş, verimli topraklarıyla da bu medeniyet birikimini desteklemiş eşsiz bir coğrafya. İşte içerik olarak çok derin bir anlamı olan yöresel ürünler bu topraklarda yüzyıllardır var olmuş, bu topraklardan beslenmiş müthiş zenginliğimiz…
Bu zenginliğimizi neden kırsalımızın kalkınmasına yönlendirmeyelim? Neden kırsaldan kente göçün önüne set olarak çekmeyelim? Neden kendi insanımıza iş, aş olarak dönmesini sağlamayalım? Neden yöresel ürünlerimizi tanıtıp, dünya pazarına sunmayalım?
***
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ve ekibi bundan 12 yıl önce bir hayal kurdu. 2008 yılında yaşanan ekonomik krizin çaresi olarak günü birlik söylemler yerine yerel ürünlerin ekonomiye kazandırılmasını öngören köklü bir çalışma başlattı. 81 ilin yöresel ürünlerini Antalya’da buluşturmak, bu ürünlerin hem tanıtımı yapmak, hem ekonomiye kazandırmak hem de uluslararası piyasaya sunmayı hedefledi ve Yöresel Ürünler Projesi’ni hayata geçirdi. Bu proje çerçevesinde de 2010 yılında Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’i başlattı.
BU HAYALE HERKES İNANMALI
Yöresel Ürünler Fuarı Ali Çandır’ın kendi söylemiyle “hayallerinin yarısında bile değil”. Ancak hayallerini gerçekleştirmek için kararlılıkla yürüyor. Nedir hayali? Rokfor peyniri ile lezzet yönünden yarışabilecek Konya’nın Divle peynirini hem gelecek kuşaklara aktarmak hem de bu lezzeti dünya sofralarına ulaştırmak…
Çandır, fuarın ilk yıllarından itibaren Anadolu’nun yöresel ürünlerinin YÖREX çatısı altında Avrupa’da bir kentte ya da New York 5. Cadde’de dünyaya sunulması hedefini dile getiriyor. Ancak gelin görün ki bu tek başına başarılacak bir hedef değil. En az sizin kadar bu işe inanmış diğer insanlara en önemlisi de bu işin arkasında duracak karar vericilere ihtiyacınız var. Umuyoruz Ali Çandır, bu yolda yalnız kalmaz…
YÖRESELDEKİ IŞIK GÖRÜLDÜ
Ali Çandır Başkan, EMD Antalya üyeleriyle buluşmasında büyük market zincirlerinin ve dijital pazarlama platformlarının yöresel ürünlere artan ilgiyi ve ekonomik değerindeki ışığı görerek bu alana yöneldiklerini anlattı. Bir taraftan yerel üreticileri desteklemeleri, bir taraftan coğrafi işaretli ürünlere olan ilgileri, bir taraftan yerel üreticiye satış pazarlama konusunda eğitmelerini göz önüne aldığımızda gerçekten de ulusal ve uluslararası ticaretin yöresel ürün pazarı üzerinden şekillenmeye başladığını görüyoruz.
Dünyadaki 200 milyar dolara ulaşan coğrafi işaretli ürün ticaretinden yöresel ürün zengini ülkemiz en az 2 milyar dolarlık dış ticaret yaratabilir. Tabii ticarette erken kalkan yol alıyor. Bu treni kaçırma lüksümüz yok…
Peki bizim insanımız ne yapmalı? Elbette üretimden vazgeçmemeli. Bunu söylemek dışarıdan kolay tabii… Devletimiz ise yerel üreticiyi desteklemeli, güçlendirmeli.
**
ÇOCUKLARIMIZ KEŞFETSİN DİYE…
Yöresel ürünlerin gelecek nesillere aktarılması da çok önemli. YÖREX’in en önemli misyonlarından biri de bu. “Biz hatırlayalım çocuklarımız keşfetsin” sloganını kullanıyor Ali Çandır. YÖREX’i mutlaka çocukların görmesi için annelere çağrıda bulunuyor. Ne dersiniz? Elimizin altıda hazır olan cevheri işleyip sunmanın zamanı geldi de geçmiyor mu?
BU ŞÖLEN KAÇMAZ
Pandemi nedeniyle YÖREX kapılarını bir yıl aradan sonra 11’inci kez açtı. YÖREX’i ben Anadolu şöleni olarak tanımlıyorum. Çünkü bir düğün, şenlik havasında 81 ilden gelen birbirinden renkli, birbirinden lezzetli el emeği göz nuru yerel ürünler sergileniyor. 10 bin metrekare alanda bir yanda Döşemealtı halısını dokuyan teyzeye, bir yanda Tokat’tan gelen yazmayı el basması ile süsleyen ustaya, bir yanda İzmit’ten ustaların pişmaniyeyi sündürmesine, diğer yandan Sivas köftesinin mangalda cazır cazır pişmesi, bir yanda Diyarbakır burma kadayıfının şerbetlenmesine, diğer yanda bakırını döven ustaya tanıklık ediyorsunuz. Doğu’nun ezgilerini Ege’nin zeybekleri karşılıyor…
YÖREX’in kapısı ANFAŞ Fuar Merkezi’nde 24 Ekim’e kadar açık olacak. Bu şöleni çocuklarınızla yaşamanız dileğiyle…