Güncelleme Tarihi:
Lösemi hastası 3,5 yaşındaki Azeri Maryam Shafiyeva, ölüm-kalım mücadelesi vererek geldiği Antalya’da, ilik nakli operasyonu geçirdi. Varlarını yoklarını satıp bir yıldır minik kızlarının hastalığıyla mücadele eden aileyi, resmi kurumların dayattığı prosedürler ve kestiği cezalar isyan ettirdi.
Azerbaycanlı 3,5 yaşındaki Maryam’ın minik bedeni, geçen yıl lösemi teşhisi konulduğundan beri yaşamla ölüm arasında mücadele veriyor. Ailesi Maryam’ı önce Rusya’da tedavi ettirdi. Oradaki 9 aylık tedaviden sonra yeniden Azerbaycan’a götürülen Maryam, bir süre sonra tekrar mikrop kaptı ve aniden fenalaştı. Ailesi bu kez Maryam’ı, yakın olduğundan ve Türk doktorlara güvendiklerinden, tedavi için Türkiye’ye getirdi. Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde 2 ay tedavi olan minik kız, daha sonra uçakla Antalya’ya gönderildi.
Dede: “Hani İki devlet bir millettik”
Medical Park Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi gören Maryam Shafiyeva’ya annesi refakat ediyor. Dede Ekibar Shafiyeva, “Varımızı-yoğumuzu sattık Maryam’ın tedavisi için. Türkiye milyonlarca Suriye’ye kapılarını açtı. Ancak Azerbaycan için ‘iki devlet bir millet’ diyen Türkiye’de, kanserle mücadele eden çocuğa, kayıta gitmediği için ceza kesiliyor ve oturma izni verilmiyor” dedi.
PROSEDÜRLER CANINDAN BEZDİRDİ
Medical Park Hastanesi’nde yapılan ameliyatla annesinin iliği Maryam’a nakledildi. Ancak, bu süreçte Azeri aile, Türk devletinin kendilerinden istediği prosedürlerle canından bezdi. Antalya Valiliği’ne bağlı İl Göç İdaresi, yoğun bakımda tutulan minik Maryam’a 88,80 lira, annesi Vusale Shafiyeva’ya ise 266,64 lira para cezası verdi. Azeri aile, “Rusya’da 9 aylık tedavi boyunca hiçbir şey istemeden evraklarımızı tasdik ettiler. Ama Türkiye’de ölüm kalım savaşı veren çocuğa, kayıta gitmediği için para cezası verildi” diyerek isyan etti.
VARINI YOĞUNU SATTI
Evini, arabasını satarak torunu Maryam’ı Türkiye’ye tedaviye getiren dedesi Ekibar Shafiyeva, başlarına gelen film gibi olayları anlattı. Antalya’ya geldikleri günden beri Antalya Göç İdaresi Müdürlüğü’nün kendilerinden çok sayıda ikametgah prosedürü istediğini söyleyen Azeri dede, “Torunuma oturum izni almak için Göçmen Büro’ya gittim. ‘Kendisinin gelmesi lazım’ dediler. Hasta olduğunu hastanede lösemi tedavisi gördüğünü söyledim. Dinlemediler. İlla, ‘buraya gelecek’ diyorlar. Doktorlar hastaneden çıkmasının tehlikeli olduğunu söylediler. Bunun çocuğu öldürmek anlamına geldiğini yetkililere anlatamadık. Azerbaycan’daki babasının gelmesini, İstanbul’daki Azerbaycan Konsolosluğu’na gidip evrak getirmemizi ve hepimizden 3 bin lira civarında masraf da istediler. Çocuğa ayrı, annesine ayrı ceza yazdılar. Varımızı yoğumuzu döküp tedavi için geldik. Hasta çocuklar için dünyanın hiçbir yerinde vizeye gerek olmamalı” diyerek yetkililere seslendi.
‘SURİYELİLERE VAR AZERİYE YOK’
Lösemi hastası 3 buçuk yaşındaki Maryam’ın Antalya’ya geldiğinde durumunun ağır olduğunu, annesinin verdiği ilikle Maryam’ın hayata döndüğünü belirten Ekibar Shafiyeva, İstanbul’dan gelen Dr. Akif Yeşilipek’in yaptığı ameliyattan sonra sağlığının iyiye doğru gittiğini söyledi. Azeri dede Shafiyeva, “Raporlarda doktorun açıklamalı yazısı var. Çocuğun 6 ay tedavi olması gerektiği ve hijyenik ortamda uçakla seyahat etmesinin uygun olduğu yazıyor. ‘Hiç değilse cezayı ödeyelim, tedavi süresince kalmamıza izin verin’ diyoruz. Onu da kabul etmiyorlar. Ne yapacağımızı şaşırdık. Türkiye’de hükümet Suriyelilere vatandaşlıktan söz ediyor. Öte yandan Azerbaycan’la ilişkilerden bahsederken ‘iki devlet bir millet’ sloganını kullanıyor. Ama Azeri lösemili bir çocuğu barındırmıyor” diye konuştu.