Güncelleme Tarihi:
ANTALYA (AA) - LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Çiçek ve çocuk temasıyla gelecek ay kapılarını açacak EXPO 2016 Antalya'da, geleneksel Türk bahçe kültürünü yansıtan "Osmanlı Bahçesi" oluşturuldu.
EXPO 2016 Antalya'da 6 dönümlük alanda kurulu Osmanlı Bahçesi, İstanbul'daki Osmanlı eserlerinden esinlenerek yapılmış çeşmeleri, dikili taşları, güneş saati, şadırvanı, çini işlemeleri ve podima taşlarla bezenmiş yollarıyla görenlere adeta İstanbul'u yaşatıyor; lale, gül, karanfil, nergis gibi çiçekleriyle de Türk bahçelerinin zenginliğini yansıtıyor.
Osmanlı Bahçesi'ni projelendiren ve uygulayan ART Restorasyon Kültür, Sanat ve Araştırmacılık Limited Şirketi Genel Müdürü Nadire Mine Yar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bahçedeki eserleri İstanbul'daki Osmanlı eserlerinden esinlenerek modellediklerini söyledi.
Bahçeyi oluşturan figürlerin neler olması gerektiğine bakarken döneme dikkat etmediklerini anlatan Yar, estetik güzelliğe baktıklarını vurguladı.
Yar, eserlerin önemli bölümünün, tesadüfen Osmanlı'da yenilik hareketlerinin başladığı 2. Mahmut döneminden alındığını belirterek, "Bahçeyi oluştururken arkeolog, mimar, geleneksel Türk el sanatları uzmanları, restoratörler, sanatçılar, mühendisler büyük bir zevkle görev aldı. Osmanlı'yı çalışmak kolay olmadı. Hata götürmeyen bir çalışma, milimetrik çalıştık. En ufak bir hatamız farklı boyutlara ulaşabiliyor. Hem İstanbul'u buraya taşımış olduk hem de arkeolojik bir deneme yapmış olduk" diye konuştu.
- Şam işiyle bezenmiş şadırvan
Osmanlı Bahçesi'ndeki şadırvanın, Ayasofya'nın bahçesine 1. Mahmud döneminde inşa edilen şadırvandan esinlenilerek yapıldığını anlatan Yar, şadırvandaki Şam işinin tamamen elde dökme yapılıp kalem işiyle süslemelerle tamamlandığını kaydetti.
Yar, Türkiye'de Şam işi yapacak usta bulamadıklarını, bunun için Suriyeli ustalarla çalıştıklarını dile getirerek, "Şadırvan yapılırken bir tür arkeolojik deneme de yapılmış oldu, umarım beğenilir." dedi.
Bahçede bulunan fıskiyeli çeşmenin Topkapı Sarayı'ndaki Bağdat Köşkü'nün önündeki çeşmeden esinlenilerek hazırlandığına dikkati çeken Yar, "Arkasındaki üç yüzlü çeşme, 2. Mahmud döneminde Yedikule civarında yapılmış bir çeşmeden alındı. Biz birtakım değişiklikler yaptık, yazıların bir bölümünü almadık. Bahçenin giriş ve çıkışlarında bulunan selsebiller de 2. Mahmud'un ikinci eşi Bezmialem Valide Sultan'ın çeşmelerinden örnek alınarak yapıldı." ifadelerini kullandı.
Yar, yürüme yollarındaki karanfil motifleriyle bezeli podima taşlarının Antalyalı ustalarca tek tek dizildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Osmanlı'da sultanın yürüdüğü yolda yapılan podimayı bu alanda özel olarak uyguladık. Bahçede iki pano halinde çini eserler var. Bir tarafta ağaç sembolü, diğer tarafta çiçek sembolü var. Bunlar Osmanlı'daki bitki ve ağacın bahçenin önemini anlatan motifler. Çiniler çok iyi, uzmanlar tarafından İznik'te yaptırıldı. Osmanlı'da çiçekçilik ve bahçecilik çok önemli. Topkapı Sarayı'nda taze çiçek her yerde, günlük hayatta kullanılırmış."
- Nişan taşı, lahana ve bamya sütunları
Bahçedeki nişan taşı, lahana ve bamya sütunlarının da yine İstanbul'daki eserler örnek alınarak hazırlandığını belirten Yar, "Harbiye Karakolunun yanındaki Bilal Ağa Nişan Taşı'nı burada sembolize ettik. Bahçedeki maşallah heykeli Mimar Sinan Üniversitesi'nde hattat Ali Rıza Özcan tarafından tasarlandı. Bunun dışında Sadabat Kasrı'nın arkeolojik deneme şeklinde yapmış olduğumuz bir maketi var. Yıldırım Beyazıt'ın Timur'a yenilgisinin ardından kurulmuş lahana ve bamya okçuluk takımlarını sembolize eden sütunlar var. Bir bahçe sporu olan atıcılık ve okçuluk sporunu bu şekilde hatırlatmak için bahçemizde yer aldı." değerlendirmesinde bulundu.
Yar, bahçedeki nahıl ağacının da düğün ve sünnetlerde bereketi simge eden ağaç olarak hala kullanıldığını ifade ederek, Osmanlı'da birçok minyatürde yer alan nahılı da hatırlatmak istediklerini dile getirdi.