ISPARTA’DA SERALAR AYAĞA KALKMAYI BEKLİYOR

Güncelleme Tarihi:

ISPARTA’DA SERALAR AYAĞA KALKMAYI BEKLİYOR
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2022 10:29

Isparta tarihinin en karanlık günlerini yaşadı. Hesap edilemeyen kar, altyapı eksikliği, insanların hem elektrik hem suya erişimini engelledi, mağduriyetler yarattı.

Haberin Devamı

Yaşanan felaketten tarım alanları da etkilendi. Özellikle kesme çiçekte Antalya’nın 12 ay ihracat yapmasını sağlayan arka bahçesi Isparta’da çiçek seralarının kar altında kalması üreticiye felaketi yaşattı.
Yaz dönemi için hazırlıkların yapıldığı, fidelerin ekildiği seralar 11 saat yağan kara dayanamadı, kullanılamaz hale geldi. İlk tespitlere göre bölgede 600 dönüm çiçek serası yıkılırken, 125 milyon TL zarar meydana geldi.

Yazın çiçeğini hasat edip, ihracat planlayan üretici ve ihracatçının hayalleri yıkıldı. Şimdi 20 yılın felaketini yaşayan bölgedeki üretici Cumhurbaşkanı’ndan, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’ndan Isparta’nın afet bölgesi ilan edilmesini, zararının karşılanmasını bekliyor.

***

KÖYLERİ BOŞALTIRSAK KİM ÜRETECEK?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adresi Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre 2021 yılı nüfusumuzu açıkladı. Kayıtlara göre ülke nüfusu 84 milyon 680 bin 273, Antalya’nın nüfusu ise 2 milyon 691 bin. Antalya, Türkiye ortalamasının iki katına yakın bir nüfus artışıyla büyük iller arasında en hızlı büyüyen il oldu. Tabii bunda pandeminin etkisini göz ardı etmemek gerek.
Yine TÜİK kayıtlarına göre, 84 milyonun 93.18’i kentlerde yaşarken, yüzde 6.82’si kırsalda yaşıyor. 1923 - 1950 yılları arasında nüfusunun yüzde 80’i kırsalda yaşarken, 1985 yılında ilk defa kent nüfusu kır nüfusu geçtiğini görüyoruz. 1980-1985 yılları arası nüfusun yüzde 22.5’i köyden şehre göç etmiş, 1995-2000 yılları arasında ise nüfusun yüzde 17.4’ü köyünü bırakıp kente göçmüş.
Göçün nedenlerine baktığımızda ise “ekmek parası” karşımıza çıkıyor. 1995-2000 döneminde şehre göç edenlerin büyük bölümü ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışıyor.
Kırsaldan kaçışın önünü alamazsak özellikle tarımsal üretimimiz biter. Kırsalda yaşayan insan olmazsa kim üretecek? Bugün yaşadığımız gıda fiyatlarındaki artışın bununla da ilgilisi olabilir mi acaba? Bir düşünelim…

Haberin Devamı

***
AHIRDAKİ HAYVAN NEREYE GİDİYOR?
Yazıyı yazarken TÜİK’in 2021 yılı Aralık ayı hayvansal üretim istatistikleri düştü önüme. TÜİK’e göre büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 0.7 azalarak 18 milyon 36 bin baş oldu. Büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı yüzde 0.6 azalarak 17 milyon 851 bin baş, manda sayısı yüzde 3.6 azalarak 185 bin 574 baş oldu. Küçükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6.3 oranında artarak 57 milyon 519 bin baş oldu.
Et ihtiyacımızın büyük bölümünü karşılayan büyükbaş hayvan varlığında azalış tehlike çanlarını çalıyor. Geçen aylarda başta yem olmak üzere girdi maliyetlerinin altından kalkamayan hayvan yetiştiricilerinin süt veren havyanlar dahil ahırındaki hayvanını bir bir kesime gönderdiğini yazmıştım.
Hayvanların sessiz sedasız kesime gitmesi istatistiklere de yansıyor. Hayvan varlığının azalması demek, daha pahalı süt ve daha pahalı et demek. Uzun vadede ise eti, sütü ve süt ürünlerini sadece vitrinde, reyonda göreceğiz demek.
**
DÜNYADA DA GIDA FİYATLARI ARTIŞTA
Gıda ve tarım ürünleri sadece ülkemizde değil dünyada da artış eğiliminde. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) raporuna göre, dünya gıda fiyatları endeksi 2021 yılı Ocak ayında yükseldi. Bitkisel yağlar ve süt ürünleri ise artan gıda fiyatlarında başı çekiyor.

Haberin Devamı

FAO Bitkisel Yağlar Fiyat Endeksi,Ocak ayında aylık bazda yüzde 4.2 artış gösterdi. Yağ fiyatındaki artış, olumsuz hava koşulları ve işgücü kıtlığına bağlanıyor. Süt ürünlerindeki fiyat endeksi ise aylık yüzde 2.4 oranında artış kaydetti.

Dünyada gıda fiyatları artış eğilimindeyken, gıda ve tarımın önemi her geçen gün daha fazla anlaşılıyorken, üretmekten ve kendi yağımızla kavrulmaktan başka çaremiz var mı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!