Güncelleme Tarihi:
Bu başarının şifresi Antalya’nın pandemiyi topyekûn olarak doğru ve dikkatli yöneterek turistlere güven vermesinde saklı. Zira böyle bir dönemde kimse sağlığını, hayatını, yakınlarını, sevdiklerini tehlikeye atarak tatile çıkmayı kafasından geçirmezdi. Artık tatil için sadece otelin, sahili, odası, bölgenin ziyaret edilecek yerleri, fiyatlar değil, gidilecek tatil beldesindeki korona vakalarının seyri ve alınan tedbirler araştırılıyor. Geçen yıl yıl bizim için en büyük referans bir önceki yıl Antalya’da tatil yapan 3,5 milyon turist oldu. 2022'nin referansı ise geçen yıl şehrimize gelen 9 milyon turist olacak. Tatil planı yapanlar, artık kataloglara, web sayfalarına bakarak değil, o ülkeden dönen tatilcilere tecrübelerini sorarak kararlarını veriyorlar:
Sorular muhtemelen şöyle;
Orada korona vakası ne durumda?
Tedbirler nasıl?
İnsanlar aşılı mı?
Sahilde maske takılıyor mu?
Yeteri kadar hastane var mı?
Otelin doktoru var mı?
İşte bu sorulara alınan cevaplar tatilin rotasını belirleyecek. Mesela Mısır daha ilk soruda takıldığı için bu yıl sezona bir türlü başlayamadı. Yunanistan'da bu yüzden el freni çekik ilerledi. İspanya ve İtalya sıklıkla ‘sağlık alt yapımız yeterli değil’ diye çırpınırken, Almanya dünya genelinde hemşire aramaya çıktı.
Konuştuğum birçok turizmci arkadaşım bu yıl Antalya’ya ilk kez gelen turist sayısında gözle görülür bir artış olduğunu dile getirdiler. Antalya’yı pek düşünmeyenler için artık Antalya zamanıydı.
Dünyada binlerce tatil destinasyonu var, hepsini takip etmek, doğru verileri almak henüz mümkün değil, ancak araştırdığım kadarı ile Antalya 2021 yılını dünya genelinde ilk 3 içinde kapattı.
Hiç şüphesiz ki bu şehir bu olağanüstü başarıda payı olan ve bu vesile ile Antalya’yı gelecek yıllara taşıyan, herkese müteşekkirdir.
Bizim sayılarımız netleşti ve buradan çıkarılacak bazı sonuçları birlikte okuyalım isterseniz, bu hem gelecek yılların planlanmasında, hem tanıtım hamlelerinde bize ışık tutacaktır:
3 MEVSİMİ YUTTU
Görünen o ki pandemi, yüksek sezona geçişi sağlayan, daha düşük bütçeli ön sezon dediğimiz mart-nisan, mayıs ve kısmen haziran ayları ile yılın son çeyreğine doğru özellikle emekli, izin sorunu yaşamayan tatilcilerin geldiği ekim sonu ile aralık ortasındaki dönemi olumsuz etkiledi. Kış sezonu sert ve katı korona tedbirlerine takılırken, ilkbahar ve sonbahar da normalleşme sürecine geçişte ancak bir ileri bir geri ilerleyebildi. Gerek kısıtlamalar, gerek korona endişesi bu aylardaki tatil planlarını önemli ölçüde iptal ettirdi. Geçen yılın mart, nisan, mayıs aylarında toplam 650 bin turist geldi ki bu 2019 yılının mayısın yarısı bile etmiyor (1.749.000). Hatta haziran da biraz hasar aldı diyebiliriz. Pandemi öncesi eylül ve ekim aylarından daha fazla turistin geldiği haziran ayında bu yıl ancak bu ayların yarısı kadar turist gelebildi. Seyahatin pandemi yüzünden yeniden planlandığı 2021 yılında, tatil sezonu temmuz-ağustos-eylül-ekim aylarını kapsayan 4 aylık dar bir döneme sıkıştı kaldı. Antalya’ya gelen 9 milyon turistin 7 milyonu bu dört ay içinde geldi. Bu, yüzde 78'lik bir orana denk geliyor. Oysa bu oran 2018 ve 2019 yılında yüzde 60 civarında idi. Post korona döneminde 7 ayın toplamı maalesef bir ekim etmiyor. Pandemi, turistleri yaz aylarına, sıcak ve güneşe doğru iteledi. Ve korkarım biz turizmi 12 aya yaymaya çalışırken, bu birkaç yıl daha böyle seyredecek ve turizm bu 4 aya sıkışıp kalacak.
Bu sadece bize mahsus bir durum değil. Bütün Akdeniz ülkelerinde de resim aynı. Bu durumda artık tatil beldesinin sadece güneşli olması da yetmiyor, kapasitesi bu 4 ayın yükünü taşıyabilecek ve korona mücadelesini başarılı bir şekilde vermiş olan destinasyon öne çıkacaktır.
2022 de de en büyük aday Antalya olacaktır.