Güncelleme Tarihi:
TURİZM, tarım ve sanayi sektöründeki yeni gelişmelerin, sorunların ve çözüm önerilerinin ele alındığı buluşmada, Rusya-Ukrayna savaşının sektörler üzerindeki etkisi, iyi ve kötü senaryolar da tüm detaylarıyla tartışıldı. Hürriyet çatısı altında bir araya gelen sektör liderleri, bölge ekonomisinin geleceğini konuştu.
Üretirsek kazanırız
İl ekonomisinin gelişmesi için yerel kurumların daha güçlü olması gerektiğini söyleyen ATSO Başkanı Davut Çetin, şöyle dedi: “Antalya turizmi diyoruz ama aslında ‘Antalya turizmi’ demek ne kadar isabetli oluyor düşünmek gerek. Antalya turizminde kıyı şeridi ile kent arasında duvarlar var. Turist kente değil, tesise geliyor. Sahil turizmi ile kent bütünleşmiş değil.”
ÇOKLU TANITIM VAR
“Antalya tanıtımını herkes ayrı ayrı yapıyor. Tanıtımdan sorumlu kaç tane sosyal medya uzmanı var? Antalya’ya gelen turistin müşteri ilişkileri programını kim yönetiyor? Oda olarak bir Tanıtım A.Ş. kurduk, yürümedi çünkü Antalya ortak kurumlarını güçlendiremiyor, bunu başaramıyoruz. Festivalleri herkes ayrı yapıyor, herkes ayrı girişimcilik çalışıyor.”
KRİZ DOĞRU YÖNETİLMELİ
“Böyle zamanlarda yapılması gereken ilk şey kriz yönetimidir. Yani bir kriz yönetim organı oluşturulur. Her sektörle acil istişare kanalları oluşturulur. İyi ve kötü senaryolar hazırlanır. Her senaryoya göre planlar yapılır. Bunlar sektörlerle ve kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılır. Maalesef ülkemizde kriz yönetim kültürü çok ileri düzeyde değil.”
TİCARET İÇİN RUBLE ÖNERİSİ
“Rusya’nın halen birkaç milyon turist potansiyeli var ve Antalya birinci tercihleri olacak. Gerek turizm gerekse ihracat için ruble ile ticaret sistemi geliştirilmeli. Bu yıl Avrupa pazarında yükseliş göreceğiz. İlk 2 aylık veriler yüzde160’a varan oranda artış gösteriyor. Yine de savaşın uzaması durumunda her an her şey değişebilir.”
ASIL RAKAMLAR DAHA YÜKSEK
“Geçen yıl Rusya’ya yaptığımız yaş meyve ve sebze ihracatı 160 milyon dolar, Ukrayna’ya ihracatımız ise 90 milyon dolar görünüyor. Oysa Antalya’nın sebze ihracatı hem toplam hem de Rusya’ya ihracat olarak daha yüksek. Çünkü ürünlerimizin bir kısmı diğer iller ve diğer ülkeler üzerinden Rusya’ya gidiyor.”
ÖDEME SORUNU DERİNLEŞİYOR
“Geçen ay Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya’ya sevkiyatlar durdu. Her iki ülkeye yönelik ihracatımız düşüşe geçti. Uluslararası yaptırımlar nedeniyle ödemelerin yapılması zorlaştı. Bu nedenle ihracatçımız ödeme alamıyor. Rusya meyve ve sebzede ithalatı kolaylaştırdı fakat ödeme sisteminde sorunlar var. Ruble ile ticaret bir çözüm ama bu sistem yıllardır konuşulmasına rağmen oturmuş değil.”
PAZARLARA BAĞIMLIYIZ
“Her 3 yılda bir turizm ve tarımda kriz konuşuyor olduk. Bunun nedeni Antalya ekonomisinin az sektöre ve az ürüne fazla bağımlı olmasıdır. Turizmde sadece 4 aylık deniz turizmine, Rusya ve Almanya pazarına bağımlıyız. Tarımda özellikle domates ihracatına ve Rusya pazarına bağımlıyız. İster ülke ister bölge ekonomisi olsun, ekonomi az sayıda ürüne ve pazara bağımlı kalmamalıdır. Birkaç yılda bir kriz yaşıyorsak demek ki Antalya ekonomisi sürdürülebilir bir zemine halen kavuşmamıştır.”
