Güncelleme Tarihi:
KENDİMİZDEN başka hiçbir şeyi, hiçbir canlıyı sevmiyoruz. Dünyanın, dünya nimetlerinin sadece ve sadece bize ait olduğunu düşünüyor, “ben” duygusuyla aidiyetini hissettiğimiz bir her şeyi hor kullanıyoruz, ötekileştiriyoruz. Her şeyin sonsuz olduğunu düşünüyor, bizimmiş gibi davranıyoruz. Eyyyy insanoğlu ne zannediyorsun sen kendini….
Her yıl bir-iki kere caretta carettaların sahil çilesi haber olarak düşer önümüze. Ağustos 2021’de Belek’te yumurtadan çıkan 60 caretta caretta yavrusunun bir otelin sahile koyduğu yürüme bandına sıkışarak can verdiği haberini okumuş, içimiz yanmıştı.
Gökçe Coşkun’un sosyal medya paylaşımı ise Aksu’da Kumköy sahilinde insanoğlunun bencilliğini fotoğrafla bir kere daha gösterdi. Kumköy caretta carettaların nesillerini sürdürmek için yuvalarını yaptığı özel bir alan. Bizim insanımız ne yapmış, oba kurarak bölgeyi sahiplenmiş, sahiplenmekle de kalmamış, başka canlının yaşamına kapatmış. Yaşadığı alanı çöplüğe çeviren başka bir canlı yok herhalde. Ya birlikte yaşamayı öğreneceğiz ya da daha önce olduğu gibi bütün güzellikler elimizden bir bir kayıp gidecek ve doğanın ahı yakamızı bırakmayacak.
ANTALYA İPİ GÖĞÜSLEDİ AMA…
Pandemi dönemi ihracatımızda rekor yılı oldu. Hele hele Antalya’nın yaş meyve sebze ihracatındaki performansı takdire değer. Antalya, 2021 yılında 1 milyar 865 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken bunun yüzde 56’sını tarım ürünleri oluşturdu. 2021 yılında Türkiye’den yurt dışına gönderilen her 5 meyve sebzeden biri Antalya’dan ihraç edildi.
Benim aklıma takılan soru şu; tamam üretiyoruz, dünyaya ürettiğimizi ulaştırıyoruz da karşılığını alabiliyor muyuz? Tarım sektörü için düşünelim. Kumluca’daki Ahmet Amca, Ayşe Teyze alın teriyle ürettiği domates, portakaldan hak ettiği parayı kazanabiliyor mu? BAİB rakamlarına göre yaş meyve sebzeden elde ettiğimiz gelir kilogram başına 0.87 dolar. Ürettiğimizi neden değerinde satamıyoruz. Biraz da buna mı kafa yorsak?
MAL ETTİĞİNİZ FİYATA SATAMIYORSANIZ VAH HALİNİZE
Üretimde ithal ürüne bağımlıysanız maalesef döviz kuru canınızı yakıyor. Bir yandan döviz kurundan gelen baskı bir yandan enflasyon baskısı… Bir de malı ürettiğiniz fiyatın altında satmak zorunda kalıyorsanız vay halinize. Evet üretici şu an tam da bu yazdıklarımı yaşıyor. Şaşırmayın. Üretici enflasyonu yüzde 79,89, tüketici enflasyonu yüzde 36,68. Çiftçi üretiyor, ama üretim maliyetinin yarısını bile ürün fiyatlarına yansıtamıyor. Bu çark nereye kadar döner kimse bilmiyor…
**
ÖDÜL HEYECANI
2022 ödülle geldi. Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2021 yılı Medya Ödülü’ne “Finike Portakalına Kıymayın Efendiler” başlıklı yazımı layık gördü. Eski gazeteci, yeni basın danışmanı ve köşe yazarı olarak söylüyorum, yazının ödüllendirilmesi kadar haz veren başka bir duygu yok. Yazdığın haberin ertesi gün gazetede yer alması ayrı bir heyecan ancak verdiğin emeğin ve iletmek istediğin mesajın yankısız kalmaması da ayrı bir haz. Hele hele bu, doğaya dokunan, insana dokunan, kente dokunan bir yazının ödüllendirilmesiyse duyduğum heyecanın tarifi yok. Antalya’nın en önemli kurumlarından olan ANSİAD’ın yönetimine ve yazıyı ödüle layık gören jüri üyelerine teşekkür ediyorum. Eksik olmayın…