Güncelleme Tarihi:
ANTALYA (AA) - Dünyada sadece Antalya'da yetişen ve yörede Devrent Kekiği veya şalba adıyla bilinen "dorystoechas hastata" bitkisi, kozmetik sektöründe kullanılmak üzere toksikolojik ve anti-aging (cilt yaşlanmasını geciktirme) özellikleri bakımından incelenecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından destelenen, "Dorystoechas Hastata Bitkisinin Toksikolojik ve Anti-aging Özelliklerinin İncelenmesi, Klasik Doku Kültürü Yöntemiyle Çoğaltılması" projesi tanıtıldı.
Antalya Teknokent'te faaliyet gösteren Morlab Biyoteknolojik Ar-Ge Danışmanlık Sanayi ve Ticaret tarafından yürütülecek projenin yürütücüsü Oğuz Öztürk, Türkiye'de 3 bin 800 endemik bitki bulunduğunu, bunun da 750'sinin sadece Batı Akdeniz'de bulunduğunu söyledi.
Türkiye'de doğal varlıkların bilim ve sanayi ile yeterince entegre olmadığını, doğada bulunan ve birçok ilaç ve kozmetik ürünün hammaddesi durumunda olan bitkilerin de yeterince değerlendirilemediğini anlatan Öztürk, ithal edilen birçok ilacın içinde Türkiye'den yurt dışına giden bitkiler bulunduğunu belirtti.
Amaçlarının doğal kaynakları ar-ge ile birleştirerek ileri teknoloji ürünleri ortaya çıkarmak olduğunu belirten Öztürk, drystoechas hastata bitkisinin bu anlamda gelecek vaat ettiğini ve dermokozmetik alanında önemli bir hammadde olabileceğini ifade etti.
Yaprakları, gövdesi ve kökü kullanılacak bitkinin anti-aging olarak yenileyici ve cilt yaşlanmasını geciktirici ürünlerde, hammadde olarak kullanılabileceğini vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti:
"Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı projeye 245 bin liralık katkı yapacak. Bitkimiz Antalya'nın güney batı kısmında yetişiyor. TÜBİTAK'ın daha önce yaptığı araştırmalar var. 3 yıl sürecek projedeki amacımız anti-aging ve çok stratejik özelliklerini ortaya çıkartarak doku kültürü yöntemiyle üretip, serada geliştirip, daha sonra endüstriyel boyutta tarlaya aktarmak.
Oradan da toplayarak içindeki etken maddelerini saflaştırmak suretiyle etken hammadde üretmeyi hedefliyoruz. Bitki gelecek vaat eden bir bitki. Feslikan Yaylası'ndan tohumları topladık. Bu tohumları seralarda üreteceğiz. Proje ile gen kaynaklarımızı da koruyabileceğimizi düşünüyorum. Bu bitki üzerinde çok büyük bir baskı var, insanlar topluyorlar. Kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılabileceğini düşünüyorum."