DESTEK VERİLMELİ
“Pandemi en çok Antalya’yı vurdu, Antalya turizmi ve ticareti halen hasarlı. KGF kredisi desteği verilmeli diyoruz. Bütün iller ve sektörler ‘Biz de istiyoruz’ diye yükleniyor. Oysa hükümet bir destek bütçesi ve kriterleri belirlemeli ne yapacağını ne yapmayacağını ilan etmeli, herkes ona göre kendisini hazırlamalı. Maalesef bunun önemini bir türlü anlatamıyoruz.”
MASADA BULUŞALIM
“Antalya olarak biz de kriz yönetimi uygulamalıyız, en azından bir Rusya-Ukrayna koordinasyon masası oluşturmalıyız. Burada bakanlık ve sektör yetkilileri arasında sürekli bilgi akışı sağlamalı. İyi ve kötü senaryoları belirlemeliyiz ve kötü senaryoya karşı da hazırlık yapmalıyız. Savaş uzar ve büyürse Rusya pazarında kötü bir durumla da karşılaşabiliriz.”
TANITIM ÇOK ÖNEMLİ
m “Avrupa’da algı kötüleşirse beklediğimiz çıkışı görmeyebiliriz. Bunlar zayıf ihtimal ama bu tür zamanlarda en kötüsüne de hazır olunmalı. Böyle bir ihtimalde hükümetin pandemi döneminden daha fazla destek vermesi artık zorunlu. Turizmde Avrupa, Orta Doğu, İsrail pazarlarına daha fazla yoğunlaşmalıyız. İngiltere, Almanya, Hollanda, Avusturya, Fransa gibi tüm ülkelerde yeni tanıtım stratejileriyle hareket etmeliyiz.”
UZLAŞMA SÜRMELİ
“Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili Türkiye çok iyi bir duruş sergiliyor. İki tarafı da kırmıyor, dökmüyoruz. Antalya Diplomasi Forumu’nun da bize çok olumlu etkileri oldu. Uzlaşmacı tavrımız devam ederse Türkiye bundan kazançlı çıkar.”
Tarıma destek herkese yarar
Tarımın stratejik bir sektör olduğunu söyleyen Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, sektörün gelişmesini engelleyen sorunların çözümü için bakış açısının değişmesi gerektiğini söyledi. Tarımdaki en büyük sorunlardan birinin dışa bağımlılık olduğunu kaydeden Çandır, şöyle devam etti:
ZİRVEMİZ 2010 YILI
“Antalya tarımın zirvesine 2010 yılında ulaştı. Biz bu tarihte yılı en verimli ve en kârlı biçimde kapattık. 2010 yılından sonra Antalya tarımı katma değer üretmekte zorlanmaya başladı. Daha önce 4 milyar dolar katma değer üretiyorken, bugün ihracat ve üretim rakamlarımız artmasına rağmen 2 milyar dolarlık bir katma değer üretir haldeyiz.”
BARIŞ GELMELİ
“Şimdi karşımızda Rusya- Ukrayna savaşı var. Savaşın getirdiği çevre tahribatı hepimizi derinden etkiliyor. Elbette buna sadece ticari olarak bakmak doğru değil. Antalya Diplomasi Forumu’nda ‘Barış olur mu?’ diye umutlanmıştık. Şimdi Türkiye’de yine görüşmeler yapılıyor. Umarım en kısa sürede barış haberi gelir.”
RAPOR HAZIRLADIK
“Ama bugün barış haberi gelse tüm işimizin biteceği anlamına gelmiyor. Biz bunu Antalya Tarım Konseyi olarak hazırladığımız 10 maddelik raporda da anlattık. Aynı rapor içinde çözüm önerileri de sunduk. Hükümetimizle, siyasi partilerimizle, bakanlıklarla, üst birliklerle bu raporu paylaştık.”
