Güncelleme Tarihi:
Sosyal medyada, mezbahada kesilmeyi bekleyen ineklerin göğsünden süt aktığını görünce canlandırabildim kafamda ve uzun süre kendime gelemedim.
İneklerimiz göğsünde süt ile kesime giderken, “Günde 2 bardak süt içmeli” dediğimiz çocuklarımız süte, ete ulaşamıyor.
En son 21 Kasım 2021’de yazmışım. Hayvancılığı bırakan iki besicinin hikâyesini anlatmış, “Köyde üretim olmazsa şehirdeki ne yiyecek?” diye soran besicilerin feryadını bu köşeden paylaşmış, zararın yakında tüketiciye yansıyacağına dikkat çekmiştim. “Hayvancılığın bitmesi sadece köydeki üreticiyi ilgilendirmiyor. Belki o hayvanını satar, parasını yer ama şehirdeki insan ne yiyecek onu hiç düşündünüz mü?” diye de sormuştum.
Belki o gün yazıyı okuyanlar, abarttığımı düşündü. Ama ne kadar kısa sürede tüketiciyi buldu değil mi yazdıklarım…
Millet olarak şöyle bir yanılgımız var, elimizin altındaki her şeyi sınırsız zannediyoruz. Suyu toprağı, eti, sütü… Her şeyi. Ama değil, birileri zor şartlar altında üretiyor, biz de soframıza koyup afiyetle yiyebiliyoruz.
OLAĞANÜSTÜ ZAM
Et ve Süt Kurumu, kırmızı ete yüzde 48 zam yaptı. 1 kilogram kıyma 56 liradan 83 TL’ye, 1 kilogram kuşbaşı 62.5 liradan 92 TL’ye çıktı. Tabii bu alt rakamlar, kasapta zaten bu fiyatlara et bulmak mümkün değil. Kasabın bulunduğu semtteki kiradan, diğer girdi kalemlerine kadar her şeyi bu rakamın üzerine ekleyebilirsiniz.
ET ÜRETİMİMİZİ BİLMİYORUZ
Türkiye İstatistik Kurumu 25 aydır, yani 2 yılı aşkın süredir et üretim istatistiklerini açıklamıyor. 24 Şubat 2021’de TÜİK’ten yapılan açıklamada, “Kırmızı et üretimine ilişkin mevcut metodolojinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda Ulusal Veri Yayınlama Takvimi’ne göre 25 Şubat 2021 tarihinde saat 10.00’da yayımlanması planlanan Kırmızı Et Üretim İstatistikleri 2020 haber bülteni ileri bir tarihe ertelenmiştir” denildi.
TÜİK en son 2020 Şubat ayında et üretim istatistiklerini açıklamıştı. Yani ne kadar et ürettiğimizi bilmiyoruz. İstatistiğini bilmediğiniz şeyi planlayamazsınız, yönetemezsiniz.
BESİCİNİN YÜZDE 20’Sİ İŞİ BIRAKTI
Antalya Kırmızı Et Üreticileri Birliği’nin resmi kayıtlarına göre, üyelerin yüzde 20’si besiciliği bıraktı. Birliğe üye 5 besiciden biri artık hayvancılık yapmıyor. Gerekçe sorulduğunda, “Girdi maliyetleri yüksek, para kazanamıyoruz, zarar etmemek için işi bıraktım” cevabı geliyor.
Ne tezat bir durum değil mi? Üretici kazanamadığı için hayvan beslemeyi bırakıyor, tüketici ise aşırı pahalı olduğu için ete ulaşamıyor.
Besici aslında küskün. Besiciye kulak verdiğimizde “2010 yılında erkek dana için verilen kırmızı et desteği 300 TL iken, yemin kilogram fiyatı 30 TL idi. 300 TL destek ile 10 çuval yem alabiliyorduk. Bu yıl erkek dana için verilen kırmızı et desteği 250 TL’ye düştü. Yemin çuvalı ise fiyatı ise 270 TL, süt yemi 300 TL” sesi yükseliyor, sanırım yaşadıklarımızın özeti bu. Devlet hayvancılığa desteği azaltınca, girdi maliyetleri her geçen gün yükselen üreticinin, bu yükün altından tek başına kalkması mümkün değil.
ANA OLMAYINCA DANA OLMUYOR
Maliyetlerin altından kalkamayan, ineğini besleyemeyen besici aylardır sessiz sedasız süt ineklerini bile kesime gönderdi. “Ana olmayınca dana olmuyor” sözünü tekrar hatırlatmakta fayda var.
Anaya sahip çıkacağız ki arkasından gelen danası hayvan varlığımızı ve et, süt tedarikimizi devam ettirebilsin. Yoksa yine ithalat gündeme gelir. Ha bu arada eskiden paramız vardı da ithal ediyorduk, şimdi… İneklerin ahını çekmeye hazır mısınız?