Güncelleme Tarihi:
Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, (DHA)- TÜRKİYE Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) Başkanı Prof.Dr. Halil Öztürk, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından malzeme fiyatlarına yıllardan bu yana enflasyon ile orantılı düzenleme yapılmadığına dikkati çekerek, "Büyük ölçüde dışarı bağımlı olduğumuz bu ürünlerde, üreten veya temin eden firmaların, fiyat politikaları nedeniyle ülkemizdeki faaliyetlerini kısıtlaması ya da sonlandırması endişesi yaşıyoruz" diye konuştu.
Antalya'nın turizm bölgesi Belek'teki Sueno Otel'de başlayan 12'nci Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan TGRD Başkanı Prof.Dr. Halil Öztürk, 450'nin üzerinde katılımcının kongreye katıldığını söyledi. Girişimsel radyolojide büyük ameliyat kesileri olmadığını belirten Prof.Dr. Öztürk, sadece 1 iğne ve 'Kateter' denilen plastik boruların geçeceği kadar küçük kesiler yoluyla operasyonlar gerçekleştirildiğini söyledi.
Girişimsel radyoloji işlemlerinde kullanılan malzemelerin temininde giderek artan güçlükler yaşadıklarını dile getiren Prof. Dr. Öztürk, şöyle dedi:
"SGK tarafından malzeme fiyatlarına yıllardır enflasyon ile orantılı düzenleme yapılmamıştır. Girişimsel radyoloji işlemlerinde kullanılan malzemelerin maalesef çoğunluğu ithal ürünlerdir. Büyük ölçüde dışarıya bağımlı olduğumuz bu ürünlerde, üreten veya temin eden firmaların, fiyat politikaları nedeniyle ülkemizdeki faaliyetlerini kısıtlaması ya da sonlandırması endişesi yaşamaktayız. Bunun örnekleri geçmişte yaşanmıştır ve bazı kalemlerde de hali hazırda yaşanmaktadır. Bu konular yıllardır dile getirdiğimiz sorunlar olup, artık bunları konuşmamak için, malzeme fiyatlarına enflasyon ile orantılı düzenlemelerin düzenli yapılmasını yetkililere önermekteyiz."
TEK FİRMA KALDI
Fiyatlandırma politikası nedeniyle iki seçenek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Öztürk, ya kalitesiz malzemelerle bu ameliyatları yapmak zorunda olduklarını ya da hastanelere borçlandırarak operasyonları yapmak durumunda olduklarını söyledi. Hastaları mağdur etmemek için uğraştıklarını aktaran Prof.Dr. Öztürk, "Hastanelere borç yüküyle bu iş yürüyor. Hastalara direkt yansıyan bir şey yok şimdilik. Malzeme çeşitliliğimiz azalıyor. Aynı malzemeyi artık sadece bir firmadan bulabiliyoruz. Bizim korkumuz artık o tek firmanın da piyasadan çekilmesidir. Uyarma görevimizi yapıyoruz" dedi.
20 SANİYEDE 1 BACAK KESİLİYOR
TGRD üyesi Doç.Dr. Burçak Gümüş ise, özellikle bacakta izlenen damar tıkanıklıklığının, şeker hastalarının önemli bir sorunu haline gelen diyabetik ayak yarası oluşumunda ana faktör olduğunu söyledi. Diyabetik ayak yarası olan hastaların büyük kısmında ayak yarası iyileşmesi sağlanamazsa uzuv kaybı ve eşlik eden ölüm oranında artışın beklenen sonuç olduğuna dikkati çeken Doç.Dr. Burçak Gümüş, "Dünya üzerinde her 20 saniyede bir diyabete bağlı olarak bir bacak kesiliyor. Özellikle tıkanıklık seviyesi kritik düzeyde olan hastaların yüzde 35'i bacak kesilmesi, yüzde 20'si ise ölümle karşı karşıya" diye konuştu.
YENİ TEKNİKLER
Halk arasında da yaygın bilinen balon ve stent tedavilerinin ayak damarları için de kullanılarak yüz güldürücü sonuçlar aldıklarını dile getiren Doç.Dr. Gümüş, şöyle konuştu:
"Hastalar böylece daha kısa süreli hastanede kalış süresi ile ve daha az istenmeyen hadise oranları ile daha etkin tedavi imkanı bulmaktadır. Medikal teknolojinin her geçen gün gelişmesi ile ilaç kaplı balon ve stent uygulaması gibi yeni teknikler günümüz pratiğine kazandırılmakta olup ileride girişimsel radyolojinin diyabetik ayak yarasının tedavisinde daha büyük bir paydada rol oynayacağı görülmektedir."
İNME EN SIK ÜÇÜNCÜ ÖLÜM NEDENİ
Prof.Dr. Hasan Dinç de halk arasında 'felç' olarak da bilinen inmenin, beyin damarlarında ani oluşan sorunlar nedeniyle beynin fonksiyonlarının bir kısmının kaybedilmesi olarak tanımlandığını söyledi. İnmenin kalp-damar hastalıkları ve kanserden sonra en sık üçüncü ölüm nedeni olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dinç, inmenin sakatlığa yol açan hastalıklar açısından ise ilk sırada olduğunu söyledi. Prof.Dr. Dinç, şöyle konuştu:
"İLK SAATLER ÇOK ÖNEMLİ"
“Şah damarındaki darlığın tedavisinde kullandığımız yöntem stent takılmasıdır. Ancak bu işlemin bu konuda deneyimli girişimsel nöroradyoloji hekimlerince yapılması, işleme ait risklerin azalması için gereklidir. Çünkü bu bölgenin stentlenmesi, teknik olarak diğer stent tedavilerinden farklı olup daha karmaşıktır. Ayrıca risklerinin sonuçları da diğer bölge stent tedavileri ile karşılaştırıldığında çok ciddidir. Zamanında müdahale, inme sonrası hastanın hastaneye ilk 3-4 saatte getirilmesinin ve ilk 6-8 saat içinde yapılan müdahaleyi ifade etmektedir. Bu zaman aralığında müdahale edilen hastalarda gerekli ise damar içinden beyindeki pıhtıyı temizlememiz mümkündür. Bu yöntemler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tedavide girişimsel radyologlar tarafından kullanılmaktadır."
FOTOĞRAFLI