Güncelleme Tarihi:
ANTALYA (AA) - Ceza İnfaz Kurumlarında Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Hizmetlerinin İyileştirilmesi Teknik Destek Projesi (YARDM) Takım Lideri Prof. Dr. Kültegin Ögel, cezaevlerindeki mahkumların yüzde 41'inde en az bir ruhsal sorun bulunduğunu bildirdi.
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin eş finansmanı ile yürütülen Ceza İnfaz Kurumlarında Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Hizmetlerinin İyileştirilmesi Teknik Destek Projesi eğitim programı, Belek Turizm Bölgesinde bulunan bir otelde başladı.
Programın açılışında konuşan Prof. Dr. Ögel, proje çerçevesinde gerçekleştirilen, cezaevlerinde kalan mahkumların ruh sağlığı ve bağımlılık sorunlarına ilişkin araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Ruhsal sorunların insanın yaşamını ciddi etkileyen ve uzun süreli tedavi gerektiren problemler olduğunu anlatan Ögel, ruh sağlıklığı sorunun genelde yemek, güvenlik, yatak, temizlik ve fiziksel hastalıklar gibi sorunlardan sonra önemsendiğini söyledi.
Ögel, "YARDM Projesi çerçevesinde cezaevlerinde yaptığımız araştırmaya göre, cezaevlerindeki mahkumların yüzde 41'inde en az bir ruhsal sorun var. Ayrıca hemen her gün alkol kullanma oranı yüzde 10 düzeyinde" dedi.
Cezaevlerindeki mahkumların ruhsal sorununun, normal toplum popülasyonunun 2-3 kat üstünde bir oran olduğunu ifade eden Ögel, cinsiyete göre değerlendirildiğinde kadın mahkumlarda ruhsal sorunların daha fazla görüldüğünü dile getirdi.
"Ülkenin önemli madde bağımlıları şu anda cezaevlerinde" diyen Ögel, "Bu verilerle cezaevlerinde ne kadar büyük bir problem olduğunu görüyoruz. Bağımlılık, diğer tüm ruhsal sorunlarla da çok bağlantılı" ifadesini kullandı.
Ögel, 20 yaş grubu gençlerde ruhsal sorunların diğer yaş gruplarına göre daha yüksek görüldüğünü vurgulayarak, birden fazla ruhsal sorun görülme sıklığının da yine gençlerde çok daha fazla olduğunu kaydetti.
Ruhsal sorunlar ve bağımlılığın sadece insan hayatını etkilemediğini, bunun kurum hayatını da ciddi düzeyde etkilediğine işaret eden Ögel, kurumdaki yaşam kalitesini düşürdüğünü bildirdi.
- Genel Müdür Yıldırım
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da ceza infaz kurumlarında ve infaz anlayışında son 15 yıldır büyük değişim ve gelişim kaydedildiğini anlattı.
Ceza infaz kurumlarının gerek personel yapısı, sayısı, niteliği, gerekse fiziksel altyapı konusunda önemli gelişmeler sağlandığına dikkati çeken Yıldırım, bu köklü değişimlerde AB ile yürütülen projelerin de önemli katkısı bulunduğunu belirtti.
YARDM Projesinin haziran 2013'te başladığını, önümüzdeki yıl tamamlanmasının planlandığını bildiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Ceza infaz kurumları, hem tutuklu ve hükümlüler hem de tutuklu ve hükümlülerle birebir temas halindeki infaz personeli için ruh sağlığını olumsuz etkileyen birçok faktör de bulundurur. Tutuklu ve hükümlülerin ceza infaz kurumlarına gelmeden önce ruh sağlıklarının bozuk olması, işledikleri suçlar nedeniyle yaşadıkları bunalım, ceza infaz kurumunda bulunmanın verdiği olumsuz duygu ve birçok nedenden dolayı ruh sağlıklarının daha da olumsuza doğru gittiğini, infaz kurumu içerisinde kaldıkları süre içerisinde ruh sağlıkları açısından daha da gerileyebildiklerini hepimiz biliyoruz. İnfaz personelinin de görevlerini yerine getirirken sürekli soğukkanlılıklarını ve profesyonelliklerini korumak noktasında çok sağlıklı bir ruhsal altyapıya sahip olmaları gerekir. Bu açıdan bu proje önemli ve değerli katkılar sağlayacaktır."
Yıldırım, proje ile ruhsal sorunları bulunan tutuklu ve hükümlülerin hızlı, standart, doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve tanı alması, etkin müdahale programlarının oluşturulması, cezaevlerinde ruh sağlığını destekleyici bir ortam gerçekleştirmek için gerekli düzenlemelerin yapılması ve cezaevi personelinin ruh sağlığının korunmasının amaçlandığını dile getirdi.
- YARDM Projesi
Yaklaşık 1,5 milyon avro bütçesi bulunan proje kapsamında düzenlenecek eğitime, ceza infaz kurumlarında çalışan 450 civarındaki psiko-sosyal servis personeli katılacak.
Eğitimlerde ruh sağlığı ve madde bağımlılığı sorunu olan hükümlülerin hızlı, standart ve doğru bir şekilde değerlendirilmeleri, varsa hastalıklarına tanı konulması ve durumlarına uygun iyileştirme programlarına katılmalarının sağlanması gibi konular ele alınacak.