KREDİ ÇOK ÖNEMLİ
“O raporda sektöre faizsiz, 2 yıl ödemesiz kredi verilmesi yönünde talebimiz var. Bu kredinin işlevsel etkisi Antalya için hayati derecede önemli. Çünkü tarım sektörüne verilen her destek kentin kılcal damarlarına kadar işliyor. Gazipaşa’daki, Kaş’taki, Kumluca’daki adam bu hareketten olumlu etkileniyor. Aksi olursa domino etkisiyle birçok sektör zarar görüyor.”
UMUT VERMELİYİZ
“O yüzden kurbağanın gözü patlamadan dereye suyun gelmesi lazım. Aksi takdirde önümüzü göremeyiz. Tarım sektörü için alacağınız her kararın en az 1.5 sene öncesinden planlanması gerekiyor. Biz bugün Antalyalı çiftçiye umut veremezsek ortaya çıkan umutsuzluk üreticinin alacağı hayati kararların yönünü derinden etkiler.”
BAKAN’A SESLENİYORUM
“Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci işin içinden gelen birisi. Bakanımıza sesleniyorum; alıştığımız destek, teşvik ne varsa yerle yeksan edilsin. Öncelikle bir tarım envanteri çıkarılsın. Bugün hangi tarımı konuştuğumuzu bilmiyoruz çünkü ölçemiyoruz. Dev bir hamle başlatalım. Minimum yüzde 50 hacmi genişleteceğimiz bir hamle yapalım. Elbette hemen değil, en az 3-4 yıl sonra sonucunu alırız.”
İCAT ÇIKARALIM
“Üniversitelerimiz, bilim kurumlarımız bu memleketin tarımsal üretiminin gelişmesi için dışa bağımlı olmayan tarımsal besleme ve zararlı ile mücadele yöntemlerini iç kaynaklardan karşılayacak icatları çıkarmak zorunda. Yoksa biz üretmek istesek bile dışardaki adamın uyguladığı ambargo nedeniyle belki gübreye, ilaca ulaşamayacağız. Tarımda katma değer artırmak için bu girişim zaman kaybetmeden yapılmalı.”
ÜRETEN DESTEKLENMELİ
“Kırsalı boşalttık. Üreten değil, tüketen bir toplum haline geldik. Kırsal boşalınca Türkiye’deki üretim düştü. Tarımın itibarı kayboldu. Tarım milli bir mesele. Peki ne yapacağız? Fütursuzca, dengesizce tarım yapan insanları ayakta tutmamız lazım. Sektörden kaçışı durdurmalıyız. Onların üretimleri gelişirse kırsalda hayat başlar.”
SORUNLAR
Tarımsal envanter (sayım yapılmalı)
Destekleme ödemelerinin kentimiz yapısına uygun olmaması
SGK primlerinin yüksekliği (tarımda en kayıtlı kentiz)
Maliyet artışları
Küçük ve dağınık ölçekli yapı
Bilinçsiz yatırım (muz furyası)
Kuraklık ve tarımsal sulama
Dövizdeki oynaklık (ihracat)
Tarım toprakları üzerindeki kentleşme baskısı.
ÖNERİLER
Örtü altı ihtisas lojistik merkezi
Tarımsal girdi tedarik ve finansman portalı (GİTAP)
Tarıma özel bir sosyal güvenlik modeli geliştirilmeli
Örgütlenme / kümelenme / birlikte iş yapma
Hava kargo ücretleri düşürülmeli (ihracatın gelişimi için)
Ürünlerde standardizasyon sağlamalıyız. Hacmi (kapasite, volüm) artırmalıyız.
Şuursuz destekleme / Destek-teşvikler sadeleştirilerek kolay erişilebilir olmalı ve en fazla 2 dönemde ödenmeli / sektörel ehliyet (5 yıl faaliyet gösterme, okul...vb şartı)
Üretiminde güçlü olunan ürünlerde ülkeler arası tarım paktları/anlaşmaları imzalanmalı.
