Güncelleme Tarihi:
Doğası güzel, iklimi güzel, denizi güzel Antalya’nın, güzel olan bir başka şeyi de; kadınlarıdır. Bir kentin ne kadar medeni olduğunu anlayabilmek için, kadınlarının hayatın ne kadar içinde olduğuna bakmak önemli ölçüde belirleyici olacaktır. Size, bu kentin kadınlarının fiziki güzelliğinden bahsetmeyeceğim. Başarılarından , ilham verenlerinden bahsedeceğim.
Antalya havalimanına on beş dakika mesafedeki Perge Antik Kenti’ni, kadın bir belediye başkanı, Plancia Magna yönetmiştir mesela. Varını yoğunu kenti için harcamış bir kadın. Ve bu nedenle de, anıtı dikilmiştir o dönem. Anıtı dikilecek kadınlar olmamış mı, ya da şu an yok mu? Elbette var. Türkiye’nin ilk fenercisi Fatma Doman’ın bir heykelini Antalya Büyükşehir Belediyesi, yat limanına dikecek haberini Emin Altıner abimden aldım mesela. Çok mutlu oldum. Bu kentin sokaklarına, bu kente değer katmış kadın isimleri verilmeli mesela. Gözler görmeli, okumalı, kulaklar duymalı bu kadınları. Yapmış oldukları işler, başarılar anlatılmalı, çocuklar, gençler örnek almalı. Şaşırmalı bu kente gelen yerli yabancı turist. Ne kadar zengin bir kent burası demeli. Antalya’ya da bu yakışır. Adeta güzel bir kadın gibi bu şehir ve güzelliklere layık. Yine geçmişe gidelim, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan geçmiş bu kentten. Sadece geçmemiş, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kuruluşunda büyük emek vermiş, Perge, Side antik kentleri onunla yükselmiş. At sırtında, yol olmayan, neredeyse iz dahi olmayan yerlerde iz bırakmış, mesken tutmuş Jale Hocamız. Jale İnan adını, Antalya Kadın Müzesi yılın kadını ödüllerine vermeyi uygun gördük danışma kurulu olarak. Yerinde ve anlamlı bir iş yaptık. Ve 2015’ten bugüne her yıl, başarılı bir kadınımız bu ödülün sahibi oluyor. Antalya’nın en anlamlı noktasına Jale İnan adı verilmeli mesela. Müzemizin olduğu caddeye ne yakışır, mesela...
İLHAM VERENLER
Antalya Kadın Müzesi demişken, bu kente değer katan, ilkleri başarmış, rol model kadınlarla, onlar yaşarken söyleşiler yaparak ölümsüzleştiriyor başarı hikâyelerini ve geleceğe aktarıyor. antalyakadinmuzesi.org adresini mutlaka ziyaret ediniz. Eminim, bir büyüğünüzü, bir arkadaşınızı yada bir komşunuzu göreceksiniz ve bilmediğiniz nice kadının başarısına şahit olacaksınız. İlham verecek belki size, kızınıza, oğlunuza... amaç da bu değil mi? İlham olmak, hayat kimi zaman zorluyor ve pes etmek üzereyken birden birileri size ilham kaynağı oluveriyor.
Çakırlar’da reçel yapıp yol kenarında satmaya başlayan Keziban Kan’ın, köyün diğer kadınlarına ilham verdiği gibi. Namı değer sosyete pazarının oluşum hikayesi böyledir. Çakırlar, Meşhur Keziban Yenge’ye ve O’nu takip eden kadınlara çok şey borçlu kanımca.
İlk kadın doğum hekimi kim bu kentin diye merak ettiniz mi?
Ya da ilk muhtarı, ilk taksi şoförü?
İlk kadın milletvekilimiz Türkan Örsbaşbuğ , Türk Kadınlar Cemiyeti’ni kuran Emine Kadıgil...
Birçoğu var Antalya Kadın Müzesi’nde ve bu sanal müze, hepinizin akıllı telefonlarında elinizin altında.
Bu hafta iyi organize olmuş bir toplantıda konuşmacı idim. panel başlığı, !İlham Veren Kadınlar’ idi. Konuşmacı dört kadından biri idim, ne mutlu bana. Hemen yanımda muhteşem Ümmiye Koçak abam oturuyordu. Giymiş pazen üst donunu (şalvar değil, kesimi farklıdır, bilenler bilmeyenlere anlatsın lütfen), nasıl güzel desen ve renkleri var anlatamam. Göçmen bir ailenin kızı bir yörük evine gelin oluyor ve hikâye başlıyor. Bulunduğu yeri iğne oyası gibi işlemiş ve yirmi bir yıl önce köyde tiyatro eserleri üretmeye ve köylüye oynatmaya başlamış. İnanılmaz bir kadın sonra ünü İspanya’ya kadar ulaşmış, öyle ki; dünyaca ünlü futbolcu Ronaldo ile reklam filminde oynadı. Ümmiye Abam, ilkokul mezunu, kazara olmuş o da. zehir gibi bir kadın, ana gibi, aba gibi... herşey dahil Ümmiye Koçak Abama. Ronaldo’ya, ‘kuzum, oğlummm’ diye bi sarılıvermiş, dil bilmeyen kadın, Ronaldo nasıl karışılık vermiş dersiniz; ‘Mommy’!! Ümmiye Abam diyor ki, ‘o gün öğrendim mommy, anne demekmiş’.
KADIN İMAJI
Bir kenti tanıtırken içinde yaşayan kentliyi de dahil etmelisiniz, yaşayan organizma olmadan dahası o organizma, o tanıtımın içinde olmadan, o tanıttığınızı yaşamadan, kente gelecek turiste ne kadar anlatsanız da soyut kalır. Kadının müzesini olur diyenler oldu, içine ne koyacaksınız diyenler oldu. İçine, başarı koyduk, güzellik koyduk, elimizde çok var, hiç zorlanmadık. Bu kent inanılmaz zengin ve güzel Antalya’nın cinsiyeti olsa, kadın olurdu demişti bir toplantıda, turizmci Sevgili Ahmet Barut. Doğru söylemişti, aldım hemen notlarıma ve hep kullanırım. Antik çağdan günümüze, sahip olduğumuz bu muhteşem mirası yaşatmalıyız. Kentin dört bir yanında, ağzımızı büyüte büyüte göğsümüzü kabarta kabarta anlatmalıyız kadınlarımızı. Anlatalım , anlatalım ki, yobaz ve kadını hor gören zihniyetler yeşermesin. Kökünden yok olsun.
Sevgiyle Kalın.