Güncelleme Tarihi:
GÜNDELİK şehir yaşamlarımızın hızlı trafiği ve yoğun iş hayatlarımız üzerimizde yoğun baskı oluştururken, bu sistemle birlikte değişen yaşam standartları yeni arayışlara yönelimi artırıyor. Bununla beraber birçok tercih değiştiği gibi turizmde de tercihler değişiyor. İnsanlar tatillerinde gündelik yoğunluğun olmadığı destinasyonlara yöneliyor. Daha az nüfusu olan, geleneksel yaşamların süregeldiği, samimi ve doğal yaşam alanlarına yani kırsal alanlara olan bu talep, kırsal turizmi ortaya çıkardı.
***
Kırsal turizmin en önemli avantajlarından biri hem az-orta gelir grubuna hem de yüksek gelir grubuna mensup kişilerin katılabilmesine imkân tanıması. İnsanlar bu alanlarda genellikle daha küçük konaklama işletmelerini tercih ediyor. Köy evleri, çiftlik evleri, çadır, karavan gibi doğanın kendi yapısına uyum sağlayan, doğayı tüm yönleriyle yaşayabilecekleri yerlerde kalıyorlar. Kırsal turizm genellikle eko-turizm gibi kırsal bölgelerde gerçekleştirilen turizm türleri ile sıkça karıştırılıyor. Oysa eko-turizm sürdürülebilirlik temelinde ortaya çıkan çevreye duyarlı bir turizm türü.
***
Kırsal bölgelerin sosyal ve ekonomik gelişimi açısından da bu konu üzerinde önemle durulmalı. Yalnızca beşeri bakımdan değil, yörenin sahip olduğu kaynakların korunması bakımından da katkı sağlar.
***
İnsanlar neden kırsala yöneliyor? Çünkü mevcut yaşam alanlarımız orijinallikten öyle uzaklaştı ki insanlar doğal hayatı yaşayabilmek için mevcut yerleşik oldukları bölgelerden kilometrelerce öteye gitmek zorunda kalıyor. Turizm bu açıdan insanları doğa ile buluşturan sihirli bir el görevi üstleniyor.
***
Bundan yıllar önce insanlar kırsaldan kentlere göç edip, kent hayatına ilgi duyarken artık tersine bir yolculuğun başladığını söylemek isabetsiz olmaz. Doğal olanı bozup, doğadan uzaklaşıp şimdi de doğal olanı arıyoruz, tıpkı çölde bir yeşil bölge arar gibi. Son günlerde birçok felaket yaşıyoruz ve üzülerek tüm bu olanlara seyirci kalıyoruz. Farkında mıyız, doğadan uzaklaştıkça doğa bize felaketlerle geliyor.. Aslında doğa kendi içerisinde kendi normaline dönebilmek için çırpınırken, insanoğlu bu dönüşümden kendi elleriyle kendi zarar görüyor.
***
Kırsal turizmde öncü olan ülkeler bu doğal yapıyı bozmadan turist ağırlıyorlar. Avrupa’da kırsal turizmde en gelişmiş ülkelere örnek olarak Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, İspanya gösterilebilir. Fransa’da kırsal turizmin desteklenmesindeki en büyük etken köyden kentlere olan göçü engellemekti. Bu amaca ulaşmakla beraber geleneksel köy yaşamını da korumuş oldular. Turistler şehir hayatlarında karşılaşmadıkları hayvancılık, tarım gibi faaliyetleri bu bölgelerde deneyimlemiş oldular. Aynı zamanda İspanya bölge halkına da kırsal turizmle ilgili eğitimler vererek turizm bilincini bu bölgelerde arttırdı. İtalya da tıpkı Fransa gibi göçü engelleyerek aynı zamanda bölgesel çiftliklerin desteklenmesini ve bölgesel üretimin de korunmasını sağlamış oldu.
***
Antalya kırsal turizm açısından yüksek bir potansiyele sahip. Örneğin; Kaş, Konyaaltı, Elmalı, Kumluca ve Kemer ilçelerinde misafir kabul eden ekolojik çiftlikler var. Aynı zamanda kırsal alanlarda hala korunan somut-somut olmayan kültürel miras, hayvancılık ve tarım faaliyetleri turistler için cazibe oluşturuyor. Özellikle Antalya gibi alternatifi bol olan bir şehirde turizmi sahil şeridine hapsetmek ilin potansiyelini değerlendirememektir. Bu konuda sistemli ve stratejik yol alınmalı. Çünkü atılacak yanlış bir adım ne yazık ki bölgenin bütün doğasına zarar verebilir. Doğa bu zararların faturasını acı bir şekilde bize çıkarır. Başka bir dünya yok, başka gidecek yerimiz de yok. Mevcut yapıyı kendimize uyarlamaktan vazgeçip, zaten en güzel şekilde tasarlanmış bu güzelliğe kendimizi adapte edelim. Turizmde de diğer sektörlerde de...