Güncelleme Tarihi:
ANTALYA (AA) - Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Dün 'Taksim onurumuz, şerefimiz' diyenlerin Yalova'da onurunu göremedik. 147 ağacın CHP eliyle kesildiği yerde onuru göremedik" dedi.
Eğitim Bir-Sen 8. Türkiye Buluşması, Antalya'nın Kundu Turizm Bölgesi'ndeki Kervansaray Otel'de gerçekleştirildi. Buluşmanın açılışında konuşan Gündoğdu, sendikacılığın örgütlenme, toplu sözleşme ve sivil toplum boyutu gibi önemli kavramları içerdiğini söyledi.
Eğitim Bir-Sen'in başörtü özgürlüğüne yüzde 100 sahip çıktığı projeler gibi, Gezi Olayları gibi karşı çıktığı projeler de olduğunu ifade eden Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Bu sırada bir sanatçı müsveddesi 'Mesele ağaç meselesi değil' dedi. Mesele ağacın nereden kesildiğine, kimin kestiğine bakma meselesiymiş. Mesele ağaç sevgisinin hangi uluslararası projenin içerisinde maşa olma meselesiymiş. Dün 'Taksim onurumuz, şerefimiz' diyenlerin Yalova'da onurunu göremedik. 147 ağacın CHP eliyle kesildiği yerde onuru göremedik. Nerede bu onur? Bu ülkede konunun ne olduğuna değil, kimin yaptığına bakarak gard alma hastalığı var. Mesele ağaçsa ülkenin neresinde kesiliyorsa kesilsin karşı koymamız lazım."
Gündoğdu, devletin eğitim kalitesindeki eksikliğin dershaneleri palazlandırdığını, 110 bin öğretmen açığına rağmen halen kadrolu istihdama da yer verilmediğini kaydetti.
- 17 ve 25 Aralık operasyonları
Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere mahrumiyet bölgelerinde tecrübeli öğretmenlerin çalıştırılmadığının altını çizen Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dershaneler kapanmamalıdır' dedik ancak 17 Aralık'ı yaşadığımız gün meselenin dershane meselesi olmadığını anladık. Türkçe Olimpiyatları ile güzel Türkçemizi dünyaya tanıttığı için alkışladığımız insanların, camileri ahıra dönüştüren CHP ile dershane bahanesiyle kanka olduğu günmüş. Mesele, Dışişleri Bakanları'nın dinlenmesiyle terörist İsrali'in yapamayacağını bu ülkeye yapma meselesiymiş. Sağımızdaki konfederasyon ÖSS, KPSS ve polis akademisi sorularını çalanları bir cemaat olarak ilan edip, televizyon televizyon dolaştığında 'Tüm camiayı hırsız ilan edemezsiniz. Masumiyet karinesi vardır' dedik. Kimse hırsızlığı yapan, üzerine gidilsin, haddi bildirilsin. 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz dikenler, hukuk devletinden hakettiği cezayı alsın' demiştik. Bugün de bazı bakanların, siyasetçilerin oğulcukları, tosuncukları yanlışa bulaşmışsa, siyasi partilere çağrıda bulunuyorum: Temiz siyaset için rüşvete, yolsuzluğa sıfır tolerans yapmamız lazım."
Gündoğdu, Türkiye'nin ve "One minute" dediği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedef alındığını ifade etti. Hiçbir cemaati devre dışı bırakmadıklarını da belirten Gündoğdu, "Eğer cemaatler, himmet yolsuzluğu yerine himmeti maneviyat için kullanırlarsa İslam'ı tebliğ etmek için çalışmaya devam ederlerse kucaklamaya devam edeceğiz. Ama tam tersi olursa buna asla müsaade etmeyeceğiz" dedi.
"Dün beyaz Türklerin millet üzerindeki toplum mühendisliği ne kadar tehlikeliyse bugün beyaz Kürtlerin yaptığı da en az o kadar tehlikelidir" diyen Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Akil adamların bile 'bu iş bittiği' dediği günlerde biz 'kardeşlik' dedik. Barışı istiyorsak, uluslararası sermayenin oyuncağı olmak istemiyorsak, üniter demokratikleşmeden taviz vermeden kararlılıkla yol almalıyız. Diyarbakır'da devlet yok, Trabzon'da var, Çanakkale'de devlet var, Batman'da yok anlayışını kabul etmiyorum. İktidara da çağrıda bulunuyorum: Vatandaşın can güvenliğini, özgürlükleri feda etmeden tesis etmek zorundasınız. Zaten en büyük hatanız bu. Şımarttınız bunları. Doğu'nun, Güneydoğu'nun gerçek kanaat önderlerini muhatap almadınız. Allah rızası için çözüm isteyenleri muhatap almadınız. Her sorduğumuzda İmralı'yı hedef gösterenleri muhatap aldınız."
- Kılıçdaroğlu'na eleştiri
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendilerini eleştirdiğini belirten Gündoğdu, "Biz kendisine 'Muhatabın biz değiliz' diyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
İş bırakma eylem kararı aldıkları gün bir CHP'li bir milletvekilinin kendilerine destek olmaya geldiğini anlatan Gündoğdu, şunları söyledi:
"Milletvekili, 'Keşke Kılıçdaroğlu da burada olsaydı. (Bak Erdoğan, senin görüşünden olan sendika bile sana karşı iş bıraktı) diyerek iktidarı sıkıştırsaydı' demişti. Biz de o gün 'CHP'nin sorunu bu. Bu kadar akıllı olanlar milletvekilliğinden öteye geçemiyor' demiştik. Kılıçdaroğlu, yeniden yürüyen merdivene ters bindi. Şuranın birinci günü bizi, 'öğretmeni satan sendika' olmakla itham etti. Kılıçdaroğlu'nun milletin değerlerine şaşı bakışının göstergesi hem de Eğitim Bir-Sen'in ne kadar doğru yolda olduğunun ispatıdır. Abdülhamid Han Hazretleri, 'İngiliz Büyükelçiliği'ne soralım onların dediğinin tam tersi benim için doğrudur' diyor. Kılıçdaroğlu'nun söylediğinin tam tersi milletin doğrusudur. Allah'a hamdolsun. Kılıçdaroğlu, öğretmenlerinin kazanımını Google'dan öğrenebilirdi. Ama mesele toplu sözleşme meselesi değil. Mesele yalanlarıyla iftiralarıyla satış yapması ve tezgahtarlığa soyunması. Bu millet bu tezgaha da tezgahın üzerindeki mallara da asla itibar etmeyecek."
Eğitim Bir-Sen 8. Türkiye Buluşması, yarın sona erecek.