Güncelleme Tarihi:
OSMANLI dönemine uzanan derin bir geçmişi var birlikte hareket etme kültürünün. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk kooperatifçiliği kurumsal hale getirip, bugünlerde adını sıkça duyduğumuz tarım kredi kooperatiflerinin de temelini atmış.
Savaşın ekonomik olarak yıkıcı etkilerinin, o dönem tarım toplumu olan ülkemizde yurttaşların birlikte hareket edebilmesiyle aşılabileceğini öngören Kurucu Liderimiz, bunun için kooperatif sistemini geliştirmiş. 1923 yılında “İstihsal, Alım ve Satım Ortaklık Kooperatifleri Nizamnamesi” adıyla, tarım ve el sanatları alanında kurulacak çok amaçlı kooperatifler için yazılı kurallar çıkararak çok sayıda tarımsal nitelikli kooperatifin kurulmasına öncülük etmiş. O dönem için verim de alınmış.
Ancak gelinen noktada kooperatifçilikte sınıfta kalmış bir ülkeyiz. Türkiye’de çeşitli alanlarda 85 bin civarında kooperatif var. 12 bin civarında da tarımsal amaçlı kooperatif bulunuyor. Antalya’da ise 201 tarımsal amaçlı kooperatif faaliyet gösteriyor. Her gün yeni bir kooperatif kurulduğu haberi düşüyor önümüze. Ancak ne yaptıkları açıkçası kimse bilmiyor. “Herkes kendi cumhuriyetini yaratmış” görüntüsü hakim...
Aslında haksızlık da etmeyelim. Kooperatifçiliğin güzel örnekleri de var ülkemizde. İzmir’de Tire Süt kooperatifi, Eskişehir’de Mahmudiye Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği… Ancak örnek kooperatiflerin sayısının artması gerek. Hele hele ekonomik zorluk yaşadığımız şu günlerde birlikte hareket etmeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğu açık. Bu noktada iyi kurgulanmış, başkan odaklı olmayan, girdi maliyetlerini birlikte tedarik ederek üreten, ürettiğini yine birlikte hareket etmenin gücüyle satabilen bir kooperatif modeli ekonomide de kaldıraç görevi görür mü? Bence görür. Küçük balıklar da büyüklere yem olmaktan kurtulur.
***
ÇİFTÇİ SAYISI YÜZDE 7.2 AZALDI
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV), en son yayımladığı İstihdam İzleme Bülteni’nde ağustos ayında sigortalı çalışan sayısının yıllık yüzde 6,9 artarak 22.1 milyona çıktığı belirtiliyor. Bu dönemde esnaf sayısı yüzde 8,1 artarken, çiftçi sayısı yüzde 7,2 azalmış. Ne hazin değil mi, gıda ve tarım ürünlerinin üretimine önem verilmesi gereken böyle bir dönemde biz her geçen gün üreticimizi birer birer kaybediyoruz… Tarımdan ayrılan üretici ise hizmet sektörüne kaymış…
***
YAŞ MEYVE SEBZENİN SUÇU YOKMUŞ
Her enflasyon rakamı açıklandığında gözler otomatik olarak yaş meyve sebzeye çevrilir. Bir ürün hedefe konularak haber bültenleri pazarlardan canlı yayın yapar. Halkımız da enflasyonun bütün suçlusunun yaş meyve sebze olduğunu düşünür. Ancak resmi rakamlar öyle demiyor. Kasım ayı enflasyon rakamı aylık yüzde 3.51, yıllık 21.31 artış olarak açıklandı. Yurtiçi enflasyondaki gıda kalemi aylıkta yüzde 7.79 ve yıllıkta ise 39.80 artarken, çekirdek enflasyondaki yaş meyve sebze fiyatlarının aylıkta yüzde 2.09 ve yıllıkta ise 26.65 artış göstermiş. Ne üretici fiyatlarında ne de tüketici fiyatlarında yaş meyve sebze fiyatları bu dönemde artırıcı bir etki yaratmamış.
*****
HAYATPARK’TA ÇANDIR FASULYESİ ŞENLİĞİ
Konyaaltı Belediyesi, bugün (23 Aralık) Çandır Fasulyesi Şenliği’nin dördüncüsünü düzenleyecek. Misafirlere kuru fasulye ikramının yapılacağı etkinlik, saat 13:00’te Konyaaltı Belediyesi HayatPark’ta gerçekleştirilecek. Alana kurulacak stantlarda da Yarbaşçandır köylüleri misafirlere, el emeği organik ürünlerini de sergileyip satışını yapabilecek. Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, coğrafi işaret almak için çalışmalarını yürüttüğü Çandır Fasulyesi’nin şenliğine tüm halkı davet etti. Bu şenlik kaçmaz…