Güncelleme Tarihi:
AKDENİZ Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, ‘Hürriyet Akdeniz Editör Masası’nın konuğu oldu. Turizm sektörünün geçmişi ve geleceği hakkında dikkat çekici tespitler yapan Yağcı, dünya genelinde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sektör temsilcilerinin hiçbir zaman karamsarlık içinde olmadığını vurguladı. Antalya’nın 2019 turizm sezonunu çok başarılı geçirdiğine dikkati çeken Yağcı, Antalya için neden ‘Turizmin başkenti’ dendiğini güncel rakamlarla anlattı.
Türkiye’deki yatak kapasitesinin yaklaşık yüzde 50’sinin Antalya’da bulunduğunu kaydeden Yağcı, “Türkiye’nin 1,5 milyona yakın yatak kapasitesi var. Bu sayının 650 bini Antalya’da. Yine 2019 yılında Türkiye’ye 52 milyon turist geldi. Sadece Antalya 16 milyon turisti karşıladı. Yani Türkiye’ye gelen her 3 turistten biri Antalya’yı tercih etti. Türkiye’de 200 milyona yakın geceleme yapıldı. Antalya’daki geceleme ise 100 milyon. Bizden sonra İstanbul ve İzmir geliyor. Yani 2019’da her 2 gecelemeden biri de Antalya’da yapıldı. İşte gücümüz buradan geliyor. Türkiye’de turizm konuşulacaksa Antalya her zaman ilk sırada yer almalı” diye konuştu.
ARTIK GELİR REKORU KIRILMALI
2019 turizm sezonunda kırılan turist sayısı rekorlarına vurgu yapan Yağcı, bundan sonraki 5 yıllık süreçte turizm gelirlerinin gündemde yer alacağını söyledi. Yağcı, “Turist sayısındaki artış dikkat çekici seviyelere çıktı. Ancak gelirlere baktığımızda maalesef aynı şeyi söyleyemiyoruz. Türkiye, 2014 yılında 34 milyar dolar gelire ulaşmıştı. Bu yıl ise 34,5 milyar seviyesine çıktık. Yani 2014 rakamlarını 2019 yılında yakaladık. Bundan sonraki süreçte artık gelir rekoru gerekiyor. 2014 yılında kişi başı gelir 826 dolardı. Şu anda ise 660 dolar seviyesinde. Dünyadaki kişi başı gelir ortalaması ise bin 40 dolar. Biz 2023 yılına kadar her yıl yüzde 10 gelir hedefimizi artırmayı planlıyoruz” dedi.
Yağcı, gelir hedefine nasıl ulaşılacağı, sıcak gündem ve sektörün kısa-uzun vadeli planlamalarıyla ilgili özetle şunları söyledi: “Türkiye 2023’e kadar 75 milyon turist hedefliyor. Gelir hedefi ise yaklaşık 65 milyar dolar. Yani 5 yılda yıllık ortalama yüzde 10 büyüme gerçekleştirmemiz lazım. Bunu nasıl yapacağız? Öncelikle turizm çeşitliliği; deniz-kum-güneşin yanında kültür, gastronomi, sağlık, spor, inanç, golf ve kongre turizmi öğelerini güçlendirmeliyiz. Yani mevsimlik turizm değil, 12 ay turizm yapmalıyız. Pazar çeşitliliği çok önemli. Şu anda 2 kaynak pazarımız var Rusya ve Almanya. Artık 3’üncü kaynak pazara geçmemiz şart. Antalya için mutlaka 1 milyon bandını geçmiş bir pazarın oluşması gerekiyor.
ANTALYA DÜNYA SIRALAMASINDA
(Antalya’nın dünya kentleri ile yarışı) Türkiye en fazla ziyaretçi kabul eden ülkeler arasında 6’ıncı sırada. Yani dünyada turizm konuşuluyorsa Türkiye artık masada. Antalya’da ise 16 milyonu konuşuyoruz. Antalya, dünyada en fazla ziyaretçiyi kabul eden şehirler sıralamasında. Bangkok 22 milyon, Londra-Paris 19 milyon, sonra Antalya ve İstanbul geliyor.
COĞRAFYAMIZ ÇOK ZOR
(Ülkelerle turizm rekabeti) Sektör içinde zikzaklarımız çok fazla. Bir dönem tepe yaparsak öbür dönem dibe vuruyoruz. Fransa’da, İspanya’da böyle olmuyor. Değişim en fazla yüzde 5 oluyor. Tabi zor bir coğrafyamız var. Bir yanımız Avrupa, bir yanımız Asya, bir yanımız Orta Doğu. Şimdi kendimizi nasıl İspanya ile kıyaslayacağız. Bu zor coğrafyaya rağmen Türkiye turizmdeki rakiplerine göre çok daha başarılı bir ülke.
