GÜNDEMİMİZ TARIM

İNSANLIĞIN toprakla bağını kuran tarım son dönemin en çok konuşulan sektörü oldu. Öyle ki ne zaman ekonomi konuşulsa konuşmanın sonu tarımla bitiyor. Tarım kenti Antalya’da da tarımın yazılması ve konuşulması çok değerli.
Hürriyet Akdeniz, benim 2005 yılı Temmuz ayında Ankara’dan geldikten sonra gözümü açtığım ve gazetecilik mesleğimi 5 yıl sürdürdüğüm gönül bağım da olan bir kurum. Tarım haberlerini her gün sayfalarında okuduğunuz Hürriyet Akdeniz’de artık tarım köşesinden dilimin döndüğünce tarımı gündeme getireceğim. Sahanın, haberin kaynağı olduğuna inanan biri olarak, yazdığım sürece sizden gelecek görüş ve önerileri bu köşeden aktarmaya çalışacağım. Ayşe Teyze’nin serasını, ihracat yaparak ülkemize döviz kazandıran Mehmet Bey’in başarısını, tarımla ilgili düzenleme ve gelişmeleri, yerel yönetimlerin tarımla ilgili proje ve çalışmalarını buradan okuyacaksınız.

KURAKLIĞIN AŞISI VAR MI?
Çocukluğumda babaannemden “Bu yıl çok kurak geçecek” sözünü zaman zaman duyardım. Çocuk aklımla bu söz beni çok korkuturdu. Sanki susuz kalacağız, içmeye su bile bulamayacağız gibi hisseder, içim daralırdı. Birkaç yıldır uzmanlar bas bas bağırıyor, “İklim değişikliğiyle karşı karşıyayız, kuraklık kapıda” diye. Ve maalesef iklim değişikliğinin etkilerini daha fazla hisseder hale geldik. Yağmur yağmadı, buğdaylar boysuz kaldı, başak boynunu büktü.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) kuraklık raporu düştü önüme. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın açıkladığı rapora göre, mayıs başında 22 olan kuraklıktan etkilenen il sayısı 1 ayda 41’e yükseldi. Listede henüz Antalya yok ama hemen kapı komşusu Muğla, Konya, Karaman, yaylası sayılan Burdur, Isparta var. “Aman bize bişey olmaz” demek için sanırım çok geç. Çünkü Antalya’da Devlet Su İşleri’ne (DSİ) bağlı sulama birlikleri ve sulama kooperatifleri, tek yıllık bitkilere su salınması konusunda kısıtlamaya gidiyor. Hayvan beslenmesinde ana madde silajlık mısır bu sene suyu daha az görecek, fasulyeden, patlıcana, bezelyeden kabağa günlük hayatta tükettiğimiz sofralarımızın vazgeçilmez ürünlerinde sıkıntıyla karşı karşıyayız. Suyun yüzde 77’sinin tarımsal sulamada kullanıldığı göz önüne alındığında suda tasarrufun tarımdan başlatılması gerektiği çok net. Burada merkezi yönetimden yerel idarelere, çiftçiden tüketiciye her alanda herkese büyük görevler düşüyor. Sistem bile olmayan vahşi sulama terk edilip, başta basınçlı sulama sistemi olmak üzere su tasarrufunu sağlayacak sistemler GEÇ KALMADAN uygulamaya konulmalı. Sahi dünyayı kasıp kavuran Koronavirüsün aşısı var da geleceğimizi ipotek altına alan kuraklığın aşısı var mı?

KUZUCUKLAR SÜTSÜZ KALMASIN
1 Haziran’da Dünya Süt Günü’nü kutladık. Üreticinin kutlama olarak görmediği bu özel gün aslında bir farkındalık günü. Peki neyin farkına varacağız. Kalsiyum, fosfor ve protein deposu sütün sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu, her gün en az 1 bardak süt içmemiz gerektiğini, sütü üretip soframıza sunan Hatice Teyze’nin emeğini ve tabi ki sütün kaynağı sarı kızı…
2019 yerel seçim beyannamesinde Halk Süt vaadinde bulunan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, projenin başladığı Temmuz 2020’den bu yana 2-5 yaş arasındaki 18 bin 884 çocuğu 679 bin 728 litre sütle buluşturdu. Halk Süt Projesi’nin seçim bitince unutulan vaatler arasında olmadığı için Başkan Böcek’e teşekkür ediyorum.
Ekonomik olarak zorlanan 1 litre süte para ayıramayan aileleri rahatlatan bu projenin tüm çocuklar için genişletilmesi çok önemli. Zira yapılan bir çalışmaya göre süt içme alışkanlığının yüzde 79’u okul öncesi dönemde kazandırılıyor.
Muhittin Başkan’ın yıllık 400 bin ton süt üreten kırsalın ürünlerini sağlıklı şekilde kentte yaşayanlara ulaştırmak için yeni çalışmalar yaptığını biliyor, bu çalışmanın en kısa sürede tamamlanmasını diliyorum. Antalyalı yapılan hiçbir çalışmayı unutmaz, aklının bir köşesine yazar. Sütle ilgili yürütülen çalışmaları yakından takip edip, gelişmeleri sizinle paylaşacağım.
Sağlıkla kalın, mutlu olun.