Güncelleme Tarihi:
AKDENİZ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Güray Doğan’ın ‘COVID-2019 Salgını Sürecinin Hava Kalitesine Etkisi’ adını taşıyan raporuna göre; Antalya’nın hava kalitesini düşüren kirleticilerin oranında hızlı bir azalma meydana geldi. İnsanların ağırlıklı olarak çevrelerinden izole vakit geçirdiği, birçok işletmenin faaliyete ara verdiği ve trafiğin yavaşladığı son günlerde, kentin hava kalitesi memnun edici seviyelere ulaştı, hava kirliliği de risk kapsamı dışına çıktı.
KİRLİLİK HIZLA AZALDI
Salgın süreciyle birlikte yaşam şeklinin daha az kirletici hale geldiğini kaydeden Doğan, bu değişimi alışkanlık haline getirmenin mümkün olduğunu ve çevreci teknolojik yeniliklerle kirletici salınımların azaltılabileceğini vurguladı. Hava kalitesi bakımından 12 Şubat-12 Mart dönemi ile 16 Mart-22 Mart döneminin karşılaştırıldığı raporda kirlilik verilerindeki hızlı değişim ortaya kondu. Salgın nedeniyle hayatın durduğu Antalya’nın havasında önceki aya göre PM 2,5 değeri yüzde 25, PM10 değeri ise yüzde 40 düştü.
AZOT OKSİT GERİLEDİ
Araştırma sonuçlarına göre, çoğunlukla trafik kaynaklı kirleticiler olarak bilinen azot oksitlerde, bu süreçte yüzde 20-55 arasında düşüş yaşandı. Bu değer, korona salgınının başlayıp kontrol altına alındığı Çin’de insanların sosyal alanlardan izole oldukları dönemde yüzde 30 azalış olarak gerçekleşti. Antalya’nın havasındaki azot oksit oranındaki gerilemenin sebebi de trafik yoğunluğundaki hızla düşüş olarak açıklandı. Raporda, kentin azot oksit seviyesinde kent genelinde yüzde 40-50, ulaşım hattında yüzde 20-55 aralığında ve kırsalda belirgin bir düşüş gözlendiği belirtildi.
PARTİKÜL MADDE DÜŞTÜ
Güray Doğan’ın Türkiye verilerini derlediği çalışma, Antalya ve çevresinde yaşayanların soluduğu havada bulunan partikül madde oranının son bir ayda yüzde 25 ile 60 arasında değişen oranlarda düştüğünü ortaya koydu. Partikül madde seviyesindeki azalış, kent trafiğinde ise yüzde 40 ile 60 arasımda oldu. Raporda solunuma etki edebilen çok küçük partikül maddelere ilişkin ölçümler de yer aldı. ‘PM 2,5’ olarak sınıflandırılan bu partikül maddelerde yüzde 25-65 arasında düşüş yaşanırken, trafikte ise bu oranın yüzde 55-65 aralığında olduğu görüldü.