MARKA OLAN KAZANIR

Bir ülke turizminin ürün ve hizmet kalitesi noktasında ulaştığı çizgi elbette çok önemlidir, tercih edilmenizde doğrudan önemli rol oynar. Ancak bu rol size kesinlikle dik durabileceğiniz bir satış fiyatı avantajı getirmedikçe MARKA olmaktan söz edebilmeniz de ne yazık ki mümkün olmuyor.

Hep söyledik ve söylemeye de ısrarla devam edeceğimiz üzere turizmin başkenti Antalya ürün ve hizmet kalitesi anlamında kendisini uluslararası platformda kanıtlamış bir turizm kentidir.
Ancak MARKA olmak bambaşka bir konum ve o konumda olamadığınız noktada ürününüzü gerçekten hak ettiği fiyatlarla pazarlamakta tüm iyi niyetli çabalarınıza rağmen oldukça dramatik bir güçlük yaşıyorsunuz. MARKA iseniz doğal olarak ilgi odağısınız ve gözler hep üzerinizde.

Tok satıcısınız ve bir sezondan ötekine sürekli değişkenlik gösteren ani ve hatta zaman zaman üzücü yeni stratejiler oluşturmak zorunda kalmıyorsunuz. Rekabeti ürün ve hizmet kaliteniz ile değil sadece fiyat anlamında yapabileceğiniz bir köşeye sıkışmıyorsunuz, sıkıştırılmıyorsunuz.
Şartlara göre etkisini daha fazla hissettirebilen travmatik bir fiyat baskısı yaşamıyorsunuz.

MARKA iseniz görücüye çıktığınız her uluslararası platformda kesinlikle sonuca endeksli ilgi odağısınız. Sonuca endeksli diyorum, zira stantlarınızı dolduran kalabalıklar yeme, içme ve sohbet seanslarının ötesinde önemli kazançlar olarak size geri dönüyor. Yani orada her anlamda verimliliğin dayanılmaz cazibesi var. Dolayısıyla da marka olmanın avantajları her yönüyle saymakla bitmiyor.

Marka olan ülkelerin aldığı turist sayısıyla elde ettiği turizm geliri ideal bir ölçüde örtüşüyor ve emeğinizin tam karşılığını almanın hazzını yaşıyorsunuz. Bu anlamda beklenmedik sürpriz sonuçlarla pek karşılaşmıyorsunuz. Aslında turizmde gerçek anlamda marka olmuş ülkelerde tatil yapmayı tercih eden turist de ne istediğini çok iyi bildiği ve o ülkeyi yeterince iyi tanıdığı için karşılıklı tatmin büyük ölçüde gerçekleşiyor.

Hani hep söylenir ya marka olan ülkelere turist kapıdan giremezse beklediği hizmeti alamamış olsa da adeta bacadan giriyor.

Nüfusunun neredeyse iki katı kadar turist alan ülkelerdeki durumu başka nasıl açıklayabiliriz ki?!

Ben burada çok sevdiğim ülkem ve sektörümüz adına belki de amansız bir özlemimi dile getiriyorum.

İnanıyorum ki kaliteli ürün ve hizmet çizgisi anlamında çok önemli bir yol kat etmiş olan güzel ülkemiz ve Antalya’mız dünya turizminde gerçek bir marka olmanın da hazzını mutlaka yaşayacaktır.