Güncelleme Tarihi:
DEVLET Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından gündeme getirilen ‘su polisi’ uygulamasının günden güne su kaybı yaşanan Göller Yöresi için iyi bir çözüm olabileceğini belirten uzmanlar, bölge ekosisteminin yok olmaktan kurtulması için acil ve kapsamlı çözümlere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Burdur, Beyşehir, Eğridir ve Akşehir göllerinde yaşanan kuraklık konusunda aylar öncesinde uyaran Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı ve göl uzmanı Dr. Erol Kesici, “Su polislerinden oluşan denetim birimleri kurulmalı ve bu ekipler uzmanlardan gelen raporların ışığında yetkilendirilerek görev yapmalı” dedi.
GÖLETTE DENETİMSİZ ARTIŞ
Tarımsal faaliyetlerin sokağa çıkma kısıtlamalarından muaf tutulduğu pandemi döneminde bazı çiftçilerin bu ayrıcalığı kötüye kullandıklarını dile getiren Erol Kesici, “Bu son dönemde çok sayıda kaçak gölet kuruldu. Müstakil bahçelerde denetimsiz aşırı miktarda gölet oluşturdu. Ruhsatsız açılan göletler, doğaya haddinden fazla zarar veriyor. Suyu biz hoyratça harcadık ve hiç bitmeyecek bir kaynakmış gibi gördük. Kaçaklarla mücadele için su polislerinden oluşacak denetim ekipleri vakit kaybedilmeden oluşturulmalı” diye konuştu.
60 YILDA 60 GÖL KURUDU
DSİ’nin yüzde 40 su kaybı açıklamasını iyimser bir rakam olarak değerlendiren Kesici, “60 yılda 60 gölümüz kurudu. Eğirdir ve Beyşehir gölleri kuruma tehlikesiyle karşı karşıyayken Akşehir Gölü tamamen haritadan silindi. Bu göllerde şu an bile eski kapasitelerine göre yüzde 60 oranında su kaybı var. Beyşehir Gölü, geçmişte 25 metreyken şimdi 5.5 metre seviyesine indi. Göl bilimine saygı duyulmalı. Gölün oluşumundan onu besleyen kaynaklara kadar tüm sürecini inceleyen bilimin ortaya koyduğu tespitler dikkate alınmalı. Bilim insanlarına yetki verilirse gölleri kurtarabiliriz” dedi.
UYARILAR DİNLENMEDİ
Türkiye’deki bütün göllerin sorunlarını incelemek üzere Eğirdir’de kurulan Tarım ve Orman Bakanlığı Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü’ne bölgeyi kuraklığa götüren sorunları defalarca ilettiklerini belirten Kesici şöyle konuştu: “İlgili kurumlara ‘Yanlış uygulamalar başımıza büyük dertler açacak’ dediğimizde umursanmadı. Uyarılarımız dikkate alınmadı. Şimdi ise uzmanlar ‘Eğirdir Gölü kırmızı kitaba alınmalıdır’ diyor.”
YER ALTI SULARI TÜKENDİ
“Devlet raporlarında yer altı sularımızın yüzde 80’inin tarımsal sulamada kullanıldığı söyleniyor. Bu çok yüksek bir rakam. Çözüm için tarımda planlama çalışmalarına ihtiyaç var. Göller Bölgesi’nde her ne kadar damla sulama sistemlerinin kurulduğu söylense de halen vahşi sulama yapan çok sayıda çiftçi var. Bu nedenle Antalya, Isparta, Burdur ve Konya çok şiddetli kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Çünkü sadece göllerimizi değil yer altı sularımızı da tükettik.”
SU KAVGALARI BAŞLAYACAK
Göllerle birlikte yer altı sularında yaşanan kaybın da tehlikeli boyutlara ulaştığını işaret eden Kesici, art arda felaketlerin yaşandığına değinerek şöyle bilgi verdi: “Bir nehrin geçtiği yerden 15 metre kazılıp 5 ayrı kuyu açılıyor. Dördünden su çıkmıyor, sadece birinden az miktarda çıkıyor. Bu, yeraltı sularının iflasıdır. Böyle bir noktadan çıkan su, alabildiğine tuzlu ve sağlık için çok tehlikelidir. Tuzlu su tarımda çok ürün kaybına neden olacak, hayvancılık darbe alacak ve daha çok suya ihtiyaç duyulacak. Önlem alınmazsa önümüzdeki dönemde su kavgaları başlayacak.”
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK KAYBI
Kesici bölgedeki göllerde dramatik boyutlara ulaşan su kaybına ilişkin şunları söyledi: “Bizim elimize geçen son rakamlar göre göllerde belirli bir oranda su yükselmesi oluyor. Ama tüm göllerimizde geçen yılı çok arıyoruz. Özellikle Eğirdir’in şu anda coşması gerekirdi. Bölgedeki göllerde geçen seneye göre ortalama yüzde 30 civarında kayıp var. Göllerle birlikte biyolojik çeşitliliği de kaybolmaya başladı.”
KOT DÜŞÜŞÜNE ACİLEN ÇÖZÜM
Eğirdir Gölü’yle ilgili 1999’dan beri çok sayıda su koruma yasası çıkartıldığını hatırlatan Kesici, “Fakat uygulanmayan yasalar bir işe yaramıyor. Yetkililer, Eğirdir için 914.74 kotun uygun olduğu, küçülmenin buharlaşmadan kaynaklandığı ve endişeye gerek olmadığı yönünde açıklamalar yapıyor. Bu seviye baraj gölleri için yeterli olabilir. Ama ne doğal bir göl, ne de canlı yaşamının sürmesi için bu seviye kesinlikle yeterli değil. En az 918 kotta olması gereken göl seviyesi, şu anda 915 kot seviyelerinde. Kot düşüşüne karşı acil çözümler geliştirmek zorundayız” dedi.
Foto1: Göller Yöresi
Foto2: Erol Kesici