KİMLİKSİZLİĞİN NEDENİ PLANSIZLIK

Güncelleme Tarihi:

KİMLİKSİZLİĞİN  NEDENİ PLANSIZLIK
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2022 10:28

Biri sabır için dua ederse, sence Tanrı ona sabır mı verir, yoksa sabırlı olması için fırsat mı verir?

Haberin Devamı

*Cesaret için dua ederse, sence ona cesur olması için fırsat mı verir?
*Birisi ailesine yakın olmak için dua ederse, Tanrı, onu sadece sıcak ve bulanık duygularla mı zapt eder, yoksa birbirlerini sevmeleri için fırsatlar mı verir?
Gözünüzün önünde olan ve göremediğiniz onca şey... Adına fırsat dediğimiz onca şey... Ve geçip giden bir ömür. 

PEKİ YA BİR KENT?
İnsanlar ama bireysel ama çevresindekiler ile birlikte yüzleşir bu kaçan fırsatların sonuçları ile. Ama ya bir kent? 
Peki bir kentin kaçırdığı fırsatlar? Ya da bir kentin kendi değerini anlaması için verilmiş fırsatlar ve elinin tersi ile ittiği, hatta varken yok ettiği imkânlar söz konusu ise? Bunu, ülke sathına yayarak da düşünebilirsiniz. Hiç yoktan elinde olan minicik bir şey ile dünyaya nam salmış destinasyonlar... Yoktan var etmiş kentler...
Peki, bizim kentimiz? Her şeyin en iyisine layık değil mi? 
Antalya’nın ne türden fırsatlar kaçırdığını görmek beni rahatsız ettiği gibi, bu kenti gönülden sevenleri de rahatsız ediyordur diye düşünüyorum. 
Herkes kendi çapında bir şeylerin ucundan tutuyor. Tutuyor tutmasına da bütüne faydalı olan kaç iş, proje var? Şu, ‘Ben yaptım oldu!’ zihniyeti büyük bir zehir. Güç zehirlenmesinin getirdiği bir sonuç maalesef. 
Sadece şunu söylüyorum; bu kentin sahip olduğu kadar zenginliği bir arada hiç bir yerde görmedim. Bu zenginliği, bu kadar hoyrat kullanan insanları da hiç bir yerde görmedim. Görmedim ve duymadım! 
El kadar Alaçatı, ‘Ot Festivali’ yapıyor, Adana ‘Portakal Çiçeği Festivali ‘yapıyor, Kapadokya ‘Cercle’ yapıyor... Antalya’ya, Elton John geldi! Kulaktan kulağa fısıldayarak söyledik resmen. Aman kimse duymasın dedik, dedik mi dedik. Daha kimler geldi kimler gitti de kimsecikler duymadı. Çözemediğim bir şey var bu kentte. 

Haberin Devamı

ARKASINDA DAĞLAR VAR
Burada doğdum, kalbim bu kent için atıyor, benim gibi hisseden, düşünen bir dolu insan tanıyorum ve çoğu da, kentin ‘kimliksiz’ olduğundan yakınıyor. Ben bu sorunu, hızlı ve plansız büyümeye bağlıyorum ve tabi ki hızla dolan kente. Yani, plansız yapılan göçe. 
Turizmin iyi yanlarını kendimize yakıştırmayıp hızla obez şekilde büyümesini kendimize yakıştırmış olmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. 
Dağlarımızı, yaylalarımızı hor görmemizden; sadece yerlilerinin yazın gittiği yerler olarak görmemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Tekrar ediyorum, Antalya sırtını bu dağlara vermemiş olsa arkası sağlam olmaz dahası sağlam duramaz. O dağların içinde yaşayan ile, turizmi entegre edemediği sürece geçmiş olsun. 

Haberin Devamı

PLANLAMA ŞART
Planlı bir şekilde, yaylalarımızı koruma altına almalıyız. Derme çatma gecekondu cenneti olmasını engellemeli, doğal kaynakları, (endemik, akarsu, şelale, antik yürüyüş yolu vb.) tamamen tescilleyerek koruma altına almalıyız. Aksi halde, Bizi biz yapan en büyük değerlerimiz kısa bir zamanda elimizden gidecek. Sonra karşısına geçer, Antalya’nın yok olan tarihi surlarına içimiz acıyarak nasıl bakıyorsak; öyle bakarız!

Sevgiyle Kalın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!