Gündemimiz ruble olmalı
HÜRRİYET Akdeniz Ekonomi Buluşması’na rahatsızlığı sebebiyle online olarak katılan Antalya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar, Antalyalı sanayicinin pandemi sürecini başarı ile atlattığını ve hiçbir fabrika kapanmadan organize sanayi bölgesinin yüzde 24 büyüdüğünü kaydetti.
SAVAŞTAN DERS ÇIKARDIK
Antalyalı sanayicinin yaşanan olumsuzluklardan ders çıkardığını vurgulayan Bahar, şöyle devam etti: “Pandemiyi yönetirken çok etkili önlemler aldık fakat karşımıza şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı çıktı. Savaşın iyi senaryosu olmaz ama bundan alacağımız çok ders olduğunu da görüyoruz.”
YENİ POLİTİKA ŞART
“Pandemi öncesi ekonomi ve sanayi anlamında sadece şuna kilitlenmiştik; katma değer ürünlere ulaşmamız lazım, elektronik, inovatif ürünleri konuşmalıyız. Ülkenin stratejik ürünlere de ihtiyaç duyduğunu, mesela tarım alanındaki stratejik ürünlere de çok fazla ihtiyacımız olduğunu sonradan öğrendik. O yüzden hızla stratejik ürünler konusunda mutlaka yeni politikalar geliştirilmeli.”
İYİ YÖNETİLİYOR
“Rusya-Ukrayna savaşının ülkemiz tarafından çok iyi yönetildiğini düşünüyorum. Antalya Diplomasi Forumu’nun dünyanın gündemine oturduğunu gördük. Bundan çok memnun olduk. Bu tür organizasyonların şehrimizin evrensel kimliğine çok yakıştığını düşünüyorum. Turizmcilerin yapmış olduğu asistlerin bu forumlarda yerini bulduğunu görmek turizmin sektör temsilcileri tarafından ne kadar iyi yönetildiğini gösteriyor.”
MB ARA BULUCU OLMALI
“TL-Rus Rublesi konusunda Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu çıkış çok önemli. TL-Ruble konusunun Merkez Bankası’nın ara buluculuğu altında, turizmcinin, tarım ihracatçısının mağdur olmayacağı bir katma değere dönüştürülebileceğini düşünüyorum. TL-Ruble meselesinin Antalya’da gündemde tutulması gerektiğini düşünüyorum.”
2024’e kadar doluyuz
PANDEMİ sürecini başarıyla atlattıklarını, Rusya-Ukrayna savaşının da hızlarını kesmediğini vurgulayan Antalya Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, özellikle yat sektörünün inanılmaz bir ivme yakaladığını kaydetti.
YATIRIMA DEVAM
Serbest Bölge’de 88 firmanın bulunduğunu belirten Gürses, bölgedeki yeni gelişmeleri şöyle anlattı:
“Başta yat sektörü olmak üzere elektronik, inşaat, tarım, medikal alanlarda faaliyet gösteriyoruz. Serbest Bölge’nin gelişimi için pandemi ve savaş ortamında da yatırımlarımıza devam ediyoruz.”
YERİMİZ KALMADI
“Pandemi döneminde yaptığımız yatırımın faydalarını net biçimde görmeye başladık. Yat sektörü için dünyada eşi benzerine az rastlanır bir yatırımı haziran ayı içinde tamamladık. Maalesef bölgemize yönelik yeni talepleri karşılayacak durumda değiliz çünkü yerimiz yok. Mevcut firmalarımız da 2024’e kadar sipariş alamaz durumda. Şu anda yeni siparişler reddediliyor.”
ÇALIŞMA BAŞLADI
“Çevremizde yeni bir gelişim alanımız da kalmadığı için Antalya’nın başka noktalarında ikinci bir serbest bölge kurulması için çalışma başlattık. Mülkiyet durumları netleştikten sonra yönetimimiz bu konuda resmi adımları atacak. Bu artık şart oldu. Yeni alanın deniz kenarında olması da şart değil. Haritacılarla araştırıyoruz. Yeni yer için 3-4 farklı nokta üzerinde çalışıyoruz.”
