Güncelleme Tarihi:
BU kentin zenginliklerini, benim size anlatmaya ne ömrüm yeter ne de bilgim. Her gün bir başka keşif her gün yeni bir bilgi. Hatta bu ülkenin neden yüzyıllar boyu tüm dünya peşinden koşmuş diye oturup bir ömür düşünsek sebepleri alt alta yazsak kalem yetmez, sayfa yetmez.
Her hafta, küçük küçük, olabildiğince hap bilgilerle anlatıp gerisini siz okurlarıma bırakmayı deniyorum. Canı çeken, merak eden, keşif seven siz değerli okuyucularıma. Bir bebeğin gelişimine tanık olurken duyulan heyecan gibi, ilklerini gördüğüm bu kent beni her daim heyecanlandırmaya devam edecek ve ediyor da...
AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR
Hafta içinde iki okul ziyaret ettim Kemer’de. Birisi, benim ilkokulumdu. Kemer Merkez İlköğretim. Her ne kadar yeni binasında olsa da, eski binasının yerinde yeller esse de, bir Kemer’li olarak o eski okul binasını koruyamamış bir öğrencisi olarak yeni binada yeniden öğrenciliğimi hissettim. Siyah önlüğümü, beyaz yakamı ve seksen kişilik sınıfın ortasında yanan sobamızı... Delik deşik tahta sıralarımızı, yazı yazarken kalemin bir çukura düşüp kağıdı yırtmasını.. Tebessüm ettim, bir yerinde yokluk ama içi dopdolu mutluluk olan o yıllarımızı hatırladım.
Sebebi ziyaretim, Fraport Tav Antalyaspor Başkanı Aziz Çetin’in nazik ve düşünceli ricası üzerine; ilkokul öğrencileri için hazırlattıkları kalem kutusu hediyelerini ilkokul öğrencilerimize takdim etmek idi. Üç sınıfa ziyaretim oldu, mini mini birler, ikiler ve üçler... Öğretmenlerimiz ile sohbet ettim. Öğrencilerimizin spora olan tutkularını, kızlarımızın futbola ilgisini ve hatta iyi oynayanların olduğunu duymak beni futbol sporu adına çok umutlandırdı. ‘Ağaç yaş iken eğilir’ ne demek biliyor musunuz diye sordum birinci sınıflara ve ‘Eveeeet’ yanıtı aldım. İşte dedim, Antalyaspor’da tam da bunu amaç edindi ve sizlere bu hediyeleri gönderdi. Benim oğlumun da öğrencisi olduğu Antalyaspor futbol okulu öğrencisi olan miniklerle tanıştım aynı okulda. Üşenmeyip her hafta sonumu Kemer’den Antalya’ya futbol okuluna gelen çocuk da ailesi de candır. Onları alkışlıyorum. Lise eğitimim sırasında dört yıl eski yoldan her gün okul için Antalya’ya yolculuk yapmış biri olarak bunun iyi bir fedakârlık örneği olduğunu söyleyebilirim sizlere.
MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ (Mİ(?))
Gelelim bir başka özlü sözümüze; ‘Mum dibine ışık vermez (mi?)’
‘Kemer’in neredeyse tamamının mezun olduğu hatta o dönem ailesinin işi sebebiyle yolu Kemer’den geçmiş bir sürü insanın okuduğu Kemer Merkez İlköğretim okulu mezunlarını harekete geçirelim okulumuz daha da iyi olanaklara sahip olsun’ dedim okul müdürümüze. ‘Herkes bir destek sağlayabilir’ dedim. Mum dibine ışık versin. Versin ki; aydınlık yarınlar olsun.
Babam vefat etti, cenazesinde hatırlamıyorum ama belki bin belki iki bin kişinin elini sıktım. Çoğu bana, babamın onlara yaptığı iyilikleri anlattı. Acım hafifledi desem yanlış olmaz. Bir gün, yalan dünya denilen mevcut yaşamlarımız son bulacak ve sadece arkamızda bıraktığımız seda konuşulacak.
Arkanızdan okunacak sela belli ama bırakacağınız sedanın nasıl olacağı size bağlı.
Sevgiyle Kalın.