GERÇEKÇİ ADIMLARLA DOĞRU SONUÇLARA!
Güncelleme Tarihi:
Turizm hareketini dünya genelinde şartlar zorluyor olsa da insanların kısmi mutsuzluğu üzerinden değil mutlak mutluluğu üzerinden değerlendirerek yönlendirmenin gerekliliğine inanıyoruz.
YAŞADIĞIMIZ tüm tuhaf gelişmeler beraberinde turizmde beklenmedik önemli sonuçlara ulaşmayı başardık. İyi bir sezonun ardından pazarın çeşitlendiğini sevinerek gördük. Coğrafyamızdaki bazı olumsuz gelişmeler üzerinden şekillenen varsayımlara göre turizm yapabilmemiz elbette belli riskler içermektedir. Örneğin; kış aylarında bir takım ülkelerde yaşanacağı varsayılan enerji krizi odağında kesin planlar yapabilme lüksümüz yoktur.
Turizmin başkenti Antalya’nın elbette söz konusu bu tür gelişmelere göre gerekli tüm hazırlıkları yapması doğaldır. Ancak tamamen bazı varsayımlar üzerinden yapılacak değerlendirmelerin de kuşkusuz yanıltıcı olma gibi bir riski mevcuttur.
Antalya’mızın yaz ayları süresince sergilediği üstün performansın yanı sıra kış ayları için de önemli avantajları olduğunu iyi biliyoruz. Burada önemli olan söz konusu bu avantajları en etkin bir biçimde kullanarak yılın tümünü içerecek rasyonel bir bütünlüğü sağlayabilme başarısını göstermektir.
Kış sezonuna girerken bir takım söylentilere dayanan varsayımlar üzerinden durumdan vazife çıkarırcasına planlar yapmak bizi belli bir hayal kırıklığına uğratabilir.
Gelişmelere göre şekillenecek beklenen veya beklenmeyen muhtelif taleplere dönük tüm hazırlıklarımızı tamamlamış olduğumuzu bilmek değerlidir ve zaten bizi arzu ettiğimiz sonuçlara taşıyacak önemli bir hamleyi işaret edecektir.
Turizm hareketimizin özellikle uzun yıllardır giderek daha fazla zorlandığı istihdam meselesini çözebilmesinin önündeki en önemli engelin kış turizminde çok etkin bir gelişme sağlayamamış olmamızdan kaynaklandığını iyi biliyoruz.
Turizm hareketimizi dolu dolu 12 ay olarak düşünebilmenin kolay olmadığı gerçeğini kabul etmekle beraber yine de yılın tamamı için olabilecek en iyi sonuçlara ulaşabilme çabalarımızda ısrar etmek zorundayız.
Gerçekçi adımlardan kastımız da elbette budur.
Tüm bir yılın sezon anlamında doğal olarak ortaya çıkan farklı dinamiklerinden olabildiğince bağımsız, bütüncül bir yaklaşım ile değerlendirilerek planlanması zor da olsa mutlaka gereklidir. Bu anlamda benzer iklim kuşağında turizm yapan Akdeniz çanağındaki diğer önemli rakiplerimizde de konuya bu çerçevede bakıldığı düşüncesindeyiz.
Turizm hareketini dünya genelinde şartlar zorluyor olsa da insanların kısmi mutsuzluğu üzerinden değil mutlak mutluluğu üzerinden değerlendirerek yönlendirmenin gerekliliğine inanıyoruz.
Aslında pek de sevimli olmadığını rahatlıkla algılayabildiğimiz bazı ince hesaplar yerine aksine her anlamda çok daha sevimli ve huzuru işaret eden yaklaşımlar içerisinde geleceğe dair planlar yapabilmeyi çok özlediğimizi hissediyoruz.
İşte bu yüzden her şeye rağmen hayallere kapılmaksızın en gerçekçi adımlarla en doğru sonuçlara ulaşabilmenin peşinde olmamız gerekiyor.