HEDEF: 1.2 MİLYAR DOLAR
“Rusya-Ukrayna savaşı bölgemize olan talepleri artırdı. Savaşın başlamasından itibaren Rusya’dan ve Ukrayna’dan gelen yatırımcılar bölgemize yoğun ilgi göstermeye başladı. Savaş kabul edilemez bir durum olsa da ülkemizin bulunduğu jeopolitik konum nedeniyle dünyanın geçtiği bu durumu fırsata çevirme imkânlarımızın olduğunu düşünüyorum. Ayrıca 2022 yılında ticaret hacmimizi daha da arttırarak 1.2 milyar dolar seviyelerinde kapatacağımızı düşünüyorum.”
ENERJİ SORUNU
“Yükselen petrol fiyatları ve doğalgaz dağıtımında yaşanan sıkıntı nedeniyle elektrik üretimi maliyetlerinin artması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca savaşın etkisi ile ABD, İngiltere ve AB ülkelerinin uyguladığı ambargonun sonucu olarak yurt dışından mal tedarikinde gecikmeler ve dolar bazında fiyat artışları yaşanmaya başladı.”
BAİB liman arayışında
RUSYA-Ukrayna savaşının en fazla Antalyalı ihracatçıyı etkilediğini kaydeden Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı (BAİB) Ümit Mirza Çavuşoğlu, iki ülkeye yapılan ihracatın büyük ölçüde durduğunu söyledi. Pandemi sonrası konulan hedeflerin savaşa takıldığını kaydeden Başkan Çavuşoğlu, “5 milyar dolar hedefiyle yola devam ederken savaşa takıldık” diye konuştu.
STOK BİTTİ İHRACAT BAŞLADI
“Rusya-Ukrayna savaşı sanki Antalya’da çıkmış gibi hissediyoruz” diyen Çavuşoğlu, sektörün sorunları ile ilgili şunları söyledi: “25 Şubat’tan itibaren Ukrayna’ya yaptığımız ihracat tamamen durdu. Son 10 gündür Ukrayna’daki yiyecek stokları tükendi. Bu nedenle bu ülkeye sadece gıda ihracatı yapıyoruz.”
ÇÖZÜM DENİZDE
“Rusya tarafında da çok ciddi kayıplar söz konusu. İhracat oranımız Ukrayna’da yüzde 75, Rusya’da ise yüzde 50’nin üzerinde düştü. Rusya’daki düşüşün asıl sebebi lojistik. Maalesef nakliyede çok ciddi problemler yaşıyoruz. Ukrayna yolları kapalı olduğu için deniz yolu ulaşımını kullanmaya çalışıyoruz. Son 10 güne kadar deniz yolunda tırların geçişini sağlayamıyorduk. Bu sorunu yeni bir liman ve gümrük açtırarak çözdük.”
YENİ LİMAN ARIYORUZ
“Ama kapasite çok yetersiz. Her iki güne 1 servis konuldu. O serviste de 50-60 tır geçişi oluyor. Bu geçişleri Port-Kafkas Limanı sayesinde yapabiliyoruz. Amacımız farklı limanlarda da gümrükler oluşturarak daha büyük gemilerin buraya kaydırılmasını sağlamak. Bunu yapabilirsek belli ölçüde ihracatımızı dengeleyebiliriz diye düşünüyoruz.”
40 KİLOMETRE KUYRUK
“Ermenistan’la yaşanan olumlu gelişmeler sayesinde Gürcistan-Ermenistan yolunu da kullanıyoruz fakat yol çok problemli olduğu için maalesef verim alamıyoruz. Belarus üzerinden bir güzergâh söz konusu fakat ülkemiz açısından yaklaşık 1000 kilometrelik bir yola tekabül ediyor. Tüm ürünler o kapıya yöneldiği için şu an orada 40 kilometreye ulaşan kuyruklar var. O yüzden meyve-sebze ihracatı için bu kapıyı kullanamıyoruz.”
