Güncelleme Tarihi:
KORONAVİRÜS salgını birçok algıyı değiştirdiği gibi tercih edilen turizm anlayışında da dönüşüm başlattı. Bu süreçte sanal turların gözde rotaları ise Likya Yolu gibi doğa ve kültürün iç içe geçtiği yürüyüş güzergâhları oldu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye açıkladığı tatil tercihlerindeki dönüşümden sonra sürdürülebilir turizm modellerinin öne çıkması bekleniyor.
KÜLTÜR TURİZMİ ÖNCÜ OLACAK
Likya Yolu’nun önümüzdeki süreçte altın dönemini yaşayacağını öngören Akdeniz Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Likya Birliği’nin önemli kentleri Myra ve Andriake’nin kazı başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, salgın kontrol altına alındıktan sonra Türkiye’de şimdiye kadar yeterince gelişmeyen kültür ve doğa turizmi talebinde patlama yaşanmasını öngördüklerini vurguladı.
BU DENEYİM ANLATILMALI
Avrupa Konseyi’nin kültürler arası diyaloğun aracısı olarak yolları kullandığını hatırlatan Çevik, Likya Yolu için bu kurguyla tanıtım yapılması gerektiğini söyledi. Almanya’nın ‘Romantik Yol’u, Fransa’nın ‘Mount Blanc’ı, Peru’da kalıntı ve doğa keşfi sunan ‘İnka Yolu’, İsviçre’de ‘Kral Yolu’, Amerika’da ‘Büyük Kanyon’, Ürdün’de ‘Petra’ gibi yürüyüş yollarının sunduğu deneyimlerin neredeyse tamamının Likya Yolu’nda mevcut olduğunu ifade eden Çevik, “Likya Yolu boyunca heykel gibi dağlar, benzersiz Akdeniz panoramaları, her adımda antik yerleşimlerle günümüzün geleneksel yerleşimleri zaten yeryüzünde eşi benzeri olmayan bir cazibe güzergâhı oluşturuyor. İnsanların bu yol boyunca neleri yaşayacaklarının çok iyi anlatılması gerekir” dedi.
KÜLTÜR VE DOĞA HATTI
Likya Yolu üzerinde özel destinasyonlar oluşturulurken bölgede doğanın yoğun ve kötü kullanıma maruz kalmasının da önüne geçilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Çevik, bunun için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Likya Yolu’nun tamamının kalıntı olup olmadığına bakılmaksızın bir kültür ve doğa hattı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yasal çerçeveye oturtulmasını çok önemli bir adım olur. Böylece koruma ve kontrol de sürdürülebilir şekilde sağlanmış olacaktır. Rotanın UNESCO tarafından onaylanması, yasal zemine oturtulması, Avrupa’daki benzeri rotaların işletme, koruma ve kullanma düzeyine yükseltilmesi, onlarla kurumsal bağlarının hızla geliştirilmesi ve yol üstündeki kültürel mirasın korunması gerekir.”
LİKYA’YA TANITIM ÖNERİLERİ
•Her yıl rota üzerindeki her ilçede aynı anda çok merkezli gerçekleştirilecek ‘Likya Yolu Festivali’ yapılmalı.
•Yol üzerindeki kalıntılarla ilgili mitolojik hikayeler öne çıkarılmalı.
•Uluslararası düzeyde Likya Yolu yürüme yarışması düzenlenmeli.
•Dünyanın ünlü sanatçı ve sporcularının Likya Yolu’nu yürümesi ve bölgeyi konu alan prodüksiyonlar etkili tanıtım sağlar.
•Güzergâh boyunca gerekli yerlerde kontrol ve güvenlik noktaları olmalı.
•Zamana ve yürüyüş menzili hesabına göre belli rotalarda yardımcı ve koruyucu istasyonlar olmalı ve yürüyüşçülerin en yakın istasyona ulaşabileceği ve yardım isteyebileceği elektronik sistemlerle donatılmalı.