Ceren DENİZ/HÜRRİYET
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2019 11:18
Kadına şiddetle mücadelede pilot bölgelerden biri olan Antalya’da, valilik başkanlığında toplantılar yapılıyor. İşbirliği çalışmalarına katılan sivil toplum temsilcileri, sığınma evlerinin cezaevi görünümünden kurtulmasını ve eğitimlerin başlamasını istiyor.
TÜRKİYE’nin imzacısı olduğu ‘Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine Dair İstanbul Sözleşmesi’ kapsamında pilot bölgelerden biri olan Antalya’da, çözüm amaçlı bir dizi toplantı yapıldı. Antalya Valiliği’nin genelgeyle duyurduğu eylem planına göre Emniyet, Jandarma, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Antalya Barosu, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), belediyeler, kaymakamlıklar ve sivil toplum kuruluşlarına bu konuda görev düşüyor.
EĞİTİM PLANLAMASI
Şiddet görmüş kadınlara doğru yaklaşım, hukuki hakların anlatılması, cinsel şiddet mağduru kadınların muayenelerinin sağlıklı şekilde yapılması, yabancı şiddet mağduru kadınlara kendi dillerinde yardımcı olunması gibi konularda eğitimlerin verilmesi gibi planlamalar var. Toplantılara katılan ve bu alanda çalışan sivil toplum temsilcileri ve avukatlar, şiddet önleme merkezlerinin işlevlerinin artırılması ve görevlilerin eğitilmesinin önemine vurgu yapıyor.
SIĞINMA EVLERİNİN DURUMU
Antalya’nın yoğun göçe bağlı olarak hem kadın cinayetleri ve hem de boşanma hızında 2’nci sırada yer aldığını söyleyen Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu Üyesi Avukat Banu Altunlu, Antalya’da biri Büyükşehir’e, diğerleri devlete ait 5 sığınma evinin toplam 90 kişilik kapasitesi olduğunu, eski ve karanlık olan bu binalarda kadınlar kendilerini bir sığınma evinden ziyade cezaevinde gibi hissettiğini belirtti. Altunlu, “ Bu kurumlara mağdur kadınların 12 yaş üstü çocukları giremiyor ve kadınlar sadece 6 ay süreyle kalabiliyor. Daha sonra ne yapacakları konusunda destek mekanizması oluşturulmalı. Belediyelerin mağdur kadınlara lojman ya da az kira bedeli karşılığında kalacak yer sağlaması, istihdam sağlaması, ayni ve nakdi yardım projelerinde öncelik tanıması ve daha az prosedüre tabi tutması gerekiyor” dedi.
ASIL ÇÖZÜM ÖNLEYİCİ TEDBİRLER
Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt da Kadın Sığınma Evleri’nin ihtiyaca karşılık verebilecek kadar artırılması gerekmtiğini söyledi. Kurt, “Şiddete karşı asıl çözüm, önleyici tedbirlerin alınması.. Cinayetlerin artarak devam etmesinin sebebi şiddetin caydırıcı yaptırımlarla önlenmemiş olması. Şiddete uğramış kadının hangi koşulda ne şekilde yaşadığını tespit etmek ve yaşadığı sorunlarla baş etmesini sağlamak kadar önemli olan mesele, toplumda şiddetin oluşmasını engellemek” diye konuştu. Semanur Kurt, şiddete uğrayan kadınların ihtiyaç duydukları acil destek birimlerinden kamu ve belediye merkezlerine, nitelik artırıcı çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
MAĞDUR ODAKLI YAKLAŞIM
Avukat Aylin Onursev de Antalya Valiliği’nin genelgesi kapsamında şiddet görmüş kadınlarla temas eden her kurumun temsilcileriyle bir araya gelerek toplantılar yaptıklarını söyledi. Onursev, “Kadına ön yargıyla bakılmamasını, soruşturma aşamasında tüm delillerin toplanmasını ve incelemenin titizlikle yapılmasını talep ediyoruz. Yarı açık cezaevi gibi olan sığınma evlerinde kadınlar sürekli hesap sorulmaya maruz kaldıklarından oraya gitmek istemiyorlar. Görevliler kadına davranış konusunda eğitilmeli. Mağdur kadınlara da öz güvenlerini yükseltici eğitim verilmeli” önerilerini dile getirdi.
ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ ÖNERİLER
Antalya Kent Konseyi, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Raporu’nda, Antalya’da uygulanması gereken önleyici çalışmaları şöyle sıraladı:• Her belediyenin bölgesel özellikleri dikkate alınarak Kadın Danışma Merkezleri açılmalı.• Aile Danışmanlığı ofisleri işlevsel olmalı, etkin birey yetiştirilmesine yönelik olmalı.• Karakollarda kadınlarla ilgili oluşturulan kadın masalarında kadın personel görevlendirilmeli. • Belediyeler yasal zorunluluğa uyarak konukevleri açmalı.• ŞÖNİM adı verilen acil destek birimleri arttırılmalı.• Kadının bilinçlenmesi ve güçlenmesi amacıyla meslek geliştirme, beden dilini kullanma, diksiyon eğitimleri ve atölye çalışmaları düzenlenmeli.• Kadınlar için okuryazarlık, sinema ve tiyatro günleri, kitap okuma saatleri gibi programlar oluşturulmalı.• Ücretsiz ya da çok düşük ücretli kreşler açılmalı.• Ana caddelere bağlanan yollar ve sokaklar güvenlik için yeterince aydınlatılmalı.