Güncelleme Tarihi:
BEDENSEL, işitsel, zihinsel engelliler, görmeyenler, spastikler ile süregelen hastalıklara sahip bireyler olmak üzere farklı engel grupları, ayrıntılar düşünülmeden tasarlanmış caddelerde, sağduyudan yoksun davranışlarla karşılaşarak, yine de yılmadan yaşamaya çalışıyor.
EŞİT OLMAZSAK KARDEŞ OLAMAYIZ
“Eşit olamazsak kardeş de olamayız” diyen engelliler eşit yaşam koşullarının tesisi konusunda sağduyu çağrısında bulunuyor. Kentin her yerinde ve yaşadığımız hayatın içinde engellilerin ne gibi sorunlarla karşılaştıklarını öğrenmek için Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Antalya Şube Başkanı Mehmet Karavural, Altı Nokta Körler Derneği Antalya Şubesi Başkanı Cemalettin Çakar ve Özel Sporcular Gençlik Spor Derneği Başkanı Yasemin Yaraşır’la konuştuk. ‘Empati’ imkanı tanıyacak detaylı cevapların yanında, yaşadıkları sorunlara yönelik çözüm önerilerini de paylaştılar.
TSD Antalya Şube Başkanı Mustafa Karavural’ın, 1994 yılında beli kırılana kadarki hayatında paraşüt sertifikaları var. 29 yaşındayken yaşadığı bir kaza sonucu, bir engele rağmen yaşamanın zorluğuyla karşılaşan Karavural, engelliler için yaşanabilir bir ortam sağlamak için çaba gösteriyor. Antalya’nın yüzde 60 – 70’lik bölümünün erişilemez durumda olduğuna değinen Karavural, her projenin ‘evrensel tasarım’la hazırlanması gerektiğine vurgu yaparak bedensel engellilerle ilgili önerilerini şöyle sıraladı: “Antalya kesintisiz ve güvenli yaya ulaşımı olan bir şehir değil. Yaya yolları, ışıklandırmalar ve sesli sinyalizasyon sistemi doğru planlanmalı. Kaldırım yükseklikleri ve rampalar standardı olmalı. Otobüslerdeki rampalar manuel açılıyor. Araç durduğunda engelli onu açmak için ikinci bir kişinin yardımına ihtiyaç duyuyor. Otomatik açılan rampalar olmalı. Engelli arabası alarak, karşıdan karşıya geçirerek ve mesajlar vererek vicdanlarını rahatlatanlar diğer tarafta engellilerin kullanımı için yapılmış alanları işgal ediyor. Oysa altyapı doğru kullanılırsa biz yardıma ihtiyaç olmadan bağımsız yaşayabiliriz.”
Zihinsel engellilere vasilik koşullarının yeniden düzenlenip sadece yapamayacakları işlerde uygulanmasını isteyen, kişinin hayatının tümüyle verilmemesi gerektiğini söyleyen Özel Sporcular Gençlik Spor Derneği Başkanı Yasemin Yaraşır, zihinsel engelli iki çocuğuyla birlikte karşılaştıkları zorlukları aşmak için yıllardır mücadele veriyor. Aileleri aşırı korumacılıkla özel çocukların özgüvenini kırmamaları konusunda uyaran Yaraşır, şu önerilerde bulunuyor: “Bu özel çocukların kendilerine güven duydukları ritim ve spor gibi alanlarda imkanlar artırılmalı. Sevgi gördükleri ve yüreklendirildikleri işlerde çalışırlarsa çok mutlu oluyorlar. Ama baskı, küçümseme ve ters davranışlarla karşılaştıkları bir ortamdan hızla uzaklaşmak istiyorlar. ‘Korumalı iş yeri’ modeline uygun olarak engellilerle iletişim kurabilen kişilerin çalıştırılması gerekiyor. Özel eğitim öğretmeni sıkıntısı giderilmeli.”
GÖRMEYENLERE IŞIK OLUYOR
Adalya Vakfı’nın Muratpaşa Belediyesi’nin desteğiyle yaptığı Engelsiz Kafe, engellilerin buluşabilecekleri, spor yapıp eğitim faaliyetlerine katılabilecekleri bir yaşam alanı oldu. Engelli temsilcileri, Konyaaltı’ndaki 12 kilometre sahilde denize girebilmek için verdikleri 15 yıllık mücadeleyi ise, “O süreçte hiç denize giremeden ölen insanlar oldu. Tek bir noktayı alabilsek de önemli bir kazanım oldu. Büyükşehir Belediyesi’yle yaptığımız görüşmeler sonucu yapılan çalışmayla biz de herkes gibi orada denize girebilmeye başladık” sözleriyle anlatıyor. Büyükşehir, Muratpaşa ve Konyaaltı’nın yaklaşımını olumlu olarak değerlendiren engelliler, Aksu ve Döşemealtı’nın ise altyapı konusunda eksik olduğu görüşünde.
‘EMPATİ’ REÇETESİ
• Herhangi bir işletmeye gittiğimizde bizi rahatsız edici bakışlarla taciz etmekten vazgeçin.
• Konuşma zorluğu olan spastik bir çocuğu, eli ayağı titriyor diye bağımlı zannetmeyin.
• Hareketlerini kontrol edemeyen zihinsel engellileri, diğer müşteriler ürkecek diye mekanlara almamak gibi insanlık dışı davranışlarda bulunmayın.
• ‘Sevgi engelleri aşıyor’ gibi eşitliği zedeleyen duygusal mesajlar vermek yerine, toplum içinde yardım istemeden, bağımsız yaşayabilmemizi sağlayın.
• Belediyeler engellilerin yaşadıkları yerlerin envanterini çıkarmak istiyor. Peki diğer bölgelere misafirliğe nasıl gideceğiz?• Kamusal alanlardaki tuvaletler bay, bayan ve engelli diye ayrılıyor. Biz cinsiyetsiz miyiz? Bütün tuvaletler engellilerin de kullanabileceği gibi dizayn edilemez mi?
• Ulaşımda yolcuların tahammülsüzlüğü, şoförlerin de ücretsiz bindikleri gerekçesiyle ters davranmaları, hatta bazen otobüse almamaları bizi mağdur ediyor.
• “Hepimiz potansiyel engelliyiz. Herkes engelli adayıdır” gibi söylemler çok rahatsız ediyor. Kadın haklarıyla ilgili çalışmalara biz bir gün kadın olacağımız için değil ‘hak kazanımı’ için katılıyoruz.
• Bizi durakta, okulda ya da başka bir yerde gördüklerinde ‘Burada ne işi var’ ya da “Ay vah vah çok daha çok genç” diyorlar. Oysa biz her insan gibi evleniyoruz, çocuklarımız oluyor, çalışıyoruz.