CENNETTE KISA BİR GEZİ

İNSANLAR, durduk yere;
‘Burası, gerçekten cennet’
‘Cennette yaşıyoruz arkadaşlar’
‘Cennetteyiz biz’ diyorsa,

Bilin ki; o anda Antalya’dasınızdır. Gün olur, yer yerinden oynar, sokaklar olur nehir; gök desen yarılır ve adeta içini döker üstünüze...Ertesi sabah ise ‘dün olanları ben yapmadım’ dercesine, güneş alabildiğine gözünüzü kamaştırır, doğa sizi içine çeker, sokaklardaki nehirler bir anda denize karışır ve o azgın Akdeniz uslu bir çocuğa dönüşür hatta ‘gel, benimle yüz’ derse, işte orası Antalya’dır.

***

An gelir ve seni senden alan iki mavi birleşir ve gözünün gördüğünü hemen kaydetmek için telefonuna el atar ve o anı ölümsüzleştirmek istersin. Antalya’da yaşıyorsan, bu anlardan öyle çok olur ki... Yıllardır bu kentte yaşamıyor iseniz bile, son bir kaç günü Antalya’da geçirdiniz ise beni iyi anlayacaksınız. Bu arada, bir zaman bir yazı okumuştum, Antalya’nın fotoğrafta doğal ve iyi bir ışığa sahip olduğunu. Yani, doğal bir filtresi olduğunu, o yayını bulursam bir gün mutlaka paylaşacağım sizlerle.

***

Bir çok yerde , bir çok farklı sebeple farklı zaman dilimlerinde bulundum, bulunuyorum, ‘bülbülün altın kafes durumundaki gibi burada doğdum diye mi’ diyeceğim ama yok burada doğmamış olanların da aynı şeyleri söylediğini duydukça; göğsüm kabarıyor da kabarıyor. Havaya giriyorum, Antalyalıyım derken. 

***

ANTALYA KÜLTÜR SANAT
Günlerden cuma ve arkadaşlarımızla bir plan yaptık, zar zor bir araya gelebilen bir topluluk olarak, attık kendimizi Antalya sokaklarına. Turist olduk, yaşadığımız şehirde, anlayacağınız üzere. İlk ziyaret, Antalya Kültür Sanat (AKS). Nerededir? Nasıl gidilir? Soruyorsunuz, duyuyor gibiyim. Şimdi size, on numara beş yıldız bir tarif; şehir merkezinde eski ATSO binası uzun bir zaman önce Antalya Kültür Sanat oldu. O dönemin Antalya Ticaret ve Sanayi Odası meclis üyelerinin aldığı müthiş bir karar ile Antalya için, Türkiye için, kültür ve sanat için kalıcı bir esere imza atıldı. Eski ATSO binası bir törenle yıkıldı (ki, bir çok kuruma örnek bir davranış olmalı) ve yerine Mimar Sinan Genim imzalı modern ve renkli bir bina yükseldi. Sonrasında bu bina, ‘Sign of the City’ ödülü aldı, yani şehirde imza bir eser olarak yerini aldı. Bu kalıcı eserin doğmasında önemi büyük bir insan var, O da; İnan Kıraç. Antalya’nın ederinin artmasında büyük katkısı olan gizli kahramandır benim için İnan kıraç. Bu kentin büyük vefa borcu var bu insana ve ailesine. Kültür ve sanat merkezini yapmak mesele, onu yaşatmak daha büyük bir mesele. Açıldığı günden bu yana orijinal sergilere imza attı ve atmaya devam ediyor. Emek veren herkese çok teşekkür ediyorum.

***

ÇOK KOCALI HÜRMÜZ; KALEİÇİ
Sergiyi gezdikten sonra, Saat Kulesi’ne doğru sallandık. ‘Sallandık’ dedim çünkü, AKS’den hafif bir yokuş aşağı yürüyerek inilir Saat Kulesi’ne. Antalyalıların çoğu kullanır bu fiili. Kaleiçi, olması gereken yerde (değer anlamında) olamayan, benim güzel ve çok kocalı Hürmüz’üm... Bahtsız kızım benim diyorum bazen Kaleiçi’ne...(üzülerek). Hani çok güzel bir kız olur ama bir türlü gönlüne göre bir erkek olmaz, herkes ona gıpta ile bakar ama kız yalnızdır... O zaman derler ki, ‘Allah çirkin şansı versin’. Hah, aynen öyle, Kaleiçi. Çok ama çok güzel... Özerk bir yönetimi olmalı bu güzelliğin. Güzelden anlayanlar olmalı o yönetimde. Gerçekten de çok sahipli ama sahipsiz bir yer Kaleiçi. ‘Kaşıkçı Elmas’ı Antalya’nın. İşte, sokaklarında gezerken, ama temiz olmayan sokaklar ama metruk yapılar, ama yıkılması gerekli ucube yapılar... Hangi birinden söz edeyim de değişsin... Güzelliklere çeviriyorum kafamı, gözümü onlara doğru yöneltiyorum artık! 

***

İNAN KIRAÇ VE SUNA KIRAÇ
Yine bir İnan Kıraç yatırımı olan yapımı on yedi yıl sürmüş olan ve içinde bir müze olan restorasyonun ardından yirmi altı odalı otel, ikinci durak noktamız. Gidin diyorum o kadar. Eski Antalya, üzerinde yürüdüğünüz sokakların orijinal halini orada görün.

***

Akdeniz Medeniyetleri Enstitüsü namı değer AKMED üçüncü durak. Yine bir sergi ve çok güzel bir imza, Antalya evi... Kelimeler kifayetsiz. Bir misafiriniz gelmiş ise ve onun Antalya ile ilgili iyi şeyler aklında kalsın istiyorsanız rotanız bu üç nokta mutlaka olmalı. Arada göreceği, Antalya zaten katıksız bir şehir merkezi ve eski Antalya olacaktır. Tek kelime ile muhteşem ve büyük alkış. Bence bu Antalya, İnan kıraç ve Suna Kıraç’ın büstünü dikmeli bir yerlere. İsimlerini vermeli belediyeler, yarışmalı hatta bunun için... Merak ediniz ve araştırınız Kıraç ve Koç ailesi Antalya’ya nasıl dokunmuş ve dokunmaya devam ediyor. 

***

Bu kenti araba ile değil, ayağınız taşa değerek gezin lütfen. Gezin ki, nerede ne var görün. Odasından çıkmadan oteli yöneten genel müdürü sevmez patronlar, çalışana dokunacak, kazan dairesine girecek, en dip yerleri bilecek ki; çalışanın da misafirin de halinden anlayacak. Onun gibi ben de Kaleiçi’ni gezmeye, yürümeye davet ediyorum herkesi. Bir görün, yürüyün; bakalım bana hangi konularda hak verecek veya da ‘hadi ordan Yeliz, diyeceksiniz’.

Sevgiyle Kalın.