Güncelleme Tarihi:
ELEKTRİK fiyatları hepimizin cebini çarptı. Kiminle konuşsam söz dönüp dolaşıp elektrik faturalarına geliyor. Battaniye esprisi bile kabak tadı vermeye başladı…
Elektriğin bir de tarımsal üretim boyutu var. Özellikle tarımdaki sulama, soğutma ve depolamada kullanılan elektrik zaten zor bir dönemden geçen çiftçinin cebini daha çok yakıyor.
Elektrik faturalarından diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi mantarcılık sektörü de etkilendi. Çünkü mantarın yetişmesi için belirli bir dereceye ihtiyacı var. Kışın ısıtma, yazın soğutmada elektrik kullanılıyor.
***
Antalya kültür mantarı üretiminde lider. Ülke genelinde yaklaşık 50 bin ton kültür mantarı üretilirken, bunun 26-27 bin tonunu Antalyalı üretici üretiyor. Mantar denince de akla tabi ki Korkuteli geliyor. İlçede 2 bin 500 civarında mantar üretim deposu var, çoğu aile işletmeciliği olarak yapılıyor. Bölgedeki üretici geçen yıl 1 kilogram mantar üretimi için 1 TL’lik elektrik harcarken, bu yıl 2 Lira 40 Kuruş’luk elektrik kullanıyor. Mantarın üretim maliyeti elektrikle bitmiyor, geçen yıl tonu 920 TL’den alınan mantarın üretildiği kompost, bu yıl 1550 TL oldu.
Mantar için kullanılan ilacın fiyatı yüzde 200 arttı, mantarın paketlenmesinde kullanılan köpük, plastik, kasa gibi ambalajların fiyatı yüzde 150 arttı. Mazota gelen zam belli, nakliye giderlerini buraya yazmıyorum bile…
Ancak üretici mantarın üretim maliyetlerini satış fiyatına yansıtamadı. Mantarın fiyatı geçen yıla göre yüzde 30 artış gösterdi. Bir de vatandaşın alım gücünün daralması eklenince üretici iyice çıkmaza girdi…Mantar üreticisi de “ben üreterek batıyorum” diyerek isyan ediyor.
***
SOĞUK SEBZEYİ VURDU
Antalya Ticaret Borsası her ayın 2’sinde Antalya hallerinde işlem gören domates, sebze ve meyve endeksini açıklıyor. Endeks, domates, meyve sebzenin bir önceki aya ve yıla göre miktar ve fiyatında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Ocak ayı endeksinde domates ve sebze fiyatı geçen yıla göre olağanüstü artış gösterirken, meyvede fiyattaki azalmayı görünce önce şaşırdım, yanlış mı baktım dile bir daha baktım.
Evet domateste geçen yıla göre fiyatta yüzde 142’lik artış görülürken, sebzede yüzde 107 artış olmuş. Meyve fiyatı ise 1.32 gerilemiş. Domates ve sebzenin fiyatındaki artışın geçen ay ve yıla göre artışı normal çünkü 29 yılın ardından yağan kar, arkasından yaşanan don ve soğuk havanın etkisiyle ürün kaybı yaşandı, bu da arza yansıdı. Zaten yüksek olan girdi maliyetlerine soğuk da eklenince domates, sebzedeki yüksek fiyat normal.
Meyvede ise muz başta olmak üzere elma gibi bir çok ürünün geçen yıla göre fiyatının düştüğünü görüyoruz. Mandalina gibi meyveler el yakarken, muzun hal çıkış fiyatı 5 TL’ye kadar düştü. Depolanabilir olan bazı ürünlerin soğuktan etkilenmeden bize ulaşması ve makul fiyattan tüketmemiz bundan.
***
KORKUTELİ’DEN GÜZEL HABER VAR
Geçen haftalarda Korkuteli Dereköy’de tarım arazisi üzerinde kömür madeni ocağı ısrarı ve tarım alanları ve tarımsal üretime olumsuz etkisini yazmıştım. Bölgeden güzel bir haber geldi. Hem fikri takip hem de kamuoyunun bilgilenmesi için müjdeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin ve Dereköy halkının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bölgede maden ocağı açılması için “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararının iptali istemiyle açtığı davada dosyayı birleştiren 3. İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Yani mahkeme bölgede kömür madeni açılacaksa ÇED gereklidir diyor. Mahkemenin bu karar nihai bir zafer değil tabi. Ancak bölge halkının yürüttüğü mücadele ve açılan davaların seyri açısından olumlu…
****
SULAK ALANLAR YAŞAM DÖNGÜSÜ
2 Şubat Sulak Alanlar Günü’ydü. Sulak alan deyince işe yaramaz, sulu alan, sazlık gibi bir görüntü geliyor insanın aklına. Ancak hiç de öyle değil… Sulak alanlar ekolojik dengenin en önemli parçası. Milyonlarca börtü böceğin, hayvanın yuvası, milyonlarca kuşun beslendiği, ürediği, göçmen kuşların dinlendiği yaşam alanı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın rakamlarına göre Türkiye’de 93 sulak alan var. Ve biz bu yaşam alanlarını bir bir yok ediyoruz. Sulak alanlar, üzerini betonla kapatıp ev yapacağımız alanlar değil. Yaşam döngüsünün en önemli merkezi…Koruyalım.