Güncelleme Tarihi:
ANTALYA, (DHA) - MEMORİAL Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Sevin Balkan, inmenin daha çok 65 yaş üzerinde oluştuğunu, erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görüldüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Sevin Balkan, '10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü' dolayısıyla yaptığı açıklamada, inmeye yol açan hastalıklar, korunma yöntemleri ve sağlıklı yaşam konusunda bilgi verdi. İnmenin erişkinlerde kalp hastalığı ve kanserden sonra yaşam kaybına yol açan en önemli sağlık sorunu olarak gösterildiğini kaydeden Prof. Dr. Balkan, hastalığın önemli bir bölümünün 65 yaş üzerinde oluştuğunu, erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görüldüğünü ifade etti.
'BEYİN KANSIZ VE OKSİJENSİZ KALIYOR'
İnmenin, beynin bir bölgesinde kan akımının engellenmesi ya da beyin damarından kanın dışarı sızması sonucu beyin dokusunda oluşan bir hasar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sevin Balkan, "İnmede yüzde 80 oranında kan akımını sağlayan damarlardan biri aniden pıhtı ile tıkanır. Yüzde 20 oranında da beyin damarlarında bir anda gelişen yırtılma ortaya çıkar ve kan beyin dokusu içine sızar ve buna halk arasında beyin kanaması denir. Bunların sonucunda hastada 24 saatten uzun süren bir fonksiyon kaybı oluşur" dedi.
İLERİ YAŞLA RİSK ARTIYOR
İnme vakalarının dörtte üçünün 65 yaş üzerinde ortaya çıktığını, hastalığın ender de olsa genç yaşlarda görülebildiğine değinen Prof. Dr. Sevin Balkan, "Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen inme oluşumunda; ileri yaşla birlikte karşılaşılan problemler ve kişinin yaşam tarzı önemli risk oluşturur. Ayrıca kontrolsüz hipertansiyon, şeker ve kalp hastalığı, sigara kullanımı, yüksek kolesterol düzeyi, hareketsiz yaşam tarzı, şah damarı hastalığı, önceden geçici iskemik atak geçirmek de inme oluşumuna yatkınlığı artırmaktadır" diye konuştu.
İNME 10 BELİRTİ İLE KENDİNİ GÖSTEREBİLİYOR
Prof. Dr. Balkan, inmenin belirtilerini ise şöyle sıraladı:
"Vücudun bir yarısında yüz, kol veya bacakta oluşan uyuşukluk, fiziksel kuvvet kaybı, konuşma ve/veya anlama sorunu, bir veya iki gözde oluşan görme bozukluğu, denge bozukluğu, yürüyememe, baş dönmesi, bulantı ve kusma, şiddetli baş ağrısı, bilinç değişikliği".
Bazı kişilerde bu belirtilerin birkaç dakika veya saat sürdüğünü ve sonra tamamen geçtiğine değinen Prof. Dr. Sevin Balkan, "Bu duruma 'Geçici İskemik Atak' denir. İhmal edilmemelidir. Çünkü bu kişilerin inme geçirme riski yüksektir" dedi.
Boyun ve beyin damarları detaylı kontrol ediliyor
Prof. Dr. Sevin Balkan, inme şüphesi olan hastalarda, nörolojik muayene sonrasında bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemleriyle beynin durumunun değerlendirildiğini söyledi. İnme nedenini araştırmak amacıyla elektrokardiyografi (EKG) ile kalp incelemesi yapıldığını anlatan Prof. Dr. Balkan, " Ayrıca ekokardiyografi ve holter ile de kalp kaynaklı pıhtıların araştırılmasında önemli ölçüde yardımcıdır. DUS (Doppler ultrasonografi), BTA (BT anjiyografi), MRA (MR anjiyografi), DSA (dijital substraksiyon anjiyografi) gibi yöntemlerle de boyun ve beyin damarlarının ayrıntılı görüntülenmesi mümkün olabilmektedir. Kan tahlili incelemeleri de inme nedenini araştırmak amacıyla mutlaka yapılmalıdır" diye konuştu.
DAMAR AÇICI TEDAVİ ERKEN DÖNEMDE MÜMKÜN
Prof. Dr. Sevin Balkan, inmede erken müdahalenin beyin hasarı riskini en aza indirdiğini vurguladı. Belirtilerin başlamasını izleyen tercihen ilk 3 saat içinde, hastanın tıbbi durumu uygunsa, damardan uygulanan 'damar açıcı tedavi' (Trombolitik tedavi) yapıldığını anlatan Prof. Dr. Sevin Balkan, "Bu tedavinin mutlaka uygun koşulları sağlayabilen merkezlerde ve eğitimli bir inme ekibinin kontrolünde yapılması gerekir. Damar açıcı tedavi dışında; ağızdan ilaç ve rehabilitasyon tedavisi uygulanmaktadır. Bunların sürekliliği ve kontrolleri çok önemlidir. Ayrıca inmenin durumuna göre cerrahi ve girişimsel tedavi yöntemlerine de başvurulabilmektedir. Yapılan incelemeler sonucu damarda yüzde 70'in üzerinde darlık tespit edilirse, kateter yardımıyla damar içine girilerek stent konulması veya endarterektomi denilen cerrahi yolla tıkanıklık açılır" dedi.
'RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT'
İnme oluşumunda değiştirilemeyen faktörlerin yaş, cinsiyet, ırk ve ailede inme öyküsü olduğuna işaret eden Prof. Dr. Sevin Balkan, inmenin yüzde 90 oranında önlenebilir olduğunun araştırmalarla kanıtlandığını, bunun da değiştirilebilir etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olduğuna işaret etti.
Prof. Dr. Sevin Balkan, inmeden korunmak için yapılaması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Tansiyonunuzu düzenli olarak takip edin. Hipertansiyon inme oluşumunda en önemli risk faktörüdür. Sigara kullanmayın ve sigara içilen ortamlarda bulunmamaya çalışın, kanda şeker ve yağ değerlerinizi düzenli olarak kontrol ettirin, tercihen açık havada haftada en az 3-4 kez, 40-50 dakika yürüyüş yapın, kalp kontrollerinizi yaptırın. Ritim bozukluğu, koroner arter hastalığı, kapak hastalığı gibi bilinen kalp hastalığınız varsa tedavi olun. Obeziteden korunun. Karotis yani şah damar tıkanıklığı riskine karşı düzenli kontrollerinizi yaptırın."
FOTOĞRAFLI