Güncelleme Tarihi:
TÜKETİCİLERİN satın alma kararlarında etkin olan fiyat, son yıllarda belirleyici tek etken olmaktan uzaklaştı. Deneyim tutkunu tüketicilerin bu kararı verirken gözleri kültürel boyutun ön plana çıktığı yöresel ürünleri arıyor. Bu yöresel ürünler aynı zamanda turizm açısından da harekete geçirici bir turistik ürün haline geldi. Bu noktada adını sık sık duyduğumuz ve duyacağımız “coğrafi işaretler” karşımıza çıkıyor. Coğrafi işaretler, alternatif turizm arayışındaki turistlerin de merakını cezbediyor.
***
Coğrafi işaretlerin kısaca hikâyesinden bahsedeyim. Asıl amacı tanımlanan ürünün, ölçütlerini belirleyerek belli bir yapıda üretimin gerçekleşmesini sağlamak. Ancak bu ürünün kökeninin bulunduğu yöre ile özdeşleşmiş olması gerekiyor. Coğrafi işaretler menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilmekte. Bir ürün eğer esas nitelikleri bakımından belli bir coğrafi alana özgü unsurlardan kaynaklanıyorsa bu coğrafi işaretlere “menşe adı” denir. Bunun için ürünün tüm işlemlerinin bu coğrafi sınırlarda gerçekleşmesi gerekir. Ancak ürün belli bir coğrafi alan ile özdeşleşmiş ve ham maddenin tedariki veya üretim aşamalarının en az bir tanesi yörede gerçekleşiyorsa bu coğrafi işaretler ise “mahreç işareti” olarak adlandırılır.
***
Coğrafi işaretlemeye yönelik ilk yasal süreç Avrupa Birliği tarafından 1992 yılında uygulandı. Bu düzenlemeyle birlikte birçok ürün tescillenerek korumaya alındı. Tescillenen bu değerler yalnızca ürün bakımından değil, o bölgenin kültürel ve geleneksel değerlerini de koruyabilme konusunda önemli bir adım oldu. Ülkemizde ise ilk olarak 1995 yılında “Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin çıkması ile süreç başlamış oldu.
***
Bölgesel kalkınmada oldukça önemli olan turizm sektörü, yerel ve yöresel ürünlerin de ön plana çıkmasında katkı sağlar. Aslında burada karşılıklı bir fayda durumundan da söz edilebilir. Yiyecek içecek işletmeleri coğrafi işaretli ürünleri sunarak hem kendi imajlarına hem de bölgesel destinasyon imajına katkı sağlar. Coğrafi işaretli ürünlere sahip olan turistik bölgeler, gastronomi turizmine katılan turistler açısından memnuniyet yaratır. Topraktan sunuma kadar tüketicilerin yaşayarak edinecekleri deneyimler turist memnuniyetini artırırken, bölge açısından da gerçek bir katma değer yaratır. Bu nedenle coğrafi işaretli ürünleri muhakkak turistik deneyimlerle buluşturmak gerekir.
***
ANTALYA’NIN 12 İŞARETİ
Yıllardır Antalya’da keyifle yediğimiz bazı lezzetlerin coğrafi işaretli olduğunu biliyor muydunuz? Ülke turizminin başkenti olan Antalya, menşe adı ve mahreç olarak 12 coğrafi işaretli ürüne sahip. Menşe adı olan ürünler; Alanya avokadosu, Alanya yenidünyası, Antalya tavşan yüreği zeytini, Finike portakalı, Korkuteli karyağdı armudu ve Manavgat altın susamı. Mahreç işaretli ürünler ise; Alanya Gülüklü çorba, Antalya bergamot kabuğu reçeli, Antalya kabak tatlısı, Antalya piyazı, Antalya serpme böreği, Antalya turunç kabuğu reçeli.
***
Tüm bu ürünlerle yaşatılacak bir gastronomi turizmi deneyimi, katılımcılara kendilerini özel hissettirecek ve yöreyle bütünleşmelerini sağlayacaktır. Bu nedenle yöresel değerlere sahip çıkmak ve bu değerleri gün yüzüne çıkararak yaşatmak hepimizin görevi. Bölgesel tanıtımlarda oldukça fayda sağlayacak bu işaretlerin izinden gitmeliyiz. Özellikle Antalya turizminde öncü olan turizm işletmelerinin bu konuya daha fazla eğilim göstermeleri gerekir. Bu eğilim sadece bölge bakımından değil, işletmelere gastronomi konusunda önem kazandıracak ve olumlu imaj oluşturacaktır. Unutmamalıyız ki artık yeni bir nesille karşı karşıyayız ve bu yeni neslin bizden tek beklentisi özgün olmak ve deneyim sunmak. Geleneklerden beslenerek geleceği hedefleyelim.