Güncelleme Tarihi:
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları’ adıyla yayınlanan ilke karar, meslek odları ve hukukçular tarafından tartışmaya açıldı. Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme ile ilgili endişelerini aktaran meslek odası temsilcileri, doğal sit alanlarının yapılaşma tehdidi altında olduğunu savunuyor.
BÖLGEYİ NASIL ETKİLEYECEK?
Yeterli denetim yapılmadığı için ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ ilan edilen yerlerde tahribatların olacağını savunan Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Özge Köksal, tarihi ve arkeolojik sit alanlarıyla çakışan alanlarda yapılaşmaların önünün açılacağı uyarısında bulundu. Yeni kararı bölge açısından değerlendiren Kösal, şöyle dedi: “Açtığımız dava sonucu yapılaşması yargı kararı ile engellenen Phaselis Arkeolojik ve doğal sit alanında yapılaşmaya izin verilebilecek. Yürütmenin durdurulması kararı verilmediği için yargı sürecinde yapılaşan, ancak yargı kararı ile iptal edilen Kındıl Çeşme, yapılaşma kararı iptal edilen Kleopatra koyu ve hatta yargı süreci devam eden Salda Gölü yapılaşmaya açılabilecek.”
YABAN HAYATI SONA EREBİLİR
“Başta falezler olmak üzere tüm 1’inci Derece sit alanları, geçmişte tahsisleri yapılarak yapılaşmaya açılan ancak yargı kararı ile tahsisleri ve yapılaşma kararları yargı kararı ile iptal olan Lara Kent Parkı, Göynük Çadırlı Kamp Alanı, Tekirova Kleopatra Koyu, Patara Fırnaz Koyu ve benzeri doğal sit alanları yapılaşma tehdidi altında. Bu karar, kaçak yapıları, bungalovları ve iskeleleri meşrulaştırarak imar affı getiriyor. Mutlak yapı yasağı kavramı kaldırılarak yenilerinin önü açılıyor. Sit alanlarının insan faaliyetlerine açılması, yaban hayatını, flora ve faunayı bozarak endemik türlerin yok olmasına neden olacak. Yol, su, elektrik, GSM şebekesi, otopark inşaası ile bu alanlar yaban hayatından çıkıp insan yaşam alanlarına dönüşecek.”
SİT STATÜLERİ İKİNCİ KEZ DEĞİŞTİ
Antalya’nın birçok yerinde daha önce 1’inci, 2’nci ve 3’üncü derece olan doğal sit statüleri, Kesin Korunacak Hassas Alan, Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak yeniden düzenlendiğini vurgulayan Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatı Tuncay Koç, yeni doğal sit alanları düzenlemesinin bu alanda alınan ikinci karar olduğunu söyledi. Önceki kararda sit alanları üzerindeki korumanın zayıfladığı gerekçesiyle sivil toplum kuruluşları tarafından dava açıldığını hatırlatan Koç, itiraza ilişkin hukuki süreç sona ermeden yeni bir kararla karşı karşıya olduklarını ifade etti.
BUNGALOV İZNİ
Yeni kararda, ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’larda ‘yapı yasağı getirilen mutlak korunması gereken alanlar’ ifadesi kaldırıldı. Bu alanlarda bilimsel araştırma, eğitim, izleme, arıcılık ve kuş gözlem kulesi gibi insan faaliyetlerine olanak tanınabilecek. ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ kapsamında; imar planına gerek kalmaksızın ahşap iskele, imar planı yapılması koşuluyla da iskele yapılabilecek. 10 bin metrekare ve üzeri alanda çadır, karavan, bungalov gibi kampçı ünitelerinin yer alabilecek. Zorunluluk halinde; atık su arıtma tesisleri, kanalizasyon şebekesi, içme suyu temini gibi altyapı tesisleri de kurulabilecek. ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları’ ise Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından belirlenmek şartıyla; madencilik faaliyetlerine, kum, çakıl, taş ve maden ocaklarına açılabilecek. Koruma Amaçlı İmar Planı ile turizm tesisleri, yat limanı, tekne imal yeri, tarım ve hayvancılık faaliyetleri de yapılabilecek.