'Kesik Minare', 123 yıl sonra ibadete açılacak

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) - ANTALYA'nın tarihi Kaleiçi'nde Selçukluların işgali sonrası kiliseden camiye çevrilen ve 1896'daki yangında minaresinin kubbesi de yanarak kullanılamaz hale gelen 'Kesik Minare'nin, Avusturyalı bir mimara ait yangın öncesine ait orijinal çizimleri bulundu. Kesik Minare, 1885 yılına ait çizimlerdeki projeye uygun olarak Şehzade Korkut Camii olarak 29 Ekim 2019'da hizmete açılacak.
Antalya'nın en önemli tarihi değerlerinden Kaleiçi'nde, minaresinin kubbesi olmadığı için 'Kesik Minare' olarak adlandırılan ve Selçukluların fethi sonrası kiliseden camiye dönüştürülen yapının yeniden cami olarak hizmete açılması için restorasyon çalışmaları sürüyor. Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürü Melike Gül ve yüklenici firma çalışanlarıyla restorasyon çalışmalarını inceledi.  
CAMİNİN ORİJİNAL HALİNİ 1885'DE AVUSTURYALI MİMAR ÇİZMİŞ
Danıştay'ın yapının aslına uygun ibadethane olarak onarılması yönündeki kararıyla yaklaşık bir yıldır restorasyon çalışmaları devam ediyor. Çalışmaları yerinde inceleyen Vali Münir Karaloğlu, restorasyon ihalesi için en önemli belge olan, 1885 yılında Avusturyalı seyyah mimar Von Lonckoronski'nin caminin o dönemdeki haline ait proje çizimlerine ulaşıldığını söyledi. Buraya ilişkin 'cami miydi, değil miydi' gibi tartışmalar olduğunu belirten Karaloğlu, “Bütün yapının çizimleri 1885, yani yanmadan 10-15 yıl önce yapının bütün çizimi elimizde var. Avusturyalı bir seyyah mimar yapıyor bunu. Büyük bir titizlikle çiziyor. Orijinal projede minare de kesik değil, tam. Yangında minarenin ahşap külah kısmı yanıyor. Yeni projede eski haline dönecek. Biz yapmadığımız için kesik bırakmışız, sonra da kesik minare demişiz" dedi.  
122 YILDIR KAPALI
Yapının Antalya'nın fethinden sonra ilk Selçuklu İslam eserlerinden biri olduğunu aktaran Vali Karaloğlu, “Burası tarihte çeşitli isimlerle adlandırılan bir cami aslında. Bir dönem Kebir, bir dönem Cumanın Cami denilmiş. Ama Kıbrıslıların tekrar işgali sözkonusu ve sonrası Şehzade Korkut, Antalya'nın Teke ve Hamit sancağı olduğu dönemde tekrar Antalya'yı fetheder ve bu camiyi yeniden kiliseden camiye döndürdükten sonra da o tarihten beri Şehzade Korkut Camii olarak anılan bir yapı. 1896'ya kadar kesintisiz cami olarak ibadete açık bir mekan. 1896'da geçirdiği yangınla veya yakılarak, bir daha da onarılıp ibadete açılamamış. 122 yıldır kapalı bir cami. Bu toprakları fetheden ve kılıç hakkı, fetih camisi olarak kiliseden camiye döndürülen bir yapının 122 yıl kapalı kalmasının acısı ve sıkıntısı, hepimizin yaşadığı bir sorundu" diye konuştu.
29 EKİM 2019'DA AÇILACAK
Restorasyonda öncelikle yıkım tehlikesi olan alanların güçlendirildiğini söyleyen Karaloğlu, “Tarih boyunca bugün bizim yaptığımız yapıya yedinci müdahale. Bundan önce 6 dönemin bu yapı üzerinde izleri var. En çok dikkat ettiğimiz konu, restorasyon tamamlandıktan sonra ziyaret edenler bundan önceki dönemleri görebilecek ve yaşayabilecek. Aslında biz bir cami açarken, yaşayan bir müzeyi de açmış olacağız. Bir müze cami açmış olacağız. Camiye giren herkes bu caminin geçirdiği bütün evreleri, Roma'yı, Bizans'ı, Selçuklu'yu, Osmanlı'yı, 1974 yılında yapının ayakta kalmasını sağlayan müdahaleyi ve en son bizim yaptığımız müdahaleyi kesinlikle hissedecek. İçine girildiğinde müze havası veren bir yapı oluşturacağız. İnşallah 1 yıl sonra 29 Ekim 2019 gibi bir hedef koyduk. Yapı bitecek ve müze cami olarak 123 yıl sonra bu mekan tekrar cami olarak kullanılmaya devam edecek" dedi. 
KESİK MİNARE'YE KUBBE
1896 yangınından sonra minarenin ahşap külah kısmı yandığı için halkın o tarihten sonra Kesik Minare diye adlandırdığına da değinen Vali Münir Karaloğlu, “Olabilir ama caminin orijinal ismi, Şehzade Korkut'un Antalya sancak beyi olduğu 1500'lü yılların başından beri Şehzade Korkut Camii olarak isimlendirilmiş bir cami. Tercihimiz daha çok Şehzade Korkut Camii ama halkın 100 yıldır daha çok kullandığı Kesik Minare de kullanılabilir, hiçbir mahsuru yok. Taş örnekleri Afyon'da ebatlanacak ve eksikler tamamlanacak. Kazıda ortaya çıkan tüm taşlar, sütunlar orijinal yerinde kullanılacak" dedi.

FOTOĞRAFLI