Güncelleme Tarihi:
HIZLA turizm sezonunun son çeyreğine doğru ilerliyoruz. Üçüncü çeyrek istatistikleri elimize ulaştıktan sonra tahminlerle gerçek değerler arasındaki değerlendirmeyi daha somut yapabileceğim. Genel olarak sezona baktığımızda her şey iyi giderken, ne yazık ki en hareketli dönemin tam ortasında yangın felaketinin darbe vurduğunu görüyoruz. Akdeniz kıyıları bu açıdan biraz daha şanslı olsa da Ege’de düşüşler hissedilir düzeyde oldu. Bazı sektör yatırımcıları son çeyrekte hareketliliğin artık tamamen durma noktasına geleceği endişesinde. Hatta bazı bölgeler için söylentiler Ekim’de sezonun kapanacağı yönünde. Ancak 2020 yılında üçüncü çeyreğin son ayında atağa geçen sektör, Ekim-Kasım-Aralık aylarında dahi ciddi ilerleme kat etmişti. Kısıtlamaların büyük ölçüde kaldırıldığı bu sezonun 2020’ye kıyasla daha yüksek rakamlara ulaşmış olması haklı beklentilerden biri. Rakamları ben de hepiniz gibi merakla bekliyorum. İyimser beklentim daha ağır basıyor diyebilirim.
***
Geçtiğimiz hafta ilköğretim ve ortaöğretimde yüz yüze eğitimler başladı. Haftaya yükseköğretim de bu sürece hızla giriş yapacak. Varyantların çeşit çeşit önümüze serildiği bu günlerde elbette herkes kadar ben de endişeliyim. Mutlaka doğru stratejilerle önlemler gevşetilmeden süreç yönetilmeli. Aksi halde yüz yüze derslerin devamlılığı hayalini kurarken yeniden katı kısıtlarla yüz yüze geleceğiz. Hareketlilik kontrollü ilerlemezse olası bir kapama yeniden sektörün kalbine balyoz gibi düşer.
***
Her yıkıntının ardından, önce enkaz toplama süreci olur sonra yeni ve daha iyi olan inşa edilir. Aslında turizm, salgından sonra önce yıkımı yaşadı, şimdi ise enkaz toplama sürecinde. Daha iyi olanı inşa etmek için eksik kalan parçaları da doldurarak ilerliyor. Mesela; dijitale olan yatırım, sektörün hizmet odaklı emek-yoğun yapısına sığınılarak ertelenen bir ihmaldi. Yeni yatırımlar, alternatif arayışlar ve mevcut yapılardaki inovatif katkılar göz ardı edilirken bugün gözlerin bu alanlara çevrildiğini görüyoruz.
***
Dijitale yatırımla birlikte, temassız uygulamalar otel işletmelerinin son zamanlarda hızla edindiği yeteneklerinden biri oldu. Açıkçası daha önce turist gözüyle hiçbirimizin çekince olarak görmediği “temas”, artık “virüs yayılım hareketi” gibi işlendi zihnimize. Doğal olarak talep kendi arzını zorunlu olarak şekillendirmiş oldu. Pandemiden önce telefonlarımızı yalnızca otellere rezervasyon yapmak için kullanırken, şimdi hiçbir çalışana temas etmeden giriş-çıkış işlemlerini, çamaşır-oda servisi hizmetlerini, uyandırma servisi gibi daha birçok hizmeti telefonlara yüklediğimiz bu uygulamalarla alabiliyoruz. Bu yüzden sarsıntılar derin yıkıntılar bıraksa da küllerinden yeniden doğmak için de bir fırsat sağlıyor.
***
Dibi görünmeyen kuyu olan pandeminin dünya üzerindeki etkileri daha kaç yıl sürecek bilemiyorum ama bu yıllar içerisinde hemen her sektörü yeni baştan şekillendireceği kesin. Yeni yeteneklerle yeni forma uyum sağlayabilmek için esnek ve inovatif olmak şart. Aksi halde ilerleyen yıllarda geleneksel yapısından ayrılamayanların sektörde kalabileceğini düşünmüyorum. Şimdi krizi fırsata çevirmenin tam zamanı.