Güncelleme Tarihi:
Yörük Mehmet Çatalkaya, 26. Hasyurt Tarım Fuarı kapsamında yapılan ‘Söz Genç Çiftçide’ programına katılan konuklar arasındaydı.
Mehmet, doğduğundan beri hayvancılığın içerisindeymiş. Babası, dedesi, atası on yıllardır küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlamış. Şimdi genç kuşak olarak Mehmet devralmış keçilerin sorumluluğunu. Mehmet’in 287 baş keçisi, 160 da oğlağı var. Aslında bu sayıyı artırmak istiyor ama beklediği desteği göremediği için hayvancılığı bırakma noktasına gelmiş.
Aslında babası ona küçüklüğünden beri “Oku kendini kurtar” demiş. O da üniversite eğitimini enerji sistemleri üzerine tamamlamış ama ayakları onu tekrar ata topraklarına getirmiş, keçilerin yanına.
Babasının “Oku kurtul” sözü aklına takılmış Mehmet’in. “Neden kurtulunur, sıkıntılı bir durumdan kurtulunur” diye içerisinde bulunduğu durumu sorgulamaya başlamış. Peki hayvancılık sıkıntılı bir durum mu? Evet artık Mehmet için hayvancılık sıkıntılı bir durum olmuş. Mehmet’in tek umudu devlette. “Biz devleti bubamız olarak görüyoruz. Buba ne yapar çocuğunu destekler” diyerek devlet babadan beklentisini dile getiriyor.
Bir dönem doktorların bile teşviklerden yararlanarak kredi çekip hayvancılık işine girdiğini anımsatan Mehmet, “Doktor kredi çekiyor, hayvancılık yapıyor, bu işi bilmediği için iki gün sonra batıyor. Doktora verilen kredi, gerçekten hayvancılıkla uğraşanlara verilseydi hayvancılık bu durumda olmazdı” diye sitemini iletiyor.
“Hayvancılıkla uğraşana kız vermiyorlar” diyor Mehmet, ses tonu düşerek. Evet sosyal yaşantısı olmayan, sosyal güvencesi olmayan, kazancı tatmin etmeyen, yarını belli olmayan birinin ev kurması zor olsa gerek.
Mehmet, sadece kendi adına konuşmuyor, tüketici adına da konuşuyor. “Biz üretmezsek şehirdeki ne yiyecek?” diyerek üretimin önemini vurguluyor.
Yörük Mehmet’in hayvancılığın gelişmesi için 8 önerisi var:
* Maliyetler azaltılmalı,
* Sosyal güvencemiz yok, Devlet, hayvan yetiştiricisine sigorta desteği vermeli. 150 anaç keçi besleyen aileden 1 kişinin sigortasını devlet karşılayabilir.
* Bölgemize en uygun türün keçi olmasına rağmen keçinin bir marka değerinin bir borsasının olmaması büyük eksiklik. Üreticin yılın sadece bir gün elindeki hayvanı paraya döndürebiliyor.
* Yerel yönetimler hayvan yetiştiricisinin yanında olmalı.
* Hayvanı kestirecek kasap bulamıyoru. Batı Antalya’da mezbahane kurulmalı.
* Devlet yetiştirdiğimiz hayvana alım garantisi vermeli.
* Dağdaki kurt hayvanlarımızı parçalıyor, kurt devlet koruması altında olan bir tür, parçalanan hayvanımız nedeniyle oluşan zararımız karşılanmalı.
*Kırsala eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlar ulaştırılmalı, böylelikle gençlerin kente kaçması önlenir.
YÖRÜK MEHMET’E KULAK VERELİM
Yörük Mehmet’in dediği gibi devlet özellikle küçükbaşta üreticiyi desteklese, küçük üreticiyi üretimde tutmak için desteğini verse, onlar hayvan sayısını artırsa, yurdumuzda hayvan varlığında sıkıntı yaşanmasa, ithalata bağımlı kalmasak, daha makul fiyatlarla ete ulaşsak, hem çocuklarımız proteinini yeterince alsa sağlıklı büyüse hem biz sağlıklı yaşamak için en büyük protein kaynağı ete kolaylıkla ulaşsak kötü mü olur? Tabii ki olmaz. Yeter ki Yörük Mehmet’e kulak verelim.