Güncelleme Tarihi:
‘İMAR Barışı’ kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından valiliklere gönderilen uyarıda, ‘Mera Kanunu’ kapsamındaki alanlara inşa edilen kaçak yapı başvurularının kabul edilmemesi istendi. Mera alanlarının korunması için atılan bu adımın hayvancılığın geleceği için çok sevindirici olduğunu belirten yetiştiriciler ve birlik temsilcileri, meralarda yapılaşmanın son bulmasının Batı Akdeniz’de üretimin devam etmesi için önemine işaret etti.
Sürülerini otlatabilecekleri meraların gün geçtikçe azaldığını söyleyen hayvan yetiştiricisi Hasan Örs, “Biz keçilerimizi, koyunlarımızı kapalı ağıllarda yemle değil doğal ortamda yetiştiriyoruz. O yüzden hayvancılıkta hem öndeyiz. Meralar bizim ekmek teknemiz. Yaylaya çıktığımız aylarda meraların içine sadece derme çatma, taşınabilir yerler yapıyoruz. Zaten az olan otlatma alanlarına bina yapılmasına kesinlikle karşıyız” dedi.
Meralara inşa edilen yapıların hayvancılığa büyük zarar verdiğini belirten Antalya Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, değişikliği çok doğru bir adım olarak değerlendirdi. Öztürk, özetle şöyle konuştu: “Hayvancılığın güvencesi olan meralar korunaklı bölgeler olarak kalmalı. Ancak İmar Barışı düzenlemesinde meralar koruma altına alınsa da bu uygulama, sadece resmi olarak mera alanı görünen yerleri kapsayacak. Bizim bu konudaki talebimiz mera olarak kullanılan arazilerin tespit, takdit ve tahsis işlemlerinin yapılması. Mera olarak tespit edilmemiş yerlerde kaçak yapı ile karşılaşıldığında Mera Kanunu uygulanamıyor. Antalya genelinde tespit çalışmaları tamamlanmadığı için meralarda kaçak yapılaşma sorunlarının yaşandığını düşünüyoruz.”
Mera varlığının korunması için kanunda ihtiyaç duyulan değişikliliklere işaret eden Öztürk, mera komisyonlarında büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin temsilcilerinin yer alması önerisini dile getirdi.
Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavoğlu, kentin doğal değerlerinin sürdürülebilirliği için verimliliği yüksek alanların hassasiyetle korumanın önemine işaret etti. İmar düzenlemeleri uygulanırken kıyı, çevre ve ormanların korunmasına ilişkin kanun maddelerine uygun hareket edilmesinin önemine işaret eden Manavoğlu, kararı şöyle değerlendirdi: “Hassas ekosisteme sahip bölgelerde, sit alanlarında ve tarımsal arazilerde ve meralarda izinsiz yapılmış ve yıkım kararı olan yapılar için bu süreçte imar barışına başvuruldu. Kentimizin geleceği ve sürdürülebilirlik için doğru çözüm yolu, bu özellikli alanlardaki başvuruların reddedilmesi olur.”