Güncelleme Tarihi:
Şu an sanki cenneti hayal ettiniz değil mi? Ama burası dünyada bir cennet; Limyros çayı…
*
Tarihteki bir çok yer gibi bu çaya adını veren bir antik kentin varlığını tahmin etmek zor değil. Limyra antik kenti… Antalya’nın Finike ilçesinde hem Roma hem de Bizans dönemine ait surların arasında gizlenen eşsiz bir doğal şölen yaşatan bir antik kent…
*
M.Ö. 5. yüzyılda kurulmuş olduğu bilinen kent, Likya’nın başkentliğini yapmıştır. Bu kent aynı zamanda o dönemlerde tarımsal ürünlerin ihraç edildiği liman kenti olması dolayısıyla da büyük bir öneme sahip olmuştur.
*
Finike deyince aklınıza ilk portakal geldi değil mi? Menşe adı ile coğrafi işaretli de olan Finike portakalı bölge için önemli bir değer. Ama bu yazıyı okuduktan sonra artık aklınıza Lymros çayının beslediği Limyra antik kenti ve o eşsiz doğası da gelsin. Turunçgillerin arasından bize göz kırpan bu kent ve kentin bulunduğu bölge son zamanlarda ekoturizm açısından da iddialı bölgeler arasına adını yazdırmış.
*
Ekoturizme değinmişken biraz içini açalım istiyorum. Bildiğiniz gibi özellikle pandemi döneminden sonra yeşile ve doğaya olan ilgimiz fazlasıyla arttı. Bu nedenle ekoturizm sürdürülebilir turizmin alt dalı olarak bizleri doğayla bütünleştiren önemli bir alternatif. Sürdürülebilir kırsal kalkınma açısından da bölgeye bir fırsat sağlıyor.
*
Ekoturizm; turizm faaliyetlerinden doğabilecek olası çevresel zararları sınırlarken, sürdürülebilirliği bir kültür haline getirebilecek bir turizm çeşitliliği. Ancak ne kadar doğaya duyarlı faaliyetler yapılırsa yapılsın biliyoruz ki bölgesel nüfusun artması bölgesel karbon ayak izini artırabilecek bir faktör.
*
Kitlesel turizm hareketliliğini ekosisteme dost uygulamalara dönüştürerek bölgesel yayılıma destek olunabilir. Tek bir destinasyona yönelmiş bir hareketlilik bölgedeki kaynaklar için uzun vadede tehlike demektir.
*
Sürdürülebilir turizmden önce sürdürülebilir çevre bilincini anlamak, öğrenmek ve benimsemek gerek. Çevreye duyarlı, saygılı ve bu bilince gönüllü olarak sadakatle sahip çıkan bireylerin oluşturacağı toplumlarda sürdürülebilir faaliyetlerin tümü kolaylaşacaktır.
*
Dünya için bir şeyler yapmak istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. Bireysel bilinç, toplumsal bilincin temelidir.