Güncelleme Tarihi:
ANTALYA, (DHA) - MEMORİAL Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, işitme kaybının çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini belirterek, her hastalıkta olduğu gibi işitme kaybının tedavisinde erken teşhisin önemli olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünyada 32 milyon, Türkiye'de 2 milyon 200 bin çocuk işitme kaybı yaşıyor.
Her hastalıkta olduğu gibi çocuklarda gelişen işitme kaybında da erken teşhis çok önemli rol oynuyor. Erken dönemde tespit edilemeyen işitme kaybı çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Erken teşhis sayesinde çoğu işitme kaybının kalıcı hale dönüşmesi önlenerek çocuğun normal işitme seviyesine kavuşması sağlanıyor.
KULAK KİRİ İŞİTME KAYBINA NEDEN OLABİLİR
Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kulak sağlığına dikkati çekti. Kulağın dış, orta ve iç kulak olarak bölümden oluştuğunu belirten Prof. Dr. Şafak, "İç kulakta işitme organı olarak salyangoz ve işitme siniri dışında, denge sensörleri ve denge sinirleri bulunur. Bu yapılanmaya göre dış veya orta kulak ya da kulak salyonguzu ve sinirlerine ait hastalıklar nedeniyle işitme kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bu yapılardaki çeşitli yapısal bozukluklar ve hastalıklar işitme şikayetlerine neden olur. Böylece kulak kiri probleminden, beyin sapı tümörlerine kadar geniş bir yelpazedeki hastalıklar nedeniyle geçici ya da kalıcı işitme kayıpları oluşabilmektedir" dedi.
'İŞİTME KAYBI OLAN ÇOCUKLAR İÇİNE KAPANIYOR'
İşitme engelinin kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engeli oluşturduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Şafak, "İşitme duyusunun kaybı, özellikle bebeklik döneminde konuşmanın öğrenilmesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder ve bu bireyler iletişim açısından ciddi problemler yaşarlar. İşitme kaybı olan çocuklar; okul döneminde başarısızlık, psikolojik olarak toplumdan uzaklaşma, içine kapanıklık ve sosyal yönden başarısızlık gösterebilirler. Bunun sonucunda çocuklar eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabilir ve psikolojik sorunları olan, uyumsuz bir bireylere dönüşebilir" diye konuştu.
KULAK AĞRISI İLE BİRLİKTE SEYREDEN HASTALIKLARA DİKKAT
Erken çocukluk çağlarında geniz eti büyümelerinin özellikle kulaklar üzerindeki etkilerinin yakından takip edilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, "Muhtemel kalıcı hasarlar açısından önlemler alınmalıdır. Her türlü üst solunum yolu tıkanıklıkları kulak sağlığı açısından zararlıdır. Özellikle kulak ağrısı ile birlikte seyreden hastalıklarda en kısa sürede gerekli tedavilerin planlanması çok önemlidir. Hekimin tedavi planına uyulmalıdır" dedi.
'GÜRÜLTÜLÜ ORTAMLARDAN UZAK DURUN'
Prof. Dr. Şafak, yüksek gürültülü ortamlarda bulunmanın da iç kulak için son derece zararlı olduğunu, böyle ortamlarda çalışmak zorunda olan bireylerin ise mutlaka kulak koruması yapması gerektiğine değindi. Prof. Dr. Şafak,, yüksek sesle müzik dinlememeye, özellikle alkollü iken gürültülü ortamlardan kaçınmanın kulak sağlığı için önemli olduğuna işaret etti.
YENİDOĞANDA TESPİTİ ZOR
Yenidoğan bebekler ve çocuklarda işitme kaybının olup olmadığının anlaşılmasının zor olduğuna değinen Prof. Dr. Şafak, "Hastane ortamında doğan tüm bebeklerin taburcu olmadan önce işitme fonksiyonlarının ölçülmesi kanuni zorunluluktur. Hastane dışında doğum yapan ailelerin bebeklerinin işitme fonksiyonlarını uygun merkezlerde test ettirmeleri gerekir. Ayrıca büyüme çağındaki çocukların işitmeleri yine aileleri tarafından kontrol edilmelidir. Çocuklarda görülen dalgınlık durumları, televizyon gibi cihazların seslerini normalden çok açma eğilimleri, konuşmalarında bazı sesleri çıkarmadaki güçlükleri, konuşmalarının zor anlaşılmasına neden olacak şekilde kelimeleri yuvarlayarak kullanmaları duyma kaybı yaşadıklarına işarettir" diye konuştu.
'İŞİTME FONKSİYONU GERİ KAZANDIRILABİLİYOR'
Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, işitme fonksiyonu tamamen kaybolmuş bir şekilde dünyaya gelen bebeklerde dahi gerek kulak içine gerekse beyin sapına uygulanan biyonik kulak cihazlarının yerleştirilmesiyle işitme fonksiyonunun geri kazandırılabildiğini ifade etti. Sonradan oluşan işitme kayıpları için tedavi planının işitme kaybına neden olan duruma göre planlanması gerektiğine değinen Prof. Dr. Şafak, "Kayba neden olan duruma göre hastaya medikal veya cerrahi tedavi uygulanır. Yaşlanmaya bağlı işitme kayıplarında genellikle işitme cihazı ile rehabilitasyon yöntemlerine başvurulur" dedi.
İŞİTME KAYBINI ANLAMA
Prof. Dr. Şafak, "Yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmıyorsa, çevredeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya cevap vermiyorsa, sesin nereden geldiğini bulamıyorsa, kendi yaşıtlarına göre konuşması geri kalmışsa, televizyonu normal sesle dinlemiyorsa ve sürekli televizyonun yakınına gidiyorsa, anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermiyorsa o çocukta ya da yetişkinde işitme kaybı vardır. Mutlaka sağlık merkezine başvurulmalı" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI