Güncelleme Tarihi:
Ukrayna-Rusya savaşı, sezonun başlarında bizi sarsmış olsa da yavaş yavaş normale dönüyor ve cazibe merkezi olma konumumuzu hâlâ koruyabiliyoruz. Global krizlerin de ülkemiz üzerinde ne yazık ki etkileri derinden oluyor. Bu başlı başına bir tartışma konusu, o yüzden bu etkinin nedenlerine ve sonuçlarına bu yazıyla girip içinden çıkabilme ihtimalimiz zor.
***
Şimdi tüm gözler haklı olarak turizm sezonunda yaşanacak talep patlamaları ve sürpriz rakamlarda. Gidişat iyi, ancak hepimizin de bildiği gibi önemli olan sürdürülebilir bir yükseliş yakalamak. Bu da sadece turizm sektörünün tek başına omuzlayabileceği bir yük değil. Eğer sektöre kaldırabileceğinden fazla bir yük bindirirseniz oradaki dengeleri de bozarsınız. Bu noktada her kesimin bu konu üzerinde hassasiyetle durması, sorumluluğu paylaşması şart.
***
İnsan kaynağı istihdam edilirken uygun ücret uygulanmıyorsa, sektördeki işletmelerin yönetimsel sorunları varsa, işletme ekonomik olarak zor zamanlardan geçiyorsa, iş güvencesi sağlanamıyorsa ve daha birçok konu hâlâ çözüm bulmadıysa nasıl turizm ülke için bir iyileşme aracı olabilecek? Kendi hasta olan bir doktor hastasını nasıl iyileştirebilir? Dışarıdan baktığınızda olağanüstü bir yapı gibi görünüp içeride asla kurumsallaşamamış, liyakatın ve liderliğin olmadığı bir çalışma alanı düşünün? Tüm bunlar karşımızda bize avaz avaz bağırırken ülkenin döviz ihtiyacında sürdürülebilir bir kaynak haline nasıl getireceğiz sektörü?
***
SEKTÖRÜN EĞİTİM DÜZEYİ YÜKSEK
Bu hafta üniversiteden pırıl pırıl turizm öğrencilerimizi mezun ettik ve sektöre uğurladık. Gerek teorik bilgiler verdiğimiz eğitim-öğretim döneminde gerekse uygulamalı olarak sektörü yerinde tanıdıkları staj dönemlerinde hep yanlarında olmaya çalışıyoruz. Sektörü hem onların gözünden, hem işverenler hem de eğitimciler gözünden geniş çerçevede ele almaya çalışıyoruz. Benim gözlemlediğim en büyük sorunların başında “KURUMSALLAŞ(AMA)MA” geliyor. Bu öyle bir sorun ki en üst yöneticiden en ast çalışana etkiliyor ve turistler açısından da görünür hale geliyor. Turizm çalışanlarının eğitim düzeyinin belki de en yüksek olduğu yıllardayız ancak arka plandaki bakış açısı ve tercihi kurumsallaşma olmadığı zaman sistemdeki her parça belli bir düzeyde kurumsallaşabiliyor, haliyle parçalar bütünden ayrı olarak gelişemiyor.
***
Elbette sektörde yüzümüzü güldüren, gurur duyduğumuz kurumların sayısı az değil. Özellikle doğru seçilen liderlerin kurumlarda ne denli kelebek etkisiyle iyileşme yaratabileceğini siz de tahmin edersiniz. Son zamanlarda turizm sektöründe gördüğüm yöneticilerin etkin liderlik vasıfları ve kurumun genel iklimi üzerinde oluşturduğu olumlu etki gurur verdi. İyileşme dışarıdan başlamaz. Dışarı süslenip içeri mahrum bırakılmaz. En merkezden, çekirdekten bir iyileşme ile kelebek etkisi yaratalım. Çalışan gülerse, turist de güler.
***
Ülke turizminin olumlu-olumsuz tüm yanlarının masaya yatırılacağı komisyonlar kurularak uzun vadeli stratejilerle yol almalıyız. “Efendim biz bugün bir karar aldık yarın bizi harika bir sezon bekliyor” şeklinde pembe hayallerden de vazgeçelim. Doğru bir iyileşme kendini uzun vadede gösterir ve sürdürülebilir gerçekleşir. Öteki türlü kısa sürede iyileşme hayalden başka bir şey değil. Ağır ve sağlam adımlarla zirveye varılır. Hızlı bir sıçrayışla da zirveye elbet varırsınız ama tutunamazsınız.