BÜYÜLEYEN KENTLER

Bugün size Antalya’nın 5 eşsiz antik liman kentlerinden bahsedeceğim. Antik limanlar, koylar ve altın sarısı kumsallar. Eğer hala görmediyseniz, bu yazımı okurken, anlatacağım liman kentlerini görmek için eminim sabırsızlanacaksınız. Özellikle karantina günleri sonrasında kendini doğaya bırakmak isteyenler için harika alternatifler olacak.
*
Şimdi teknemize binelim ve Akdeniz’in ılık sularında liman liman gezelim.
*
Güneşi takip ederek doğudan batıya doğru yol alırken Korakesion tüm ihtişamıyla bizi karşılıyor. Korakesion, Alanya’nın antik adı. 13. yüzyılda Alaaddin Keykubat’ın kaleyi alması ile birlikte kentin adı Alaiyye olarak değiştiriliyor. Bir ticaret limanı olduğu bilinen bu liman Alanya Kalesi ile aynı döneme tarihleniyor. İncecik kumları, berrak sığ suları ile ünlü Kleopatra plajı da bu bölgede. Kent, antik tarihlerde olduğu gibi günümüzde de yoğun ilgi görüyor.
*
Alanya’dan ayrılıp tekneyi Side Limanı’na demirliyoruz. Side limanı, Pamfilya bölgesinin en önemli limanlarından biri. Side’de eski ve yeni yerleşim yerleri birbiri ile iç içe. Side antik tiyatrosu, Side Müzesi, anıtsal çeşme kentin ayakta duran en belirgin kalıntılarından. Kentin binlerce yıllık tarihi yapısı ile birlikte Apollon tapınağının sütunları arasından güneşi uğurlamadıysanız, mutlaka yapılacaklar listesine ön sıraya alın.
*
Güzel Side’den sonra teknenin demir atacağı en güzel liman kentlerinden birine geliyoruz, Phaselis’e. Strabon bu kenti “tepesi bulunan yarımada üzerinde bir göl kenarında üç limanı olan yerleşim yeri” olarak tanımlar. Kentin kalıntıları arasında Roma’nın son dönemlerini ve Bizans dönemini görmek mümkün. Günümüze ulaşan en güzel yapılardan biri su kemerleri. Şehrin hamam kalıntıları, Roma hamamı mimarisinin ısıtma sistemi hakkında da bilgi veriyor. Antik kentten, çam ormanları arasındaki eşsiz kumsalı olan denizinde yüzmeden ayrılmayın.
*
Phaselis’ten sonra bizi Kumluca ilçesi sınırları arasında yer alan ve oldukça ünlü olan bir liman kenti Olimpos karşılar. Kent hem denizden hem de karadan Lykia yolu üzerinde yer alıyor. Eğer kente deniz yoluyla gelmediyseniz eşsiz bir antik kent gezisinden sonra yaklaşık on dakika süren tarih kokan vadiden yürüyerek denize ulaşabilirsiniz. Birçok güzelliği bir arada barındıran bu kent mutlaka ziyaret edilmeli.
*
Demre ilçesinde yer alan Myra ve limanı Anrdiake’ye uzanıyoruz. Kent aynı zamanda Lykia konfederasyonunda üç oy hakkına sahip. Lykia dönemi kaya mezarları, roma tiyatrosu ve St. Nicholas kilisesi kentin en dikkat çeken yapılarıdır. Anriake’ye gelmişken önemli bir destinasyon olan Kuş Cennetini de ziyaret etmeden gitmeyin.
*
Son durağımız olan özellikle kumsallarıyla büyüleyen Patara antik kentindeyiz. Lykia’nın en önemli kentlerinden biri olmakla beraber, caretta carettaların binlerce yıldır yumurtalarını bırakıp yavruladıkları nadir sahillerden birine sahip. Xanthos vadisinde denize açılan tek yer olduğu için kentin değeri her çağda devam etmiştir. Patara limanı, hububat deposu ve sevki açısından da önemli olduğu için Akdeniz’de bulunan üç depodan biri de bu kenttedir. Aynı zamanda 2020 yılı, Patara yılı ilan edilmiştir.