Güncelleme Tarihi:
Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)- OSMANLI Dönemi'nde 1800'lü yıllarda Antalya'da yaşayan iki kardeş Ömer ve Süleyman Ağa, amca çocukları Zeynel Ağa ile Arap Süleyman'a ait olduğu öne sürülen milyarlarca lira değerindeki 300 bin dönüme yakın arazinin mirasçıları, kendilerine ait olduğunu öne sürdükleri bu arazilerle ilgili bir araya geldi.
Osmanlı Dönemi'nde, Antalya'nın bugünkü Serik ilçesi Cumali Mahallesi'nde yaşayan ve padişaha yakın olan Ömer ve Süleyman Ağa kardeşler ile amca çocukları Zeynel Ağa ve 'Arap Süleyman'ın mirasçıları, dedelerinden kaldığı öne sürülen arazilerini geri alabilmek için 61 yılı aşkın süredir uğraşıyor. Uzun yıllardır devam eden ve Antalya'nın en değerli arazilerinin de içinde olduğu davayla ilgili olarak, mirasçılar adına hukuki işlemleri yürüten danışmanlık firmasının yetkilileri, avukatları ve mirasçılar, ANFAŞ Fuarcılık Kongre Merkezi'nde bir araya geldi.
'SÜLEYMAN' SIRRI ÇÖZÜLDÜ
Yaklaşık 300 mirasçının katıldığı toplantıda, danışmanlık firmasının sahibi Faruk Keleş, dava süreci hakkında bilgi verdi. Davayı 1.5 yıldır takip ettiklerini belirten Faruk Keleş, davacıların birbirlerinin davalarına müdahil olup miras talebinde bulunduğu için bir türlü sonuca ulaşamadıklarını ifade etti. Yapılan incelemeler sonucunda aynı kişi oldukları öne sürülen 'Serik Süleyman' ile 'Arap Süleyman'ın farklı iki kişi olduğunu tespit ettiklerini, bu şekilde davaların kilit sorununu çözdüklerini kaydeden Keleş, şöyle dedi:
"Belgeleri, mahkeme dosyalarını araştırdık. Gerçekten de bu Arap Süleyman ile Serik Süleyman isimli şahısların farklı kişiler olduğunu ortaya çıkardık. Bunu belgelerle ispatladık. Serik Süleyman; Serik, Kumköy, Cumali tarafında malları olan bir kişi. Arap Süleyman ise Aksu, Meltem ve Behçelievler'de yerleri olan bir kişi. Belgeleri geçen ay mahkemeye sunduk. Mahkemenin seyri değişti ve hâkim belgelerin incelenmesini istedi."
Faruk Keleş, Osmanlı mirasçıları Hacı Ömer Ağa, Arap Süleyman, Serikli Süleyman Ağa, Hacıveliağalar, Tekelioğulları ve Baltalar gruplarının mirasçılarıyla bir araya gelip bu sürede sözleşme ve anlaşmalar yaptıklarını, mirasçıların soy bağlarını araştırdıklarını vurguladı.
SAHTE BELGE İDDİASI
Dava sürecinde kendisini varis olarak gösterip hak iddia eden H.Y.'nin evrakının sahte olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Faruk Keleş, evrakın aslını Antalya 3'üncü Asliye Mahkemesi'ne sunarak dolandırıcılığın önüne geçtiklerini ifade etti. Faruk Keleş, "Bilirkişiler bu şekilde yanılarak veraset ilamı çıkarmış, gerçek mirasçılar yok sayılarak sahte mirasçılar, miras paylaşımına gitmiş. Biz de belgelerimizi koyduk ve bu olayı engelledik" diye konuştu.
Meltem, Bahçelievler, Aksu, Serik davalarının mirasçılarının birbirlerine girdiğini kaydeden Keleş, herkesin kendi mallarına müdahil olacağını ve böylece davanın erken biteceğini ifade etti.
Davanın avukatlarından Gülen Dokuzoğlu Can da farklı evliliklerden dolayı akrabalık ilişkisi oluştuğundan insanların her aileden miras hakkı talep ettiğini söyledi. İsim benzerliği nedeniyle karışıklık yaşandığını da ifade eden Can, "Birtakım isim benzerlikleri var. En büyük isim benzerliği Meltem dosyasındaki Arap Süleyman ile Serik'teki Süleyman Ağa. Ama bunlar farklı aileler" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI