DEREKÖY NEFES ALDI

Kovid-19 pandemisi döneminde Korkuteli Dereköy Başpınar Yaylası’na verilen kömür madeni çıkarma izni yargıya takıldı. Antalya 3. İdare Mahkemesi, Toprak Koruma Kurulu’nun verdiği tarım arazisi vasfı değişikliğini iptal etti. Sağduyulu yargımız, tarım arazisine kömür ocağı kurulmasına izin vermedi.

Kömür madeni işletmecisi yıllarca Dereköy’e maden ocağı açmak için girişimde bulunmuş, ilk ruhsat talebi “tarım ve su alanı” olduğu gerekçesiyle Toprak Koruma Kurulu tarafından reddedilmişti. Pes etmeyen maden ocağı işletmesi, alanı revize ederek tekrar talepte bulununca Toprak Koruma Kurulu bölgenin tarım alanı olmadığına karar vermişti.

BÖLGE 1. DERECE TARIM ARAZİSİ

Dereköylülerin Antalya 3. İdare Mahkemesi‘ne Toprak Koruma Kurulu’nun 1. sınıf tarım arazisini tarım vasfından çıkarmasına karşı açtığı davayı değerlendiren mahkeme, Kurul’un verdiği tarım arazisi vasfı değişikliği kararını iptal etti. Anlayacağınız yargı, tarım arazisine kömür ocağı kurulmasına geçit vermedi.

DERS GİBİ KARAR
Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin kararının her maddesi ayrı bir ders. O nedenle aynen sizinle paylaşıyorum.

“...üzerinde açık tarla sebze yetiştiriciliği, meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı, bir kısmında hububat ve yem bitkisi yetiştiriciliğinin yapıldığı, alanın bir kısmı sulu tarla, bir kısmı kapama meyve bahçesi vasıflı olduğu, tüm alan dikkate alındığında sulu tarla vasıflı arazilerin ‘sulu mutlak tarım arazisi’, kapama meyve bahçesi vasıflı olanlar ise ‘dikili tarım arazisi’ vasfında olduğu, her iki gruptaki arazilerin, tarımsal arazi kullanma kabiliyetine göre 1. sınıf tarım arazisi olduğu davaya konu olan arazilerin, devlet eliyle sulanan arazilerden olduğu,

 Dava konusu alanın tamamının 1. sınıf tarım arazisi olduğu,

Dava konusu alanda bitkisel üretimin yanı sıra küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve arıcılık yapıldığı, bu nedenle bahse konu alandaki tarımsal üretim faaliyetlerinin, belirli kişi veya zümreleri değil mahalle halkını oluşturan çiftçilerin tamamına şamil olduğunun anlaşıldığı,

Dava konusu alanda mülga Antalya İl Özel İdaresi’nce tesis edilen ve 6360 Sayılı Yasa ile Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen sulama projesi ile alanın tamamının devlet eli ile sulanan araziler haline getirildiği, bu alanın tarım dışı kullanıma açılması halinde, açılacak kömür ocağı işletmeciliği, kırma, eleme ve paketleme tesisinin mevcut sulama tesisinin tüm şebekesini ortadan kaldıracağı, geride sadece ana isale hattı ve depolama havuzunun kalacağı bu nedenle tesisin sulayacağı bir tarım arazisinin kalmayacak olması nedeniyle proje bütünlüğünün ortadan kalkacağı,

TARIM DIŞI KULLANILAMAZ

Etüt raporunda net bir şekilde tarımsal potansiyel açısından önem arz eden bir saha olduğu açıklanan dava konusu alanın tarımsal dışı amaçla kullanımına izin verilmesinin doğru olmadığı,
m Alternatifinin olmadığı belirtilen bir alanın tarımsal dışı amaçla kullanımına izin verilmesinin yanlış olduğu...”

Evet mahkeme, bu gerekçelerle toprağı koruması gereken Toprak Koruma Kurulu’nun kömür ocağına geçit veren kararını iptal etti.

AKLIN YOLU BİR

20 Ocak 2022 tarihli yazımda, ‘Bu ocak tarımı bitirir’ demiş, geçimini meyvecilik, hayvancılık ve kuru tarımdan sağlayan bölge halkı, kömür madeninin açılmasıyla ‘aç’ kalacağını yazmıştım. Çünkü bölgede yaşayan halkın başka gelir kapısının olmadığını belirttiğim yazıda, “Verimli topraklarda armut, elma, kayısı, vişne, kiraz gibi meyveler ile buğday, arpa, nohut gibi hububat çeşitleri yetişiyor, yetişen meyveler ise ihracata gidiyor. Toprakları kömür karasına bulanırsa köylü bu ürünleri nasıl üretecek, kime satacak? Su kaynakları zarar gören Korkuteli, ‘meyve ambarı’ olma vasfını yitirecek. Bizler ise iklim değişikliğini, kuraklığı, susuzluğu konuştuğumuz böyle bir dönemde bir su kaynağından daha olacağız” yazmıştım.

Sağ olsun mahkeme heyeti de aynı duyarlılığı paylaşarak, alanın tarım arazisi olarak kullanılması yönünde görüş bildirdi.

Davayı takibini yapan avukatlardan Tuncay Koç, alanın birinci derecede tarım alanı olduğunun mahkemece tescillenmesiyle alanın kurtulduğunu belirterek, “İptal kararı karşısında verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararının da hükmü kalmamıştır. Tarım arazisine kömür ocağı kurulmasına yargıdan olur çıkmadı” dedi.

Aklın yolu bir değil mi?