TREN YOLU YAPILMALI
“Şu anda ihracatçımızın en büyük iki sorunu lojistik ve finansmana ulaşım. Finansman konusunda KGF kaynağı kullanıldı fakat yetersiz oldu. Antalya’da limanla ilgili problemlerimiz var. Limanı geliştiremediğimiz sürece ihracatı artırmak, maliyetleri düşürmek mümkün değil. Maliyetleri düşürmek adına diğer bir yol da kentimize tren yolunun gelmesi.”
Hareketi başlattık karamsar değiliz
“Turizm Antalya ekonomisinin bel kemiği” diyen Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, Rusya-Ukrayna savaşının sektöre çok ciddi etkileri olduğunu söyledi. Yağcı, şöyle devam etti: “Turizmde yaşanan her sıkıntı 50’den fazla sektörü olumsuz yönde etkiliyor. Biz bunu çok sefer yaşadık. Antalya’ya turist geldiğinde ekonomi canlanıyor, turist yoksa tüm sektörler küçülüyor.”
KARAMSAR DEĞİLİM
“Turizmin başkenti Antalya’da pandemiyi çok iyi yönettik ve dünya turizm hareketini bu kentten başlattık. 2022 yılına da iddialı hedeflerle başlamıştık. Ama turizm sektörü maalesef çok kırılgan. Buna rağmen asla karamsar değilim. Çünkü sektör olarak her krizden ders çıkardık.”
KRİZE KARŞI DENEYİMLİYİZ
“2020’de her şeyi sıfırladık. Belki çok iddialı olacak ama krizlere karşı bağışıklık kazandık. Sektör olarak bu konuda deneyimimiz var. Bu süreci de iyi yöneteceğiz. Elbette sıkıntılı bir dönem. Ama çözeceğiz. Bunu yaparken de sorunlarla yüzleşeceğiz. Ne yapacağımızı, hangi adımları atacağımızı son 1 aydır çok yoğun biçimde planlıyoruz.”
3’LÜ SENARYO
“İyi, orta, kötü senaryoya göre hazırlık planı yapıyoruz. Çünkü Rusya sadece Antalya’nın değil Türkiye’nin 1 numaralı kaynak pazarı. Antalya’da ürün portföyünün gelişmesi ve fiyat dengesinin oluşmasında çok önemli bir pazarımız. Ukrayna pazarı ise daha çok pandemi döneminde öne çıktı ve 1 milyon bandını aştı.”
REFERANS YILIMIZ 2019
“2022 için rakam vermek çok zor. Fakat ‘Pandemiden daha kötü olmayız’ demek doğru bir yaklaşım değil. Biz pandemide zaten dibi gördük. Bizim referans yılımız 2019.”
2022 İYİ OLACAK
“Şimdi gerçekliği görüp önlem alacağız. 2022’de kaç turistin geleceğini hesaplamaktan çok tüm pazarlardan turist trafiğini sağlamamız lazım. Hacim artacak ve pazarlar da kapalı olmayacak. Şunu çok rahat ifade edebilirim; Antalya’ya yönelik Rusya ve Ukrayna haricinde tüm pazarlarda önemli bir turist trafiği var. Rusya’dan da trafik başlatabilirsek çok daha iyi bir tablo olacak.”
'Önümüzü göremiyoruz'
Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. (ANFAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, önce salgın, sonra savaş gündeminin fuarları sekteye uğrattığını belirterek şunları şöyledi: “Pandemi süresince fuarlarımızı önlemler alarak yaptık. Tam ‘Fuar sezonu açılacak’ derken şimdi de savaş başladı. Rusya ve Ukrayna en yakın komşularımız. Oradan fuarlarımıza ciddi alım heyetleri geliyordu. Türkiye’nin ihracatına büyük katkıları vardı. Ama şu an fuarlar açısından belirsizlik var. Bu dönemde ANFAŞ’ta fuar düzenleme konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Önümüzü göremiyoruz. Fuarlar yapılamayınca fuar alanını soğuk hava deposu yapmayı önerenler bile oldu. Ama biz yaşadığımız tüm zorluklara, ortaya çıkan tüm engellere rağmen fuarcılığı büyüterek sürdürme konusunda ısrar ediyoruz.”
