Güncelleme Tarihi:
MANAVGAT son dönemde yapılaşmaya teslim olan ilçeler arasında yerini alsa da tarımda söz sahibi. Son yıllarda da bitkisel üretim varlığını artıran bir ilçe. Antalya’nın meyve üretiminin yüzde 26’sını Manavgat karşılıyor. Torosların yerlisi keçinin en çok bulunduğu bölge Manavgat. İlçede 140 binin üzerinde keçi varlığı var. Arıcılıkta Alanya ve Kaş’tan sonra 3. sırada. Osmanlı mutfağının vazgeçilmezi altın susamın coğrafi işaret belgesinin sahibi. Yani söyleyeceğim o ki Manavgat tarımın merkez ilçelerinden biri.
10 gün süren yangın orman alanlarının yanı sıra tarım alanlarını da etkiledi. Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, hasar tespiti devam etmekle birlikte ön belirlemelere göre yangında 41 mahallede 500 bin civarında zeytin ağacının kül olduğunu söyledi. 2 milyon civarında zeytin ağacı bulunan Manavgat, yangında zeytin ağacı varlığının 4’te birini kaybetti.
Meyveye durmuş, eylül ekim gibi hasadı yapılacak 15 bin ton zeytin cayır cayır yanarken, üretici bu zeytinlerden elde edileceği 3 bin ton zeytinyağını da kaybetti. Yaklaşık 12 bin ton zeytinyağı rekoltesinin yakalandığı Manavgat’ta yağın da 4’te biri küllerin arasına karıştı gitti.
Bölgedeki üreticinin sadece zeytinyağından kaynaklı zararı bu yıl için 100 milyon liranın üzerinde. Tabi öncelikle bu zararın telafi edilmesi şart. Yangını hesap etmeyen üretici bütün hesabını kitabını, kışlık geçimini bu ürünler üzerine kurguladı.
Öncelik yanan zeytin ağaçların kurtarılmasına yönelik olmalı. Çünkü kökü toprakta olan bir zeytin ağacını yansa da budama ve gençleştirme çalışması yaparak kurtarmak mümkün. Var olanı kurtaralım ki zeytin bölgesinde üretici kolaya kaçıp başka ürünlere yönelmesin. Çünkü zeytin sabır işi, bu sabrı göstermeyecek üreticiler olabilir.
Bölgedeki bazı üreticiler tamamen yanan zeytin ağaçlarının yerine yenisini dikmekte istekli, bunun için de desteğe ihtiyacı var. TZOB iyi niyetle bir kampanya başlatarak bölgedeki üreticiye zeytin fidanı desteği sağlayacağını duyurdu. Ancak benim edindiğim izlenime göre bölgede kalite ve verim konusunda sıkıntı yaşanan Gemlik zeytini fidanı dağıtımı üzerinde duruluyor. Üretici de erken ürün elde edeceği hesabıyla Gemlik talep ediyor.
Ancak uzmanlar, bölgeye ihracatta önü açık olan domat, kalite konusunda kendini ispatlamış yerel çeşitler Beylik ve Tavşan Yüreği’nin de değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Gemlik zeytinin bölgede Ege, Marmara’daki gibi kalite ve verimi yakalayamadığı için üreticinin daha az para kazandığını konusunda uyarıyor. Yerel çeşitlerin artırılması ve ticarete konu olacak zeytin varlığının kazanılması için bu durum bir fırsat olabilir.
**
DENGE ÖNEMLİ
Dengenin önemine inanırım. Denge bozulunca kaos başlar. Son bir ayda doğal felaket olarak yaşamadığımız şey kalmadı. Çünkü dengeyi bozduk. Yurdun bir yanında ormanlar cayır cayır yanarken diğer yanını sel bastı. Bir yandan kuraklıkla mücadele ederken diğer yandan dolu felaketiyle karşı karşıya kaldık. Sadece bunlar mı? Hastalık ve zararlılar da hayatımızın akışını değiştiren felaketler arasında yerini aldı. İklim bilimcilere göre bu, artık bizim gerçeğimiz. Doğal felaketleri herkes bir şekilde yaşıyor, yaşayacak. Her şeyin en aşırısını yaşıyoruz, yaşayacağız. O nedenle doğal afetlere hazırlıklı olmalıyız. Meteoroloji uyarıyor. Birleşmiş Milletler uyarıyor, ‘önlemenizi alın’ diyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2040 yılına kadar 2-4 santigrat derecelik sıcaklık artışını öngörüyor, kıyı Ege ve Doğu Akdeniz hariç tüm yurtta ilkbahar yağışlarının yüzde 20 azalacağı tahmin ediyor.
Yani ‘aşırı sıcak ve kuraklığa hazır olun’ diyor.
Kıyı Ege, Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de kış yağışlarında artış bekleniyor.
Yani ‘aşırı sellere hazır olun’ diyor.
Birleşmiş Milletler artık raporlarını “kırmızı kod”la yayımlıyor. BM raporunda, “kriz” olarak nitelendirdiği iklim değişikliğinin kaynağının insan olduğu, dolayısıyla yine insan eliyle alınacak önlemlerle önüne geçilebileceği belirtiliyor. 2 santigrat derece küresel ısınmanın tarım ve sağlık için oluşturabileceği tehditlere dikkat çekiliyor.
Tarım ve sağlık…
Yani ‘önlem almazsanız yok olacaksınız’ diyor.
*
Türkiye İstatistik Kurumu, temmuz ayı tarım ürünleri üretici fiyat endeksini açıkladı. Tarım ürünlerini üretmek temmuz ayında haziran ayına göre yüzde 1.34 daha pahalı hale geldi. Geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 22.80 daha pahalı üretiyoruz. Bu rakamlar son iki yılın en yüksek seviyesi. Üreticiye sorduğumuzda üretim maliyetleri bu rakamların da üzerinde artış gösterdi. Gübre, mazot gibi ürünlerin fiyatı uçtu gitti. Geçen yıla oranla yüzde 100’ün üzerinde artış kaydeden girdi kalemleri var. Üretici ne yapsın?
*
Son olarak şunu eklemek istiyorum A-Ş-I-N-I-Z-I O-L-U-N
Sağlıkla kalın, mutlu olun.