(Sektörün zorlukları aşması) Türk girişimci çok başarılı ve soğukkanlı. Biz en zor dönemlerde bile sektöre olan inancımızı asla kaybetmedik, kaybetmiyoruz. Her türlü olumsuzluğa rağmen sektöre yönelik inancımız hiçbir zaman kaybolmadı. Karamsar da olmadık. Türkiye turizmine inanıyoruz 900 tesis, 600 bin yatağımız var. Bu sektör Türkiye’nin en stratejik sektörü. Başarının anahtarı ümidi yitirmeden çalışmak. 3 tarafımız denizlerle çevrili. İnsanlık tarihine ışık tutan kültür hazinelerimiz var. Daha da önemlisi insanları mutlu etmekten mutlu olan bir toplum yapımımız var.
KÜLTÜR TURİZMİNE PATARA DESTEĞİ
(2020’nin Patara Yılı ilan edilmesinin sektöre etkisi) Önümüzde Göbeklitepe örneği var. Çok başarılı oldu. Hatta diziler çekildi. Bu sayede kültür turizmine katkısı çok büyük oldu. Patara da çok değerli bir bölge. Çok önemli kültür hazinelerine ev sahipliği yapıyor. Patara Yılı kapsamında yürütülecek projeler sadece yabancı turisti değil, yerli turisti de bölgeye çekecektir.
YENİLEME TEŞVİĞİ VERİLMELİ
(Mevcut otellerin fiziki durumu ve yeni yatırım ihtiyacı) İşler iyi gidince hep yeni yatırımlar sorulur. Ama artık mevcut tesisleri yenilememiz lazım. 25-30’lu yaşlara gelmiş tesislerimiz var. İlgili bakanlıklar teşvik verecekse yeni tesis için değil mevcut tesislerin yenilenmesi için vermeli. Çünkü Türkiye’deki ürün kalitesinin bozulmaması gerekiyor. Ülke olarak genç otellerimizle övünüyoruz. Bu böyle kalmalı. Yeni yatağa ihtiyacımız yok. Ağustosta 2,5 milyon, ocak ayında 100 bin kişi ağırlıyoruz. Dengesizliği giderebilmek için yataktan çok sezonlara çalışmamız lazım.
HAK ETTİĞİMİZ FİYATI ALAMIYORUZ
(Her şey dahil sistemine yönelik eleştiriler) Her şey dahil sisteminin temelinde aileler var. Aile hedefliyorsanız en güzel sistem bu. Dubai’ye gidin orada da gizli her şey dahil sistemi var. Özel paketlerle bunu yapıyorlar. Bizdeki tek fark onlar hak ettikleri ücreti alıyorlar biz ise daha o seviyede değiliz. Her şey dahili eleştirmektense her şey dahili hak ettiği fiyattan satalım diyoruz. Bu sistem bize 90’lı yıllarda gelmiş. Dünyada var olan bir sistemi her halde en iyi uygulayan ülkeyiz.
TURİST PATARA’YA NASIL GİDECEK?
(Esnafın turist kent merkezine inmiyor eleştirisi) Biz 16 milyon turist getirerek bu şehre karşı görevimizi yapıyoruz. Bu kolay bir iş değil. Turist geldikten sonra onu şehir merkezine indirmekse sadece turizmcinin görevi değil. Bu Antalya’daki tüm paydaşların görevi. Biz de turistin kente inmesini Kaleiçi’ni, Aspendos’u gezmesini istiyoruz. Zaten turistin dışarda olması her şey dahil sisteminde işletmelerin yararına. Turistin mutlu olması için şehirle bütünleşmesi lazım. 2020’yi Patara Yılı ilan ettik ama turist Patara’ya nasıl gidecek? Biz bunu konuşmalıyız. Demre’ye, Aspendos’a nasıl gidecek? Bunu toplu taşıma ağı ve kente kimlik kazandırarak çözebilirsiniz. Kente değer katmak istiyorsak raylı sistem çok önemli. Alanya’dan Kaş’a kadar şehir merkezini bağlayan bir raylı sistemi oluşturulmalı. mak. Bunu yaparsak kente gelen turisti herkesi birbirine bağlarsınız. Tabii tek başına ulaşım yetmez. Şehir merak uyandırmalı. Maalesef şu anda otellerin kalitesi şehrin önüne geçmiş durumda.
TANITIM AJANSI SEKTÖRE KATKI KOYACAK
(Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı çalışmaları) anıtım Ajansı: 2020 bütçesi oluştu. Yapılanma sürecini hızlandırdık. İlk toplantıyı yaptık. 2’inci toplantı da yakın zamanda olacak. Yeni dönemde dijital turizm ve ülke reklamlarına ağırlık verilecek. Ekim ayı itibariyle çalışmaları başlattık. Oluşumun turizme çok fazla katkı sunacağını düşünüyorum. Kaynak doğru kullanılır ve doğru bir yönetim anlayışı olursa çok büyük katkı sunacaktır. Bütçe 100-120 milyon dolardan başlıyor. Ciro artışı ile birlikte bütçenin 200 milyon dolara çıkacağını öngörüyoruz.
TAHSİLAT SORUNLARI VAR
(Thomas Cook iflası) İflas nedeniyle parasını alamayan işletmeler oldu. Kayyum sürecinden sonra başvurular yapıldı. Tahsilatlarda sorun yaşanacak mı bilemiyoruz. İflasın sektöre etkilerini ise bu yıl göreceğiz. Bizim için bir anlamda test olacak.