ELİNİZİ TAŞIN ALTINA KOYUN
Fuarların, Antalya ekonomisi için büyük bir güç olduğuna vurgu yapan Bıdı, sözlerine şöyle devam etti: “Marka haline gelen ihtisas fuarlarımız, sektörlerde ciddi bir hareketlilik yaratıyor. Sadece Growtech Fuarı’na, her yıl 80-100 bin kişi geliyor. Herkes bundan fayda sağlıyor, ticaret canlanıyor. Sektörler, fuarların önemini pandemi döneminde çok iyi anladı. Alışveriş merkezlerinden konaklamaya birçok işletmeci, kapanma döneminde bize fuarların ne zaman açılacağını sordu. Çünkü fuarcılık durunca, Antalya’da hayat da durma noktasına geldi. Bunu hep beraber yaşayarak gördük. Bundan sonra bu bilinçle hareket edelim. İş dünyasının tamamı fuarcılığın yarattığı katma değeri görmezden gelmeden elini taşın altına koyarsa, zorlukları aşıp düze çıkarız, başarılı oluruz.”
‘Üniversiteler şehri olalım’
Özellikle kırılgan dönemleri kolay aşabilmek için Antalya ekonomisinin bel kemiği olan tarım ve turizmin yanına birkaç sektörün daha ilave edilmesi gerektiğinin altını çizen Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) Başkanı Abdullah Erdoğan, bu fikirle geçmişte bir proje hazırladıklarını hatırlatarak şunları söyledi: “Münir Karal oğlu’nun görevi döneminde Antalya Valiliği’ne, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir dosya hazırlayıp verdik. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ve dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e de bu dosyayı sunduk. Projedeki hedeflerden biri, Antalya’nın fuar ve kongreler merkezi olması, ikincisi de Antalya’nın özel üniversiteler şehri olmasıydı. Antalya’ya 3’üncü, 4’üncü lokomotif sektörü kazandırmak istedik.”
HÂLÂ FIRSATIMIZ VAR
“Hedefimiz, Koç, Sabancı, Bilgi, Bahçeşehir gibi hem ekonomik hem de akademik anlamda güçlü üniversitelerin Antalya’da kampüs ya da yeni üniversite açmasıydı. O dönemde Bahçeşehir Üniversitesi’nin sahibi Enver Yücel, Antalya’daki bir toplantımıza geldi ve 3 yıl içinde Antalya’ya yüzde 30’u yabancı olmak üzere 100 bin özel üniversite öğrencisi getirme sözü verdi. Bu proje üzerinde epey aşama da kaydetmiştik ama Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) prosedürlerini aşamadık. Önceki YÖK Başkanı’nın üniversitelerin farklı şehirlerde üniversite açmasına karşı direnci vardı. O zaman koyduğumuz bu hedef yarım kaldı ama hâlâ fırsatımız var.”
ANTALYA BİÇİLMİŞ KAFTAN
“Dünyada özel üniversite ve kolejlerle ekonomisini ayakta tutan birçok ülke var. İtalya, İngiltere, Kanada, Avusturya, eğitimden çok para kazanan ülkeler. Antalya, bunun için biçilmiş kaftan diye düşünüyoruz. Bu hedefi gerçekleştirmenin getireceği ekosistemi düşünürsek katma değeri çok yüksek bir sektörü kente kazandıracağımızı görürüz. Zira böyle bir sektör, kış aylarında otellerimize de fayda sağlar. Çok sayıda üniversitesi olan şehirlerde insanlar ev alır, eğitim bittikten sonra da o şehre gitmeye devam eder. Bu çarkı Antalya’ya çevirelim.”